Anthony Levandowski: Otonom Araçların Efsane İsmi

Anthony Levandowski, başarılarını Waymo, Otto, Uber gibi şirketlerde kanıtlamış olan ve sürücüsüz ya da robot araba adlarıyla da bilinen otonom araç mühendisi. Bu zamana değin ele aldığımız yazılarda sık sık “yazılım mühendisleri” ve “bilgisayar programcıları” gibi meslek dallarıyla ilgilenen kişileri konu edindik. Bu kez, otonom araçların mühendisliği konusunda “uzman” diyebileceğimiz Anthony Levandowski ile karşınızdayız.

Bu noktada, geleceğin arabaları olarak bilinen otonom araç fikrinin evveliyatının 1920’li yıllara dayandığını belirtmekle işe başlayalım. Her ne kadar otonom araç fikri bizlere yeni gibi görünse de işin aslı pek de öyle değil. Çünkü bundan 95 yıl önce Francis Houdina adlı bir elektrik mühendisinin radyo kontrollü bir aracı sürmesi, otonom araç girişiminin başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

Takvimler 1939’u gösterdiğinde ise otonom araç sektörüne dair ikinci bir hamle General Motors’tan geldi. Firma, New York Dünya Fuarında gerçekleştirdiği sergide, otonom araç tasarım fikrini gösterime sundu. Bir sonraki hamle ise otonom araç teknolojine somut bir örnek teşkil ediyordu. İşte, zemine döşenen kablolarla komuta edilen minyatür bir araç, 1953 yılında RCA Labs tarafından üretildi.

1958 yılında ise ilk defa otonom araç sürüş testleri yapıldı. Ancak dönemin teknolojisi itibariyle testlerden verim alınamadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Tavimler 1980’i gösterdiğinde ise Alman Ernst Dickmanns ve ekibi, otonom araç teknolojisine ilişkin yeni bir girişimde bulundular. Onlar, Bundeswehr Üniversitesi’nde Mercedes-Benz marka bir minibüse imza attılar. Aracı trafiğe kapalı bir alanda test ettiler. Ardından Prometheus Projesi kapsamında Japon bilim insanları harekete geçti. Tasarladıkları araç saatte 180 km hıza ulaşmıştı.

Otonom araç teknolojisine yönelik köklü hareketlerin ise asıl olarak milenyum çağıyla başladığını söylemek mümkün. 2000’li yıllar firmaların otonom (Waymo, Tesla, Huawei, Volkswagen, Amazon) araç konusunda çetin mücadelesine sahne oldu.

4 yıl sonra ise ABD Ordusu tarafından 1 milyon dolar ödüllü DARPA Grand Challenge yarışması başlatıldı. Bu yarışta iki tekerlekli tek otonom araç Ghost Rider isimli motosikletti. Tasarımın sahibi 24 yaşında otonom araç tutkunu olan Anthony Levandowski’ydi.

Anthony Levandowski ve Özel Yaşamı

Anthony, 1980 yılında Belçika’da dünyaya geldi. Annesi Fransa asıllı bir diplomat babası ise Amerikalı bir iş insanı. Ailenin 90’lı yıllarda Kaliforniya’ya göç ettiği bilinmektedir. Anthony’nin ailesine dair bilgilerimiz bunlarla sınırlı.

Ancak arşivlerde onun gençlik yıllarına dair birtakım bilgiler var. Örneğin, Lewandowski’nin bilişim ve robot tasarımı konularına olan merakının henüz çok küçük yaşlarda başladığı gibi. O, henüz lise yıllarında birçok yerel işletme için web site tasarımları yaptı.

Gelelim Anthony’nin üniversite hayatına. Onun, 1998 yılında Kaliforniya Üniversitesi’ndeki eğitim hayatına başladığını biliyoruz. Zeki adam, lisansını Endüstri Mühendisliği, yüksek lisansını ise Yöneylem Araştırması alanında tamamladı.

Ayrıca Levandowski, henüz lisans birinci sınıf öğrencisiyken internet ve bilişim hizmetleri veren La Raison adlı bir şirket kurdu. İkinci sınıfta ise BillsortBot adlı bir robot tasarladı. Bu robot tasarımı, ona Sun Microsoft robotik yarışmasında birinciliği getirdi.

ghostrider

Ghost Rider

ABD ordusu 2004 yılında, Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından desteklenen otonom araç yarışını başlattığını duyurdu. Böylelikle, ordu gelecekte askeri alanda kullanılabilecek otonom araç yapımını teşvik etmek istemişti.

Ghost Rider isimli otonom araç, insansız kendi kendine çalışan bir motosikletti. Üstelik yarışmanın tek iki tekerlekli otonom aracı olduğu için dikkatleri de üstüne epey çekmişti. Onu tasarlayan grup ise California Üniversitesi’nde kendilerine Mavi Takım adını veren bir grup gençten oluşuyordu.

Ekipte yer alan bazı isimler şöyleydi: Charles Smart, Andrew Schultz, Bryon Majusiale, Howard Majusiale. Charles, aracın GPS programlanmasından sorumluydu. Andrew, elektrik motorlarının programlanması görevinden, Bryon Majusiale aracın bakımından ve Howard Chau ise mekanik tasarımından sorumluydu. Ekibin lideri ise robotun engellerden kaçınma yazılımını geliştiren Anthony Levandowski’ydi.

Bugün Ghost Rider, 2007 yılında A.Levandowski’nin bağışladığı Smithsonian Ulusal Amerikan Tarihi müzesinde yer alıyor.

The PriBot

2006 ve devamı, Anthony Levandowski’nin kariyer yaşamında hızlı bir ilerleyişe sahne oldu. O, 2005’te DARPA yarışı sırasında tanıştığı Sebastian Thrun ile yollarını birleştirdi. İkili, Stanford sokak haritalama projesi olan VueTool’da görev aldılar.

Ardından Thrun, Anthony ve Mavi Takım ekibini Google Street View Projesi’ne dahil etti. Onun Google ile işbirliğinde otonom araç teknolojisine yönelmesi sonradan oldu. Böyle olsa da o, iş dışında robot çalışmalarını sürdürdü.

2008 yılında ise Anthony’e ilginç bir teklif geliyor. Discovery Channel, Prototype This! programının yönetmeni ondan bir bölümde kullanmak için Ghost Rider’ı istedi. Fakat Anthony, aracın müzede olduğu için bunun pek de mümkün olmadığını söyledi. Fakat o, kapıları tamamen kapamıyor.

Aslında bu teklif, onun otonom araç teknolojisine yeniden odaklanması için bir fırsat doğurdu. Bunun farkında olan zeki adam, yönetmene yeni bir araç tasarlayabileceğinden söz etti. Yönetmen, bu teklifi kabul etti. Ancak bu tasarım için Levandowski’nin bütçesi yoktu. Bu nedenle, Google’a girişimine yatırım yapmaları için teklifte bulundu. Verdiği bir röportajda Levandowski, Google yetkilerinden şöyle bir yanıt aldığını belirtiyor:

Evet, tamam iyi eğlenceler. Robot araba alanında hiç değiliz. Aslında, bunun, San Francisco’da içinde kimse yokken bir arabayı sürmekten kaynaklanabilecek herhangi bir kaza, sorumluluk veya herhangi bir sorun yaşamak istemediğimiz için onaylamadığımızı bilmeni istiyoruz.”

İşte, Anthony’nin teklifi ilk başta Brin ve Page tarafından kabul edilmedi. Çünkü onlar çıkacak herhangi bir sorun karşısında sorumluluk almak istememişlerdi. Ancak ikili, Haziran 2008’de bu projeyi onayladılar. Otonom araç sevdalısı adam, aldığı destek sayesinde hemen harekete geçti. O, bu kez PriBot adını verdiği aracı tasarlamak için Anthony’s Robots’u kurdu. PriBot, sürücüsüz bir Toyoto Prius ve halka açık yollarda kullanılan ilk araç olarak tarihe geçti.

İşte, yollarda halka açık olarak kullanılan ilk otonom aracın görüntülerini sizlerle paylaşıyoruz.

Waymo ve Otto Serüveni

Anthony’nin PriBot ile gösterdiği başarı ve uyandırdığı yankı, Google‘ı otonom sürüş teknoloji şirketi olan Waymo’yu kurmak için cesaretlendirdi. Proje, Thrun ve Anthony tarafından 2009 yılında hayata geçti. Anthony, proje kapsamında pek çok başarılı işler ortaya çıkardı.

Şirket 2012 yılında, ürettikleri otonom araç için ABD tarafından lisans almaya hak kazandı. 2014 yılında ise Ateş Böceği adıyla bilinen yeni bir otonom araç üretildi. Bu araç, tamamıyla otonom olarak kullanılabilmekteydi. Üstelik bu araçta direksiyon da yoktu.

Bu başarılara imza attıktan sonra Thrun ve Levandowski, Google’dan ayrılma kararı aldılar. Daha sonra Thrun ve Levandowski, birkaç arkadaşlarıyla birlikte Otto’yu kurdular. Onların bu kez hedeflerinde daha büyük araçlar vardı. Kendisine Waymo’dan ayrılma nedeni sorulduğunda Anthony, şöyle yanıt vermişti:

Waymo’da neredeyse 9 yıl çalıştım ve birçok harika şey yaptım ama benim için kendi işimi yapma zamanım gelmişti. Kendi kendini süren kamyonlar konusunda heyecanlıydım ve yeni bir şirket bunu yapmak için doğru yerdi. Gerçekten teknolojiyi dünyaya yaymak istiyorum. Ve bunu kamyonlarda yapmak muhtemelen en kısa yoldur. Benim gibi düşünen ve bana katılan bir sürü insan vardı. Kendi işlerimi yapma zamanımın gelmesi dışında tek bir neden yok.”

Binek Araçlardan Büyük Araçlara

Google’ın Waymo’yu kurması ve Anthony’i başına getirmesi bu adama yetmemişti. Belli ki Waymo’da yaptıkları onu tatmin etmiyordu. O, yalnızca şirket değiştirmekle kalmamış aynı zamanda ilgisini büyük araçlara yöneltmişti. Anthony, neden küçük araçlarla değil de yola büyük araçlarla devam etme kararı aldığını ise şu sözlerle açıklıyor:

Kamyonlar, çoğunlukla otoyollarda kullanılır ve otoyollar çok yapılandırılmış bir ortamdır. Yani, herkes aynı yöne gidiyor. Trafik ışıkları yok. Dur işaretleri yok. Çapraz trafik yok. Yayalar yok. Yine de çok uzun bir yolculuk, bu yüzden monoton. Bu biraz yorucu. Ve bir insan ancak bu kadarını yapabilir. Yani bir kamyon şoförüyseniz, yapabildiğiniz kadar araba kullanıyorsunuz, bu da yasal olarak bazıları için 11 saattir. Bazıları hile yapıyor çünkü daha fazla para kazanmak zorundalar. Kimi ise mecbur oldukları için hile yapar. Bazıları hile yapar çünkü eve gitmek isterler.

Otto

Günün sonunda, bu yorucu bir iş. Bugün işgücünde 50.000 kamyon şoförü sıkıntısı var. Otobanda araç kullanmak ile şehirde araç kullanmak için gereken teknoloji çok farklıdır. Belki 20 ila 50 kat daha kolay. Bu nedenle, kendi kendini süren bir kamyonun peşine düşmek ve kamyon endüstrisini geleceğe taşımak bir başlangıç ​​olarak bizim için anlamlıydı. Ve bunu yapmak için gereken teknoloji çok daha kolaydı, bir başlangıç ​​olarak yapılabilir diyebilirim. Yolcuları taşımak için tamamen kendi kendine giden bir araba inşa etmek çok daha iddialı ve çok daha karmaşık.”

Dava

Otto, 2016 yılında Uber tarafından satın alındı. Levandowski, burada otonom araç projesinin liderliği pozisyonunda görev aldı. Uber’de 2016 yılında başlayan kariyeri 2017’de son buldu. Çünkü o, firma tarafından kovuldu. 2018’de ise otonom kamyon taşımacılığı projesi tamamıyla son buldu.

Bunun nedeni, Waymo tarafından 2017 yılında Anthony’e açılan dava oldu. Amerika’nın gündemine oturan bu davada, Waymo ilk olarak Uber’i hedef aldı. Davanın iddiası ise Levondowski’nin Waymo’nun planlarını ve tasarımlarını çaldığı yönünde oldu.

Bir yılın ardından dava sonuçlandı. Uber, Waymo’nun 245 milyon dolar değerindeki öz kaynaklarının %0, 34’ünü ödemek zorunda kaldı. Ayrıca Uber, Lewondowski’ye güvendikleri ve onu firmada çalıştırdıkları için özür dilediğine dair basın açıklaması yaptı.

Olaylar bu kadarla kalmadı. Ağustos 2019’da Waymo ticari sırlarını açığa çıkardığı gerekçesiyle bizzat Anhtony’e dava açtı. Ardından Anhtony Levandowski, 33 suçlamayla karşı karşıya kaldı. Esas ilginç olan kısmı ise onun, 33 suçtan birini kabul edip suçunu itiraf etmesi oldu. Levandowski’nin kabul ettiği suçlama ise yasa dışı olarak Waymo’nun birtakım belgelerini indirdiğini kabul etmesi oldu.

Anhtony Levandowski, mahkeme tarafından 13 ay hapis cezasının yanında Waymo’ya 756.499.22 $ ve 95.000 $ para cezalarına çarptırıldı. Fakat Levandowski 6 ay sonra, yani 2021 yılında mahkeme tarafından affedildi.


Otonom araçlar hakkında yaptığı çalışmalarla ön plana çıkan Levandowski, başarılarıyla birçok genç mühendise yol gösteriyor. Otonom teknolojisinin daha da gelişeceğini düşünürsek Anthony, gelecekte de otonom araçlar üzerine yaptığı çalışmalar ile adından söz ettirecek diyebiliriz.

Sizler Levandowski’nin çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce otonom araç teknolojisi konusunda yaptığı çalışmalar ne derece önemli? Otonom araçların geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Gelecekte bu araçlar, insan hayatında etkili olabilecek mi? Sizler de Levandowski’nin hayatı ve otonom araçlar hakkındaki görüşlerinizi aşağıdaki yorum bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz.

Teknoloji'den geri kalmamak için e-posta listemize abone olun!

Bilim ve teknolojinin insan yaşamına etkileri konusunda oldukça meraklı. Özellikle, bilim ve teknoloji dünyasına katkıda bulunmuş isimler üzerine yazılar kaleme almayı seviyor. Bu alanlarda araştırmalar yapmak, okumak ve yazmak vazgeçilmezlerinden. Ayrıca felsefe, psikoloji, sosyoloji ve sinema ilgi duyduğu alanlar arasında. Bu alanlar üzerine çeşitli platformlarda ve basılı bir dergide içerikler üretiyor.