Amerikalı Josephine Cochrane, 1885 yılında bulaşık makinesini buldu. Çünkü çini tabağını yıkarken kıran hizmetçisine çok kızmıştı. Cochrane’in uzun yıllar önce yaptığı bu önemli buluşa rağmen bugün birçok evde bulaşıklar hala elde yıkanmaya devam ediyor.
Bulaşıklar yüzyıllar boyunca kadınların kabusu oldu. İngiltere’deki bir kilise mezarlığında, 19. yüzyıldan kalma bir mezar taşında yazanlar bunun en iyi kanıtı:
“Burada yatan zavallı kadın hayatı boyunca hep yorgundu. Yoktu evinde bir hizmetçi tutmak gibi bir lüksü. Son sözleri şunlardı; Dostlarım gidiyorum ben! Ne çamaşır ne süpürge ne de sökük dikilen bir yere! Oradaki her şey tam gönlüme göre! Ne yiyip içen var orada ne de bulaşık derdi… Benim için yas tutmayın sakın! Ne şimdi ne de sonra… Çünkü ben hiç iş yapmayacağım artık…”
Ancak bazı araştırmalar tamamen ezber bozuyor. Bunlardan biri, bulaşıkların elde yıkandığı evlerdeki çocukların daha az hasta olduğunu söylen İsveçli bilim insanlarının araştırması. Bulaşık makinelerinin bağışıklığı azalttığını, astım ve alerjiye davetiye çıkardığını iddia ediyorlar.
İçindekiler
Sosyetik Josephine Cochrane
Ticari olarak başarılı ilk bulaşık makinesinin mucidi Josephine Cochrane, 1839’da Ohio, Ashtabula County’de doğdu. Babası bir inşaat mühendisiydi ve büyük dedesi John Fitch, buharlı tekneyle ilgili yenilikleri ile tanınan ünlü bir mucitti. Ancak Cochrane bilim eğitimi almamıştı.
Özel bir liseye gitti ama okulda çıkan bir yangın sebebiyle babası, kızını kız kardeşiyle birlikte Shelbyville, Illinois’e gönderdi. Belki de Cochrane, genetik olarak yaratıcı eğilimlere sahipti. Çünkü mekanik hakkında akademik olarak hiçbir şey bilmiyordu.
Lise mezuniyetinden sonra Cochrane’in hayatı geleneksel bir hal aldı. 19 yaşındayken 27 yaşındaki William Cochran ile hayatını birleştirdi. Cochrane’in, genç yaşına ve o zamanki toplumsal normlara rağmen, bağımsız bir doğası vardı.
Cochrane ve kocası William’ın evi sık sık konuklarla dolup taşardı. Onlar sosyetik bir aileydi. Cochrane’in evinde her zaman hizmetçileri olurdu.
Hizmetçilerinin onun için ev işlerinin hemen hepsini yapmasına alışkın olan Cochrane, hayatta en sevdiği şeylerden biri olan güzel çini tabaklarının lavaboda yıkandıktan sonra genellikle çatlayıp kırıldığını fark etti. Bunlar çok hassas tabaklardı ve hizmetçileri iş yoğunluğunda bu tabaklara gerekli özeni göstermiyordu.
Hızlıca işlerini bitirmek isteyen kadınlar, çinileri lavabonun kenarlarına çapıyorlardı. Cochrane buna büyük bir öfke duydu. İlk başta bulaşıkları kendisi yıkamayı denedi. Ancak bu iş onun gibi biri için çok zordu ve kendi kendine daha iyi bir çözüm bulması gerektiğini düşündü.
İşte tam da bu zamanda bulaşık makinesi fikri aklına girmişti.
Çini Tabaklarının Kırılması
“Kimse bulaşık makinesi icat etmeyecekse, ben kendim yapacağım.”
Josephine Cochrane
Mutfak takımlarını sabit bir şekilde tutacak bir bulaşıklık ve tazyikli su püskürtecek bir mekanizmayı tasarlamaya başladı. Bu tasarım üzerinde çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra alkolizmle mücadele eden Cochrane’in kocası, 1883’te hasta oldu ve vefat etti.
Kocası Cochrane’e sadece 1.500 dolar ve artan bir borç bıraktı. Bulaşık makinesi icadı artık bir rüya değil, acil bir finansal gereklilik oldu. Hem kocasının üzüntüsü hem de borç sıkıntısı Cochrane’i harekete geçirdi.
Bulaşık makinesinin en başarılı olacak modelini ortaya çıkarma arzusuyla işe başladı. Başkaları da benzer cihazlar yapmak için uğraşmış olsa da ticarete uygun bir makine henüz yoktu.
Kendi makinesine inancı çok yüksekti. Makinesinin gerçek bir tüketici ihtiyacını karşılayacağına güveni tamdı. Artık çok kıymetli çini tabakları kırılmayacaktı. Ve onun gibi, diğer kadınlar da mutlu olacaktı.
İlk Bulaşık Makinesi Denemeleri
Ticari olarak uygun bir bulaşık makinesi üretmeyi başkaları da denedi. Cochrane’nden yıllar önce bunun için birçok girişimde bulunanlar oldu.
1850’de Amerika Birleşik Devletleri’nde Joel Houghton, elle çalıştırılan bir bulaşık makinesi tasarladı. 1865’te, L.A. Alexander, cihazı, kullanıcının raftaki tabakları bir su küveti içinden döndürmesini sağlayan dişli bir mekanizma geliştirdi. Bu cihazların hiçbiri tek başına etki göstermedi.
İlk mekanik bulaşık yıkama makinesinin tescili, Joel Houghton tarafından alındı. Bu cihaz tahtadan yapılmaydı. Bulaşıkların üzerine su püskürtülürken elle döndürülmesi gerekiyordu. Fakat bu makine oldukça yavaştı. Ayrıca, tahtadan yapıldığı için pek güven vermiyordu.
1865’te L.A. Alexander’a ilkine benzeyen ama yeni olarak bir raf sistemine sahip başka bir patent verildi. Ancak her iki cihaz da pratiklikten eser yoktu ve yaygın olarak kabul görmedi.
Bazı tarihçilere göre ise, bu cihazların yaygınlaşmamasının sebebi o zamanlar Amerika’da ‘ev işlerini kolaylaştırmanın, bazıları tarafından kadınların değerini azaltmak’ olarak algılanmasıdır.
Bulaşık Makinesinin İcadı
Elle çalışan bulaşık makinelerinin en başarılısı, 1886’da Josephine Cochrane tarafından, Cochrane’in Illinois, Shelbyville’deki evinin arka bahçesindeki alet kulübesinde ortaya çıktı.
Tamirci George Butters ile birlikte Cochrane gece gündüz demeden çalıştılar. George Butters isimli bir tamirci bulaşık makinesinin yapımında ona yardım etti. Kendisi, aynı zamanda ilk bulaşık makinesi fabrikasında da çalıştı.
Cochrane için bu makinenin yıkadığı mutfak takımlarının korunması en önemli özelliği olmalıydı. Makineyi yapmak için önce her biri farklı boyutlarda olan tabakları ölçtüler.
Bu makinede tabaklara ve fincanlara uygun olacak şekilde tasarlanmış tel bölmeler yer aldı. Bu bölmeler, bakır bir kazanın içinde düz duran bir tekerleğin üstüne yerleştirildi. Motorla çalışan çark dönüyordu ve bulaşıkları temizlemek için kazanın altından da sabunlu su fışkırıyordu.
Bu icat, bulaşık makinesinin içindeki bulaşıkları temizlemek için su basıncını ilk kullanan bulaşık makinesiydi.
Cochrane Bulaşık Makineleri
Cochrane, aynı yıl 28 Aralık 1886’da tasarımının patentini aldı ve makineyi “Cochrane Bulaşık Makinesi” olarak adlandırdı. Etrafındaki zengin arkadaşları bu icadı hayranlıkla karşıladılar. Ve Cochrane, sipariş üzerine arkadaşları için aynı bulaşık makinesinden yapmaya başladı.
O kadar fazla sipariş gelmeye başladı ki Cochrane icadına daha çok güvenerek bu işi büyütmek istedi. Yerel gazetelere bulaşık makinesinin reklamını verdi. Hemen akabinde siparişler çoğaldı.
Siparişlere evinin arka bahçesindeki kulübeden yetişemeyeceğini anlayan Cochrane, daha sonra Cochran’s Crescent Çamaşır Makinesi Şirketi’ni kurdu. Kısa sürede restoranlar ve oteller bu ürünle ilgilenmeye başladılar.
1893’te Cochrane, makinesini tasarımı ve dayanıklılığı sebebiyle bir ödül kazandı ve Cochrane’in buluşu, Chicago’daki 1893 Dünya Fuarı’nda ‘Lavadora’ adı altında tanıtıldı. Ancak 1858’de icat edilen başka bir makinenin bu adı taşıması nedeniyle ‘Lavaplatos’ olarak değiştirildi.
Başlarda makineler işletmelere satıldı ve talep çoktu. Cochrane bu makinenin her eve gireceğinden çok emindi ancak durum istediği gibi olmadı. Makine bireysel tüketicilere satılmadı.
Bazı ev hanımları bulaşıkları elle yıkamaktan daha çok hoşlandıklarını söylediler. Ayrıca makinenin bulaşıkları sabunlu bıraktığını iddia edenler de oldu. Tabii en önemlisi makinenin çok fazla sıcak su ihtiyacı vardı ve birçok evde makineyi yeterince dolduracak kadar sıcak su ısıtıcısı yoktu.
Bulaşık makinesinin popülaritesi, teknolojinin, kadınların ev işlerine ve bulaşık deterjanına yönelik tutumlarının değiştiği 1950’lerde fırladı.
Cochrane’nin Ölümü
Cochrane, 3 Ağustos 1913’te Chicago, Illinois’de felç geçirdikten sonra öldü. Daha sonra, Shelbyville, Illinois’deki Glenwood Mezarlığı’na gömüldü.
2006’da Amerika’nın en önde gelen (National Inventors Hall of Fame) Ulusal Mucitler Onur Listesi’ne girdi. Ardından, 2013’te, Amerika ile hiç bir bağlantısı olmamasına rağmen, kadının nasıl bir ilham kaynağı olabildiğini gören Romanya’nın posta dağıtım kurumu Romfilatelia, Cochrane’in yüzünü pullara bastırdı.
Böylece Cochrane tarihteki yenilikçi kadınların arasında yer aldı.
Cochrane’den Sonra Bulaşık Makinesi
Cochrane’in vefatından sonra 1917’de, bulaşık makinesi ikinci bir patent aldı. Kurduğu şirket olan Crescent Çamaşır Makinesi Şirketi, daha sonra 1926 yılında Hobart Manufacturing Company tarafından satın alındı. 1986’da da KitchenAid, Whirlpool Corporation tarafından satın alındı.
KitchenAid, Whirlpool Corporation’a ait bir Amerikan ev aletleri markasıydı. Şirket, 1919 yılında Hobart Manufacturing Company tarafından stand mikserleri (bugün hala en ünlü markalar arasında) üretmek üzere kurulmuştu.
Cochrane’in şirketi sonunda KitchenAid’in bir parçası oldu ve 1949’da Cochrane’in tasarımına dayanan (daha teknolojik) ilk KitchenAid bulaşık makinesi tanıtıldı. 1950’lerde, ekstra sıcak suyu işleyen tesisatlar yapıldı. Ardından yeni banliyö evleri inşa edildikten sonra bu makineler, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın bir ev eşyası haline geldi.
Bugün bulaşık makinesi hemen her ülkede, her evin bir parçası haline geldi. Tabii İsveçli bilim insanlarına katılan, bulaşık makinesinin insan sağlığına zarar verdiğini düşünenler ve ekonomik nedenlerde kullanamayanlar hala var.