Voyager Uzay Programı, Güneş sisteminin dışını araştırmaya yönelik NASA tarafından geliştirilen bir programdır. Aslında Güneş sisteminin dışı araştırmaları deyince aklımıza ilk gelen Pioneer programıdır. Voyager Uzay Programı’nın bundan farkı, daha iyi bir teknoloji ile geliştirilmiştir olmasıdır.
Ünlü uzay programının sondaları Cape Canaveral, Florida’dan 1977 senesinde fırlatılmıştır. Sonuçta yüzyıldan daha uzun sürede bir görülen gezegen hizalanmasından faydalanarak, uzaya gönderilmiştir. Böylelikle daha az yakıtla Güneş dışı sisteme yolculuğu hedeflenmiştir. Voyager Uzay Programı bileşenleri Voyager 1 ve Voyager 2’dir.
Bu ikiz Voyager sondaları, daha önce insan eliyle hiçbir aracın gitmediği yerlere gitmeye devam ediyorlar. Nitekim 2012’nin Ağustos ayında Voyager 1, yıldızlararası bölgeye geçiş yapmıştır. 2018’in Kasım ayında ise Voyager 2 bölgeye giriş yapmış ve tarihte bir ilk yaşanmıştır. Şu anda her iki araç da veri göndermeye devam ediyor. Bunun için derin uzay ağı ve DSN araçları kullanılır.
Voyager Uzay Programı’nın en büyük başarılarından birisi Jüpiter ve Satürn’e ait daha detaylı bilgi kazandırmaktır. Bu uzay sondaları edindiği bilgiler ile görevlerini başarıyla yapmışlardır.
Bu süreçte Voyager 1 Uranüs ve Neptün’ü keşfetmiş, Jüpiter’in uydusu Io’ daki aktif volkanları ve Satürn’ün halkalarını incelemişlerdir. Sonuç olarak bu görevlerinden sonra yıldızlararası görevleri devam etmiştir.
Voyager uzay programının misyonu artık sadece keşfedilmemiş bölgelere gözlemden ibaret değildir. Bilim adamlarının üzerinde çalıştığı görevler yıldan yıla değişebiliyor. Nitekim 44 sene sonrasında son görevi uzaydaki enerji ve radyasyonun doğasını anlamaktır. Sonuç olarak bu, gelecek misyonu oluşturma ve astronotları korumak adına oldukça önemli.
İçindekiler
Önemli Tarihler
Voyager Uzay Programı için oldukça önemli birkaç tarihten bahsetmekte fayda var. Voyager 2’nin fırlatılması 20 Ağustos 1977, Voyager 1’in fırlatılması ise 5 Eylül 1977 tarihinde gerçekleşti. Pioneer’den sonra gelen bu proje insanoğlunun uzay macerası hakkında oldukça büyük bir ümit veriyordu. Üstelik günümüzde bile bize bilgi sağlamaya devam ediyor.
- 5 Eylül 1977: Voyager 1 fırlatıldı.
- 5 Mart 1979: Jüpiter geçişi.
- 12 Kasım 1980: Satürn geçişi.
- 17 Şubat 1998: NASA’nın Pioneer 10’unu geçtikten sonra en uzak insan yapımı nesne oldu.
- 1 Ocak 1990: Voyager Yıldızlararası Misyonu (VIM) resmen başladı.
- 16 Ağustos 2006: 100 astronomik birime ulaşıldı.
- 1 Ağustos 2012: Voyager 1 yıldızlararası uzaya girdi.
Voyager 1
Voyager 1, 722 kg ağırlığına sahip insansız bir uzay aracı olarak görevlendirilmiştir. Araç, NASA tarafından 5 Eylül 1977 tarihinde, Voyager Uzay Programı dahilinde fırlatılmıştır. Görevi Jüpiter ve Satürn‘ü ziyaret etmektir. Böylelikle ilk kez bu gezegeni fotoğraflayan sonda olmuştur.
Dünya’dan en uzakta bulunan ilk insan yapımı sondadır. New Horizons, daha hızlı fırlatılmasına rağmen bu sondaya asla erişemeyecektir. Çünkü gezegenlerin hizalanmasından yararlanan Voyager 1’in yanında New Horizon’ın böyle bir şansı olmadı.
Sonuçta New Horizons 14 km/sn hızla ilerlerken Voyager 17 km/sn yol alıyor. Üstelik gezegen kütle çekimiyle hızını artırabilmesinin yanında güç kaynağı olarak RGT kullanıyor.
TCM iticilerini ateşleyen sonda, Voyager 1’in NASA‘ya veri akışını sağlayan sistemdir. Sondanın ömrü hakkında söylenebilecekler ise şöyle:
- 2007 senesi: PLS – plazma alt sistem sonlandırıldı
- 2008 senesi: PRA – Planet Radyo Astronomi deneyinin kapatılması
- 2016 senesi: UVS – Ultraviyole Spektrometre ve tarama platformunun kapatılması
- 2018 senesi: DTR – Veri Teyp Kaydedici işlemlerinin sonlandırılması
- 2019-2020 senesi: Jiroskopik Operasyonlarının kapatılması
- 2020 senesi: Bilimsel araçların kapatılması. Açık olanlar: Düşük enerjili şarjlı parçacıklar, kozmik ışın alt sistemi, manyetometre ve plazma dalgalı alt sistem enstrümanları
- 2025-2030 seneleri arası: Açık olan tek bir enstrüman bile kalmayacak.
Voyager 1’in bizim göremeyeceğimiz gelecekte 300 yıl içinde Oort bulutuna ulaşacağı hesaplanmıştır. Bununla birlikte 40.000 yıllık tahminde ise Takımyıldızı Camelopardalis’teki Gliese 445 yıldızını 1.6 ışık yılı içinde geçecektir.
Voyager 2
20 Ağustos 1977 tarihinde fırlatılmıştır ve Voyager Uzay Programı’nın bir parçasıdır. 721.9 kg ağırlığındadır. Bu sonda sırasıyla Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’ü ziyaret etmiştir. Nitekim Uranüs ve Neptün’e gidebilen tek uzay aracıdır.
Görev tipi, gezegen dışı güneş rüzgarı incelemek ve yıldızlararası keşiftir. Gezegen görevi 12 sene sürmüştür. Sonrasında Güneş sisteminin dışına çıkarak yıldızlararası görevine başlamıştır. Bu görevi ise 31 yıldır süregelmektedir. Sonuçta Voyager 2, 44 senedir uzaydaki görevine devam etmektedir.
Voyager Altın Plaklar
Voyager Uzay Programı altın plakları, sondalarda yer alan gramofon kayıtlarıdır. Nitekim plakların oluşturulma amacı, geleceğe veya dünya dışı akıllı varlıklara Dünya’dan mesaj ulaştırmaktır.
Bu plaklarda Dünya hayatından kesitler ve çeşitliliği vurgulayan sesler ve görseller yer alır. Bununla birlikte sondanın en iyi ihtimal 40 bin yıl sonra Zürafa takımyıldızında bulunan ve 17.6 ışık yılı uzaklıktaki AC +79 3888 yıldızına ulaşması beklenmektedir.
Bu altın plaklar, bakır kaplamadır. Plak kutusu ise alüminyumdur. Plak, saflaştırılmış Uranyum-238 izotopuyla kaplanmıştır. Bu yapay elementin yarı ömrü 4,51 milyar yıldır. Kaydedilen 115 görüntü, 512 dikey çizgiden oluşan analog formada kodlandığından plak 16⅔ devir/dk hızında dinlenebilir. Ses kayıtlarını NASA çoktan yayınlamıştır.
Peki bu altın plağı işleyecek teknoloji, onu bulacak olan medeniyette olacak mı? Kutunun sol üst köşesinde gramofon kaydı ve iğnesinin çizimi yer alır. Böylelikle iğne, kaydın baştan dinlenmesi için pozisyonlanmıştır. Çizimler plağın nasıl çalınması konusunda kullanım kılavuzu sunmaktadır. Sonuçta, çizimin altında plağın ve iğnenin alması gereken son durum çizilmiştir.
Altın Plak Okuma Kılavuzu
Sağ köşede ise görsellerin görüntülenmesi için 8 milisaniye taranması gerektiği hakkında çizim bulunur. Sonuçta sinyalleri geri oluşturma teknolojisine ulaşmış bir medeniyetin bu plağı bulması önemlidir. Yoksa sinyal okuma veya gramofon hakkında bilgisi olmayan bu olası medeniyet bütün çabamızı boşa çıkarabilir.
Sol altta ise Pioneer 10 ve 11 de bulunan pulsar haritaları bulunur. Peki pulsar nedir? Pulsar etrafa radyo ve x ışını yayan nötron yıldızlarının yaydığı ritmik frekanstır. Anlık yayılan x ışını veya radyo dalgası sayesinde yıldızlar yerlerini belli ederler.
Evrendeki radyo yayınını dinlemek yıldız tespitinde işlevsel bir yöntemdir. Sağ alt köşede ise iki çember hidrojen atomunun en düşük durumlarını gösterir. Bu iki durum arası çizilen çizgi ile 1 rakamı anlatılmaya çalışılmıştır. İki durum arası geçiş süresi, temel zaman birimi olarak kullanılır.
Altın plakların içeriği Carl Sagan’ın başkanlığını yaptığı kurul tarafından oluşturulmuştur. 115 görseli, dalga, rüzgar gibi doğal olayların ve çeşitli canlı türlerine ait sesler bir araya getirilmiştir. Ses kaydı olarak çeşitli kültür ve dönemlerden müzikler ve 55 dilde dilek ve selamlamalar da plakta mevcuttur. Ayrıca dönemin başkanı Jimmy Carter ve BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim’in de yazılı mesajları da plağa dahil edilmiştir.
Fakat Pioneer altın plağında yer alan çıplak erkek ve kadın çizimleri o vakitler, eleştiri ve tepkilerin odağı olmuştur. Sonrasında ajans, Carl Sagan ve ekibine bu fotoğraflar için izin çıkmamıştır. Sonuçta çiftin sadece silüeti plağa konmuştur.
Görseller siyah-beyaz ve renkli fotoğraflardan oluşur. İlk görüntüler bilimsel içeriklidir. DNA, insan anatomisi ve üremesi, güneş sistemi ve gezegenler vb. konuları içerir. Dünya’ya ait her şey içeriğe dahil edilmiştir. İnsan, hayvan, bitki ve doğal manzaralar ağırlıklı bir çalışmadır. Bu görsellere eklenen ölçekler ve denklemlerle görsellerin boyutları ve içeriğinde derinleştirme amaçlanmıştır.
Altın Plak İçeriği
Sonuç olarak altın kayıtta bulunan resimlerin listesi aşağıdaki gibidir: Bu resimler telif hakkı ile korunmaktadır. Bu yüzden resimlerin tamamını bir yerde bulmak mümkün değildir.
Gönderilen kitap görselleri: Güneş, Hale gözlemevleri; Hücreler ve hücre bölünmesi, Turtox/Cambosco; Anatomi 1, Anatomi 2, Anatomi 3, Anatomi 4, Anatomi 5, Anatomi 6, Anatomi 7, Anatomi 8, Dünya Kitabı
Gönderilen görseller içinde insan ile alakalı olanları vardır:
- İnsan cinsel organları, Sinauer Associates, Inc.;
- Anlayış ve Döllenmiş yumurta, Albert Bonniers; Forlag, Stockholm;
- Fetüs, Dr. Frank Allan;
- Doğum, Wayne Miller;
- Baba ve kızı (Malezya), David Harvey;
- Bir grup çocuk, Ruby Mera, UNICEF;
- Aile portresi, Nina Leen, Time, Inc.;
- Deniz Kıyısı, Dick Smith;
- Snake River ve Grand Tetons, Ansel Adams;
- Bushmen avcıları, R. Farbman, Time Inc.;
- Balili dansçı, Donna Grosvenor;
- And kızları, Joseph Scherschel;
- Taylandlı usta, Dean Conger;
- Fil, Peter Kunstadter;
- Sakallı ve gözlüklü yaşlı adam (Türkiye), Jonathon Blair;
- Köpek ve çiçeklerle yaşlı adam, Bruce Baumann;
- Dağcı, Gaston Rebuffat;
- Jimnastikçi, Philip Leonian, Sports Illustrated;
Görsellerin bir kısmı doğa manzaraları ile ilgilidir:
- Kum tepeleri, George Mobley;
- Monument Valley, Shostal Associates, Inc.;
- Mantarlı orman sahnesi, Bruce Dale;
- Yaprak, Arthur Herrick;
- Düşen yapraklar, Jodi Cobb;
- Sequoia üzerinde kar tanesi, Josef Muench, R. Sisson;
- Nergisli ağaç, Gardens Winterthur, Winterthur Müzesi;
Canlılarla ilgili olanlar genellikle bitki ve hayvanlarla ilgilidir:
- Çiçeklerle Uçan Böcek, Borne on the Wind, Stephen Dalton;
- Deniz Kabuğu (Xancidae), Harry N. Abrams, Inc.;
- Yunuslar, Thomas Nebbia;
- Balık Okulu, David Doubilet;
- Ağaç kurbağası, Dave Wickstrom;
- Timsah, Peter Sakal;
- Jane Goodall ve şempanzeler, Vanne Morris-Goodall;
Voyager’ın Yolculuğu
Üstelik Voyager ile gönderilen altın plak bunlardan çok daha fazlasına sahiptir. Konuyla ilgili daha detaylı bilgiler NASA tarafından paylaşılmıştır. Altın plağa ait tüm içerikleri NASA’nın resmi internet sitesinden bulabilirsiniz. Genel olarak amaç Dünya hakkında oldukça çeşitli bilgileri bir araya toplamaktır.
Voyager sondasının olası bir medeniyet ile karşılaşması halinde bu plakta yer alan bilgiler gezegenimiz ve insanlık hakkında derin bilgiler edinilmesini sağlayacaktır. Ancak bu sondanın hiç kimse ile karşılaşmaması da bir olasılıktır.
Yıllardır süren yolculuğu boyunca bize veri göndermeye devam eden bu araç belki de içindeki altın plak ile birlikte sonsuzluğa doğru bir maceraya atılmıştır. Ancak karşılaşması halinde farklı bir medeniyetin bizimle iletişime geçme ihtimali bile kulağa oldukça sıra dışı gelmektedir.
Sonuçta Voyager uzay programı misyonunun bir sorun olmadan devam etmesi, şimdiye dek herhangi bir gök cismi ile çarpışmaması gelecek araştırmalar hakkında umutları canlı tutmaktadır.
Bunun yanında bir yığın dünyevi bilgiyle evreni dolaşacak olan bu uzay araçları bilimsel verilere her gün bir yenisini eklemektedir. Uzay boşluğunda hızla yol alan Voyager sondaları bin yıllar sonra öngördüğümüz gibi bambaşka bir medeniyete rastlayınca asıl bizi neler beklemektedir? Asıl bu merak konusu…
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Sizce bu altın plak başka bir medeniyete ulaşacak mı? Düşüncelerinizi aşağıda yer alan yorumlar kısmından bizimle paylaşmayı unutmayın.