İngiliz fizikçi Sir Isaac Newton, 17.yüzyılın bilimsel devriminin en üst sırasındaki kişiydi. Tarih boyunca adından en çok söz ettiren bilim insanlarından biri oldu. Fizikçi olarak ünlense de o, ayrıca matematikçi, kimyacı, felsefeci ve mucittir. Matematikte sonsuz hesabın ilk kaşifi olarak anıldı. Mekanikte, modern fiziğin temel ilkeleri olan üç hareket yasası, evrensel yerçekimi yasasının formüle edilmesi sayesinde sonuç buldu. Optikte ise beyaz ışığın bileşimini keşfetti; modern fiziksel optiğin temellerini attı.
Isaac Newton’un “Philosophiae Naturalis Principia Mathematica” (Mathematical Principles of Natural Philosophy) adlı 1687’de yayımlanan kitabı, modern bilim tarihindeki en önemli eserlerden biri oldu. Tarihte bu eser, yıllar süren araştırmalar ve incelemelerinin sonunda evrensel hareket ve yerçekimi yasalarını içinde barındıran adeta bir dönüm noktası eseri sayıldı.
Albert Einstein‘ın bile hakkında şimdiye kadar yaşamış en zeki insanlardan biri dediği Isaac Newton kimdir; hayatı, eğitimi ve neler yaptığına daha yakından bakalım:
İçindekiler
Isaac Newton Çocukluğu ve Ailesi
Newton, 1643 yılında İngiltere, Woolsthorpe’ta doğdu. Babası -aynı adı taşıdığı- Isaac Newton yaşadıkları yerde çiftçilik yapıyordu. Annesinin adı Hannah Ayscough’du. Çiftin tek oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Newton’un doğumundan tam üç ay önce vefat etti.
Newton’un doğduğu yıl, Floransa yakınlarında Galileo Galilei hayatını kaybetti. -Bu bilginin Newton’la tek bağlantısı; Newton bir gün onun matematiksel hareket bilimi fikrini alıp, çalışmalarını gerçekleştirecekti.- Çok küçük ve oldukça zayıf bir bebek olarak dünyaya gelen Newton’un hayatta kalmasının mucize olduğunu düşündüler.
Doğumundan önce babasını kaybeden bu cılız bebek, iki yıl içinde iki kez evlenen annesinin varlığını da hayatında pek fazla hissedemedi. Son kocası zengin bir bakan olan Barnabas Smith, Newton’un bakımını üstlenmesi için büyükannesine bıraktı. Daha sonra Smith, bir oğlu ve iki kızıyla yakınlarda olan bir köye taşındılar.
Neredeyse dokuz yıl sonra, 1653 yılında Barnabas Smith’in vefatına kadar, Isaac Newton annesinden ayrı kaldı ve birtakım toplumsal ya da özel sarsıntılara bağlı olarak doğan psikotik eğilimlerinin sebebi bu travmatik olaylardı. -Üvey babası olan Barnabas’tan ciddi anlamda nefret ettiği söyleniyor- Bununla birlikte yaşadıkları olaylar nedeniyle oluşan keskin güvensizlik duygusu ona hayatı boyunca eşlik etti.
Newton’un annesi ikinci kez dul kaldıktan sonra, son kocasından kalan hatırı sayılır mirası yönetmesi için ilk oğlunu yani Newton’u düşündü. Sonunda buna karar verip Newton’u tekrar yanına aldı. Ancak bu durumun hem miras hem de Newton için hiç iyi olmayacağı çok geçmeden ortaya çıktı.
Arazideki işlerle ilgilenmek hiç ona göre değildi. Örneğin, inekleri otlatmak için çıktığında bir kitapla ağacın altında saatler geçiriyordu. Bu da çok sayıda ineğin kaybolmasına ya da çalınmasına neden oldu. Böylece sonunda annesi büyük bir hata yaptığını anladı.
Bilimsel Devrim ve Newton’a Etkileri
Isaac Newton, kırsaldaki beceriksizliği sayesinde okula gidecekti. Üniversiteye hazırlanmak için daha önce okuduğu Grantham’daki okula geri döndü. Çağın önde gelen bilim insanları gibi o da Grantham’da mekanik, saatler ve yel değirmenleri gibi makine modelleri yapma becerisi kazandı. 1661’e kadar üvey babası yüzünden kesintiye uğrayan eğitim hayatı, diğer lisans öğrencilerinden yaşça daha büyük olmasına neden oldu. Fakat sonunda Cambridge’deki Trinity College’a kaydoldu.
Newton, Cambridge’e geldiği zaman şimdilerde Bilimsel Devrim olarak nitelendirilen hareket, oldukça ileri gitmişti. Modern bilimin temel yapılarının birçoğu ortaya çıkmıştı. Johannes Kepler gibi gökbilimciler, evrenin güneş merkezli sisteminin neredeyse tüm detaylarına ulaşmış ve ortaya koymuştu.
O zamana kadar Galileo, atalet (eylemsizlik) ilkesine dayanan yeni bir mekaniğin temellerini atmıştı. (Daha sonra bunu Newton çok ileri götürüyor). Bunların yanında filozoflar, Descartes liderliğinde yeni bir doğa anlayışı formüle etmeye başladılar. Yine de Cambridge de dahil olmak üzere Avrupa’daki hemen her üniversite modası geçmiş olan ve ölmeye yüz tutmuş Aristotelesçiliğin kaleleri olmaya inatla devam ettiler.
Diğer tüm lisans öğrencileri gibi Newton da yüksek öğrenimine Aristoteles’in çalışmalarını benimseyerek, onların üzerinden geçerek başladı. Yeni felsefe dedikleri şey, henüz okullarda olmasa da varlığı ortadaydı. Newton, lisans hayatı boyunca Descartes ve Aristoteles’in aksine, fiziksel gerçekliği tamamen hareket halinde olan madde parçalarında gören ve diğer tüm mekanik filozofların eserlerini de inceledi. Böylece Newton’un bilimsel kariyeri başlamış oldu.
1664 yılında yazdığı bir metin olan “Quaestiones Quaedam Philosophicae” yani “Belirli Felsefi Sorular”ın alt başlığındaki bir yazı dikkat çekti. “Amicus Plato amicus Aristoteles magis amica veritas”, “Platon ve Aristoteles benim arkadaşım ama en iyi arkadaşım hakikattir”. Böylece Newton’un geleneksel filozofları örnek almayacağı belli olmuştur.
Yüzyılın önemli kimyagerlerinden biri olan Robert Boyle’un çalışmaları ise Newton’un kimya alanındaki başarılı çalışmalarının temelini oluşturdu. Daha sonra doğayı, simya ve büyü kavramlarıyla açıklamaya çalışan Hermetik gelenekle tanıştı. Doğa felsefesinin o dönemde önemli olan iki temel geleneği sayılan mekanik ve hermetik, hayatı boyunca Newton’un düşüncesini etkilemişlerdir.
Veba Yılları ve Üniversitenin Kapatılması
Newton, tüm bunlardan daha sonra binom teoremini keşfetti. Eğrilerin eğimlerini ve eğrilerin altında bulunan alanları bulmak amacıyla sonsuz küçük değerlendirmeleri kullanan güçlü bir analiz olan kalkülüsü geliştirdi. Newton 1669’da kendi ilerlemesini de özetleyen bir makale kaleme aldı. “De Analysi per Aequationes Numeri Terminorum Infinitas” adlı metin, el yazması olduğu için sınırlı bir çevrede okundu. Fakat yine de Newton’un adını duyurmasını sağladı. Daha sonraki iki yıl içinde bu metni revize etti.
Sadece belirli bir çevrenin, bilim insanlarının, Newton’dan haberdar olmasına rağmen Newton, Avrupa’da önde gelen matematikçi unvanını almıştı. 1665’te lisansını tamamladığında, üniversite eğitimi tarihindeki en dikkat çekici olan öğrenci kariyeri, maalesef hemen hiç tanınmadan geçmişti. Newton, kendi kendine hiç bir rehberi olmadan yeni felsefeyi ve matematiği araştırdı. Ancak tüm çalışmaları kendi notlarıyla sınırlı kalmıştı.
Newton’un parlak kariyeri, 1665’te ortaya çıkan veba nedeniyle parlaklığını kaybetti. Veba nedeniyle birçok kurum ve kuruluş kapandı. Üniversite de kapanmak zorunda kaldı ve iki yıl boyunca Newton evde kaldı. Bu süre zarfında öğrendiklerini düşündü, hesaplar ve çalışmalar yaptı. Newton, gerçek bilginin sadece kitap okuyarak öğrenileceğine inanmazdı. O her zaman gözlem yapmaktan yana oldu. Optikle ilgili okuduğu metinlere güvenmedi. Onun yerine gözüne bir kör iğne sokarak deneyler yaptı.
Bu veba yıllarında Newton, hesabın temellerini attı. Renklere Dair adlı bir makale yazdı. Dairesel hareketin parçalarını inceledi. Analizlerini Ay ve gezenlere uyguladı. Bir gezegene etki eden kuvvetin, Güneş’ten uzaklığının karesiyle azaldığı ters kare ilişkisini ortaya çıkardı. Bu evrensel yerçekimi yasası için büyük öneme sahipti. Fakat ne yazık ki bu yıllarda hiç kimsenin bu keşiflerden haberi yoktu.
Devrim Niteliğindeki Teleskop
1671’de Newton’un yepyeni fikirleri devrim niteliğinde yeni bir teleskop icat etmesine yol açtı. Laboratuvarında deneyler yapmaya aralıksız olarak devam eden Newton, farklı türde keşifler yaptı. Teori ve pratiği sayesinde teleskobu tekrar gözden geçirdi. Bu zamana kadar büyük ve hantal bir alet olan teleskobu, lensler yerine aynalar kullanarak geleneksel teleskoptan çok daha küçük, güçlü ve sağlam bir alet yapmayı başardı.
Newton, o sırada Lucasian profesörü olmasına rağmen adı Royal Society tarafından bilinmiyordu. Fakat onun yansıtıcı teleskobunu öğrendiler. Bu teleskoptan çok etkilendiler ve Newton’u görmek istediler. Yeni teleskobun bilim dünyasında coşkuyla kabul edilmesinin ardından Newton, ışık ve renkler üzerine bir makale kaleme aldı.
Ancak iyi eleştiriler almadı. Hatta dönemin önde gelen bilim insanlarından olan Robert Hooke, neredeyse Newton’a düşman oldu. Annesi de ölüm döşeğinde olan Newton, bu entelektüel dünyadan çekilmeye karar verdi. Kendini çalışmalara verdi ve en büyük işleri olan yerçekimi teorileri de dahil tüm işlerini bu dönemde düşünmeye başladı.
Kalkülüs Kavgası ve Principia Mathematica
Avrupa’nın önde gelen filozoflarından olan Gottfried Leibniz, bir makale yayımladı. Bu makalede Newton gibi o da yeni bir kalkülüs teorisi ortaya attı. İşte bu makele ile birlikte ikilinin sonsuza kadar sürecek savaşı başlamış oldu. Newton, aynı şeyi yaklaşık yirmi yıl önce yaptığını söyleyerek Leibniz’i teorilerini çalmakla suçladı. Fakat içine kapanık olan ve cemiyetten uzak duran Newton, teorilerinin çoğunu yayımlamamıştı.
Çok geçmeden Newton, fiziğin temeli olarak kabul edilen şeyi üretti. Philosophiae Naturalis Principia Mathematica’yı iki senede yazdı. Bu onun yirmi yılı aşan düşüncelerinin ve teorilerinin doruk noktası oldu. Bu eserde üç hareket yasasını ve evrensel çekim teorisinin ilk metnini ortaya koydu. Yerçekimi teorisi, evrenin yeni bir matematiksel tanımına neden oldu. Yine bu eserle Newton’un itibarı arttı.
Isaac Newton Siyaset Dünyasında
1690’ların başında adını doğa filozofu olarak duyuran Newton, daha sonra siyaset dünyasına adım atmak istedi. Aşırı dindar olan Newton, II. James’in sıkı Katolik olmasını istediği üniversiteler ve reformlarıyla savaştı. Sonunda Parlamento üyesi olsa da Avam Kamarası’nda pek yer bulamadı.
Siyaset hayatının verdiği ağırlıkla, 1693 yılının sonuna doğru etrafındaki arkadaşlarından şüphe etmeye başladı. Onların kendisine komplo kurduğunu düşündü. Bu durum sinir krizi geçirmesine ve zihinsel bir çöküş yaşayacağı döneme girmesine neden oldu.
Kraliyet Darphanesi Müdürü Newton
17.yüzyılda bir anda İngiltere’nin mali durumu krize girdi. Newton, 1700’de Darphane Müdürü oldu. Daha sonra İngiltere’nin para birimini dünyanın en istikrarlı para birimi haline getirdi. Kriz zamanı her on madeni paradan biri geri dövüldü. Madeni para kendisinden daha değerliydi. Newton, eski para birimini daha güvenilir hale getirmek için yeni bir proje yaptı ve başarılı oldu. İngiltere’nin para birimini kurtaran yegane kişi Newton oldu. Hayatının sonuna kadar da Darphane Müdürü görevinde kaldı.
Newton 1703’te ise Kraliyet Cemiyeti’nin başkanı oldu. O zamana kadar da en önemli eseri tamamlamış olan Newton, itibarını güvence altına almış oldu. Onun için güç ve itibar her şey demekti. Hatta bazı kaynaklarda bu konuda takıntılı olduğu belirtiliyor. Gücünü düşünce uyuşmazlığı yaşadığı kişileri tarihten silmeye çalışmakta da kullandı. Örneğin, Hooke’u tarih sayfalarından silmeye çalıştığı kesindir.
Newton’un Meşhur Elma Efsanesi
Newton ve Leibniz’in kalkülüs hesabını kimin bulduğu ile ilgili kavgası bitmemişti. 1713’te Kraliyet Cemiyeti, kalkülüs hesabını kimin bulduğunu kesin olarak belirtmek için toplandı. Ancak bu topluğunun bir araya gelmesinden çıkan sonucun yazarı, Newton’dan başkası değildi. Tabii kendi başarısını yazmıştı. Leibniz asla yenildiğini kabul etmedi. Bu kavga ancak öldüklerinde son buldu. Günümüzde kalkülüsün bulunmasında bu iki büyük ismin rol aldığı kaynaklarda belirtiliyor.
Bununla birlikte Isaac Newton, en büyük efsanesini yarattı. Bu hikaye bilim tarihinin en kalıcı efsanesi oldu. Bir gün Newton, Royal Society ile yemek yerken bir hikaye anlatmaya başladı. Woolsthorpe’daki annesinin evinin bahçesinde bir elma ağanın altında oturduğunu söyledi. Aniden düşen bir elmanın onu yerçekimi hakkında düşünmeye yönelttiğini anlattı.
Bu elma hikayesi, yıllarca başta yeğeni Catherine olmak üzere, Newton’u tanıyan herkes tarafından anlatıldı. Elmanın kafasına düştüğü kısmı ise hikayeye daha sonradan eklendiği söylenir.
Newton’un Ödülleri ve Ölümü
Isaac Newton, 1703’te İngiltere’de Kraliyet Cemiyeti Başkanı oldu. Sonraki yıl “Principia”, Doğal Felsefenin Matematiksel İlkeleri adlı eserinden sonraki ikinci büyük eseri olan “Opticks”i yayımladı. Çok geçmeden 1705’te İngiltere Kraliçesi tarafından şövalye derecesini aldı. Isaac Newton, 84 yaşında, Mart 1927 tarihinde uykusunda hayatını kaybetti. Daha sonra Newton, Westminster Abbey’e gömüldü.
Newton için bilim çağının temellerini atan kişi demek asla yanlış olmayacaktır. Hareket yasası ve yerçekimi teorisi, modern fiziğin temelini attı. Mühendisliğe yol gösterdi. Ünlü doğa filozofu Isaac Newton, bilimin uluslararası kahramanı oldu.