Susan Wojcicki, Polonya asıllı Amerikalı teknoloji yöneticisidir. Halihazırda ise günümüzün en popüler video paylaşım platformu olan YouTube’un CEO’sudur. Kendisinin başarmış oldukları sayesinde Google’ın ve YouTube’un günümüzdeki noktasına ulaştığını söylemek abartı olmayacaktır.
YouTube; video yükleme, izleme ve videoları başkalarıyla paylaşıma sunmaya yarayan günümüzün en ünlü platformdan biri. Şirket, üyelik alan kullanıcılarına kanal sahibi olma imkanı veriyor. Üye olmayan kullanıcılarına ise bu videoları izleme ve kanalları takip etme fırsatı sunmakta. İşte, 2014 yılı ile beraber YouTube üyelerinin para kazanmasının önünü de açmıştı. Böylelikle platform, bir istihdam yaratmış ve günümüzde “YouTuber” bir meslek haline gelmiştir. Bu uygulamayla beraber, her üye izlenme başına para kazanmaya başlamıştır.
Peki, YouTube kimler tarafından ve ne zaman kurulmuştu? YouTube’un oluşum sürecine kısaca bir göz atalım. YouTube 2005 yılında hayatımıza girdi. Şirket, 3 eski Paypal çalışanının kafa kafaya vermesi sonucu ABD’de kuruldu.
YouTube’a hayat veren isimler arasında ise Chad Harley, Steve Chen ve Javed Karim yer alıyor. Şubat 2005’de üç kafadar YouTube.com alan adını satın almıştı. 3 ay sonra ise YouTube’un beta sürümünü aktif hale getirmişlerdi. Akabinde, kasım ayında artık YouTube resmi olarak yayına sunulmuştu.
YouTube’un kısa süre içinde yakaladığı başarı ise Google çalışanlarının dikkatinden kaçmamıştı. Şirket, Kasım 2006 yılında YouTube’u almaya karar vermişti. Böylelikle, 1,65 milyar dolar karşılığından YouTube, Google’ın bünyesine katılmıştı.
Google tarafından satın alındıktan sonra YouTube’un hızlı bir şekilde gelişim kaydettiği bilinmekte. Temmuz 2006 itibariyle, siteye her gün 65.000’den fazla yeni video yüklendiği bilgisi yetkililer tarafından paylaşılmıştı. Peki, günümüzde Google’ın yan kuruluşlarından biri olarak faaliyetlerini sürdüren YouTube’u, Google’ın bünyesine katma fikri kimden çıkmıştı?
İşte, YouTube’un henüz emekleme dönemlerinde onun potansiyelini keşfeden isim, halihazırda şirketin CEO’su olan Susan Wojcicki idi.
İçindekiler
Susan Wojcicki ve Özel Hayatı
Susan, 5 Temmuz 1968’de Santa Clara County, California, ABD’de dünyaya geliyor. Babası Stanford Üniversitesi’nde fizik profesörü olan Stanley Wojcicki. Annesi ise eğitimci olan Esther Wojcicki. Susan verdiği bir demeçte, anne ve babasının mesleklerinin kendi üzerindeki etkisinden şöyle bahsediyor:
Babam fizik profesörü, annem ise lise İngilizce öğretmeniydi. Stanford kampüsünde büyüdüm. Komşularımızın hepsi profesördü, bu yüzden büyük bir şirkette çalışan kimseyi tanımıyordum. İnternet henüz oluşmamıştı – hatta üniversiteye kadar bilgisayar kullanmaya başlamadım.
Bu yüzden hiçbir zaman iş veya teknoloji alanında çalışmak gibi bir hedefim olmadı. Bunun yerine akademisyenlerin büyük sorular sorduğunu ve önemli sorunları çözmek için çalıştıklarını gördüm. Ne yapmak istediğimi tam olarak bilmeden çok önce, dünyayı daha iyi bir yer yapacak bir şey yapmak istediğimi biliyordum.
Aynı zamanda Susan’ın, Anne ve Janet isimli iki kız kardeşi var. Bu noktada, Anne Wojcicki ismi sizlere bir yerden tanıdık gelebilir. Gelmediyse de hemen belirtelim ki, kendisi Google’ın kurucularından biri olan Sergey Brin’in eski eşi. Aynı zamanda, kişisel genomik şirketi olan 23andMe’nin kurucu ortağı ve CEO’su.
Bu detayı verdikten sonra Susan’ın özel yaşamına geri dönelim. Susan Wojcicki 1998 yılında Google’ın yöneticilerinden biri olan Dennis Troper ile evleniyor. Evlendikten kısa bir süre sonra ilk çocuğuna hamile kalan Susan, bugün beş çocuk annesi.
Susan Wojcicki ve Eğitimi
Wojcicki, Palo Alto’da bulunan Gunn Lisesi’nde okumaktaydı. Genç Susan, bu dönem sosyal bilimlere oldukça meraklıydı. Lise yıllarında onun bazı dergilerde yazarlık yaptığı ve okulun gazetesinde yazdığı biliniyor.
Mezuniyetinin ardından Susan, 1986’da Harvard Üniversitesi’ne geçiş yapıyor. Lisansını edebiyat ve tarih bölümlerinde yapıyor. Başarılı kadın, 1990 yılında üniversiteden dereceyle mezun oluyor. Mezun olduktan sonra akademik kariyer yapmayı hedefliyor.
Peki, nasıl oldu da sosyal bilimlere meraklı olan bu kadın ilgisini birdenbire teknolojiye verdi? Kendisinin bu konudaki bir röportajında verdiği demeçte, ilgi duyduğu dönem olarak Harvard yıllarını gösteriyor. Üstelik bunun bir tesadüfe dayandığını da dile getiriyor.
Wojcicki, Harvard’da okurken her yaz farklı bir ajansta geçici olarak çalıştığını belirtiyor. Bu ajanslar ile farklı yerler ve farklı alanlarda çalıştığını da ifade ediyor. Örneğin, bir dönem hukuk firmasında, bir dönem sanitasyon sektöründe ve son sınıfta bir teknoloji kuruluşunda çalıştığından bahsediyor. İşte bu teknoloji kuruluşu Wojcicki’nin hayatını neredeyse tamamen değiştiriyor.
Wojcicki, burada görmüş olduğu kodlamanın yaratıcılığına hayran kalmış olduğunu da dile getiriyor. Daha sonrasında okula dönüp ilk bilgisayar bilimi dersini de aldığını belirtiyor. Kendisinin okuduğu Tarih ve Edebiyat bölümü ile tamamen alakasız olan bu derste tek son sınıf öğrencisi olduğunu ifade ediyor.
Ancak, teknoloji ve bilgisayarın yaratıcı evrenine kendisini kaptıran Wojcicki, insanların hayatını etkileyebileceğinin farkına vardığını söylüyor. Özellikle sanat projelerine ilgi duyduğunu dile getiriyor. Ancak aynı yaratıcılığı burada da bulması, teknolojiye olan ilgisini de etkiliyor.
YouTube’dan Önce Kariyer Hayatı
Wojcicki, kariyer hayatına RB Webber & Company ve Bain & Company’de yönetim danışmanı pozisyonunda çalışarak başlıyor. Aynı zamanda Intel Inc.’nin genel merkezinde, bir dönem pazarlama bölümünde görev alıyor.
Takvimler, Eylül 1998’i gösterdiğinde, Susan hayatında dönüm noktası olan bir olay yaşıyor. Yeni bir arama motoru kurmak isteyen iki genç adam projelerini hayata geçirmek için kendilerine çalışabilecekleri bir yer arıyor. Bu iki genç adam Google’ın kurucu ortakları olan Sergey Brin ve Larry Page idi. Susan’ın onlarla tanışma süreci ise oldukça ilginç.
Bu ikiliyle Intel’de çalıştığı zamanlarda tanışan Wojcicki, kendisinin o dönemde hamile olduğunu belirtiyor. Buna ek olarak aynı dönem eşiyle birlikte yeni bir ev aldıklarını da ifade ediyor. Böyle bir dönemde yeni bir girişime başlamanın pek de mantıklı bir hamle olmadığını da söylüyor.
Wojcicki, eşiyle birlikte almış olduğu bu evin Stanford kampüsüne oldukça yakın olduğunu dile getiriyor. Evin borcunu ödemek adına bir kısmını da öğrencilere kiralamak için birilerine arayan çiftin yolu Larry Page ve Sergey Brin ile kesişiyor.
En başta iki çift arasında kiracı-ev sahibi ilişkisinden öteye geçiş olmasa da Wojcicki, zamanla ikisini de daha yakından tanıdığını ve Google’ı kullanmaya başladığını dile getiriyor. Belli bir süre kullandıktan sonra Google’ın oldukça başarılı bir arama motoru olduğunu anlayan Wojcicki, kariyerine de Google’da devam ettiğini ifade ediyor. Hatta kendisinin Google’ın 16. çalışanı olduğunu da dile vurguluyor.
İşte, Susan’ın Google serüveni böyle başlıyor. 1999 yılında Google’da göreve ilk olarak pazarlama müdürü pozisyonunda başlıyor. Böylelikle, Google’ın ilk pazarlama müdürü olarak kayıtlara geçiyor. Susan, ayrıca Google Doodle’ları, Google Görseller gibi ürünlerin gelişimine büyük katkılar sunuyor. Kısa sürede kaydettiği başarı nedeniyle, Reklamcılık ve Ticaretten Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı pozisyonuna geçiş yapıyor.
Bu süreçte; AdWords, Google Analytics ve AdSense başta olmak üzere Google’ın analitik ve reklamcılık ürünlerinin denetimini yapıyor. Son olarak, Google Video hizmetinin denetimini yapan Susan, YouTube’ın başarısını gözlemliyor. Onlarla rekabet edemeyeceklerini anlayınca, yönetim kuruluna YouTube’ı satın almaya öneriyor.
YouTube Serüveni
YouTube’ın parlayan yıldızı üzerine Wojcicki’nin Google Yönetim Kurulu’na yaptığı teklif onaylanıyor. Google harekete geçiyor ve Kasım 2006’da YouTube’u 1,65 milyar dolara satın alıyor. Bu satın alma işlemi Google’ın en büyük devralmalarından biri olarak kayıtlara geçiyor.
Bu satın alma işleminden 8 yıl sonra, Susan Wojcicki YouTube’un CEO’su oldu. O, CEO olmadan önce YouTube’ta çalışan kadın oranı 24 idi. Ancak onun yönetiminde bu oran 30’a çıktı.
Susan, içerikle ilgilenen kullanıcıları hedefleyen farklı YouTube uygulamalarının lansmanlarında görev aldı. Bunun yanı sıra, o YouTube’un ücretli bir akış abonelik hizmeti olan YouTube Red’in denetimini üstlendi. YouTube Red’in bugünkü adı, YouTube Premium olarak biliniyor. Ayrıca YouTube TV’nin faaliyeti onun denetiminde gerçekleşti. Susan, kendi ağzıyla YouTube macerasını şöyle anlatıyor:
2005’te Google Video üzerinde çalışıyordum ve YouTube adlı başka bir video şirketinin, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik sayesinde inanılmaz bir büyüme kaydettiğini gördüm. Dünyanın her yerinden insanlar, ‘Kendini Yayınla’ sloganıyla YouTube’a asla geleneksel medyada yer almayacak harika videolar yüklüyorlardı. Daha önce hiç var olmayan tamamen yeni içerik ve biçim türleri olduğunu ve YouTube’un Google için büyük bir fırsat olduğunu fark ettim. 2006’da Google’ın YouTube’u satın alması üzerinde çalıştım.
Aynı zamanda Google’ın reklamcılık ürünleri için lider ürün yönetimine geçtim ve sonraki sekiz yıl boyunca reklamlarda çalışmaya devam ettim. 2014’te Google, YouTube’da CEO rolünü üstlenmem için benimle iletişime geçti. YouTube’un misyonu konusunda her zamanki gibi tutkuluydum ve onu geleceğe taşıma fırsatı beni heyecanlandırdı.
Susan Wojcicki Sonrası YouTube
O, CEO olduktan sonra YouTube’da yayınlanan videolara ilişkin politikaları düzenlemeye koyuldu. Bu noktada, onun denetiminde politikaların daha katı bir hale getirildiğini söylemek mümkün. Susan’ın sert politikalar izlemesinin nedenlerinden bir tanesi bir İngiliz ulusal gazetesinde çıkan haberdi. Haber, YouTube’un terörist grupları destekleyenlerin video paylaşımlarını kolayca yapabildiklerini belirtmekteydi. Hal böyle olunca, Susan nefret söylemi barındıran ve şiddet içeren videolara ilişkin önemli adımlar attı.
Şirket Susan’ın denetiminde YouTube’un siteyi günde bir milyar saat görüntüleyen kullanıcılarla bir ayda 1,5 milyar kullanıcı kazandığını duyurdu. Öte yandan, Susan başarıları nedeniyle 2015 yılında Time’ın en etkili 100 kişi listesine girdi. Ayrıca, Time Dergisi bir sayısında Susan’ı ‘internetin en güçlü kadını’ olarak onurlandırdı.
Wojcicki, bugün YouTube’ın geldiği son nokta hakkında ise oldukça heyecanlı gözüküyor. Kendisinin ifadelerine göre ne zaman biriyle tanışsa YouTube hakkında bir hikayeleri olduğunu öğreniyor. Bu hikaye bazen bir öğrencinin ödevine yardım alması bazen de bir garaj kapısının tamirinin nasıl tamir edileceğini öğrenmek oluyor.
Bunlara ek olarak kişilerin yaptığı işte ustalaşmasına yardımcı olacak içeriklerin de YouTube’da var olması Wojcicki’yi oldukça sevindiriyor. İnsanların bu platformu kullanarak her gün yeni bir şeyler öğrenebilecek olmalarından gurur duyduğunu da dile getiriyor.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Bugün YouTube platformunun, TV’lerin yerini aldığını söylemek yanlış olmaz. Daha öncesinde, insanların ne izleyeceği televizyonlar ve kanallar tarafından belirlenmekteydi. Ancak YouTube tüm bu ezberleri bozdu. Çünkü YouTube ile beraber, kullanıcılara bir özgürlük tanındığını söylemek mümkün.
Aynı zamanda, yazının başında belirttiğimiz gibi YouTube tarafından herkese kendi işini yapma fırsatı sunuldu. Bu nedenle, artık YouTuber olmak günümüzün meslekleri arasında yer alıyor. Bu durum önümüzdeki dönemde de etkisini sürdürecek gibi gözüküyor.
Ancak herkes YouTube ve Youtube üzerinden icra edilen işlere sıcak bakmıyor. Geleneksel meslek tanımlarının dışına çıkan bu meslek kitleleri ayırma potansiyeline sahip olan bir konu. Siz de Susan Wojcicki ve bu konu hakkındaki düşüncelerinizi bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.