İnsanlar, binlerce yıldır gökyüzünde garip ışıklar ve uçan nesneler gördüklerini bildiriyorlar. Bugün, açıklanamayan bu nesnelere UFO adı veriliyor. UFO terimini tanımlanamayan uçan nesne (İng. Unidentified Flying Object) olarak açıklayabiliriz. Bu terim ilk olarak 1950’lerde ortaya çıktı. O tarihe kadar gökyüzünde görülen ve tanımlanamayan uçan nesnelere uçan daireler denmekteydi. İnsanların gökyüzünde gördükleri bilinmeyen herhangi bir nesneyi ifade eden UFO artık, daha çok diğer gezegenlerden olduğu düşünülen objeler için kullanılıyor. Peki gördüğümüz bu iddialar ve UFO görüntüleri gerçek mi?
UFO’lar II. Dünya Savaşı’ndan sonra roket biliminin gelişmesinin ardından önemli bir ilgi konusu haline geldi. Anketler insanların neredeyse yarısının uzaylıların yakın zamanda Dünya’yı ziyaret ettiğine inandığını gösteriyor. Bilim insanları ise UFO’ya dair bu inançları gerçek fiziksel teorileri temsil etmedikleri için reddediyorlar. Ancak, uzaylılar için aynı düşüncede değiller.
Yine de başka gezegenden gelen yaratıklar tarafından ziyaret edildiğimize dair olağanüstü bir iddianın bilim camiası tarafından kabul edilmesi için olağanüstü kanıtlar gerekiyor. Bu nedenle UFO görüntüleri konusunda kesin bir gerçeklikten bahsetmek, bilimsel açıdan oldukça zor.
İçindekiler
UFO Görüntüleri – Ses Getiren UFO İddiaları
20. yüzyılda uzay keşiflerinin artmasıyla birlikte insanların dünya dışı yaratıklara olan merakı da arttı. Artık her gün Dünya’nın çeşitli yerlerinde UFO iddiaları bildiriliyor. Biz de sizler için en çok ses getiren UFO iddialarını araştırdık.
Belçika
Belçika’da bildirilen en uzun süreli UFO gözlemleri Kasım 1989’da başladı ve sonraki nisan ayında sona erdi. Yaklaşık 13.500 kişi gökyüzünde asılı duran büyük, üçgen şeklindeki uçan cisimleri gördüklerini iddia etti.
1990 baharında, askeri savaş pilotları bu tanımlanamayan nesneleri araştırdı ve takip etti. Ancak nesneler, pilotlar daha fazlasını gözlemleyemeden menzil dışına çıktı. Kayıtlara zararsız bir gizem olarak geçen olay tarihin en büyük UFO iddialarından biri sayılmakta.
Roswell UFO Vakası
Roswell UFO vakası, 1947 yılında New Mexico eyaletinin Roswell şehrinde meydana geldi. Kurtarış pilotluğu yapan Kenneth Arnold, kayıp bir uçağı Cascade Dağları üzerinde aramaya çıktığında oldukça şaşırtıcı bir görüntü ile karşılaştı.
Arnold’un iddialarına göre dağın 4 metre kadar yukarısında saatte 222.000 km hızla hareket eden dokuz adet tanımlanamayan disk şeklinde cisim bulunuyordu. Kayıtlara göre pilot, bu disklerden bir tanesinin bir çiftlik arazisine düştüğünü binbaşına iletti. Sonrasında binbaşı ve emrindeki bölük, olay yerine giderek alakalı tüm parçaları bölgeden topladı.
Amerikan ordusu en başta, Roswell Günlük Gazetesi’nde çıkan haberleri onayladı. Fakat kısa süre sonra haberi yalanladı ve bütün parçaların 51. Bölge’ye taşınmasını talep etti. O tarihten sonra da Roswell kasabasının adı hep UFO iddiaları ile yan yana durdu.
Rendlesham Ormanı, İngiltere
1980 senesi Aralık ayında İngiltere’de görev yapan Amerikalı havacılar bir UFO komitesi gördüklerini iddia ettiklerinde Rendlesham Ormanı’ndaki ışıkları araştırıyorlardı. Gören kişiler UFO’yu, yaklaşık üç metre yüksekliğinde ve üç metre çapında, pürüzsüz, opak siyah cam bir nesne olarak açıklıyordu.
Ertesi gün araştırmacılar ortamdaki radyasyon seviyelerini ölçtü. Işıklar, hesaplamalar ve görüntüler uzaylıların varlığını yüzde yüz kanıtlamasa da ormanın günümüzde bile hala UFO’lar ile birlikte anılmasına sebep oldu.
Floransa
En çok ses getiren UFO iddialarından biri de 1954 senesinde Floransa’da gerçekleşti. O gün Floransa, Toskana’da binlerce kişi stadyumda oynanan bir futbol maçını izliyordu. Ancak devre arasının hemen ardından stadyuma ürkütücü bir sessizlik hakim oldu.
Seyirciler artık maçı izlemiyorlardı ve parmaklar gökyüzünü gösteriyordu. Hakem, tuttuğu maç raporuna göre o an oyunu askıya aldı. Gökyüzünde gördükleri şeyi UFO olarak adlandıran seyirciler sonrasında gökten beyaz örümcek ağına benzeyen bir şey döküldüğünü belirtti.
Bilim insanları bu durumu araştırmak için alana gelerek etrafı keşfe çıktı. Dökülen beyaz parçaları toplayan ekipler bunları Floransa Üniversitesi Kimyasal Analiz Enstitüsü’ne götürdü. Saygın bilim adamı Prof. Giovanni Canneri liderliğindeki laboratuvar, malzemeyi spektrografik analize tabii tuttu.
Bor, silikon, kalsiyum ve magnezyum elementlerini içeren maddenin radyoaktif olmadığı sonucu ortaya çıktı. Maalesef bu, kesin bir cevap vermedi ve materyal, süreç içinde yok oldu.