Yazılımcılar kodlama yaparken beyinleri tam olarak nasıl çalışır? Chemnitz Üniversitesinden Profesör Dr. Janet Siegmund, Saarland Üniversitesinden Profesör Dr. Sven Apel ve Leibniz Nörobiyoloji Enstitütüsünden Andrê Brechmann bir araya geldi ve bu soruyu sordu. Araştırmacılar nörobilim görselleştirme tekniklerini kullanarak, yazılımcıların bir kod parçasını okurken ya da kodu yazarken beyinlerinin nasıl çalıştığını bulmaya yöneldiler. Buldukları heyecan verici sonuç ise “Programlama aynı konuşma gibi” oldu. Yapılan araştırmaya göre kod yazarken beynin doğal dilde aktif olan kısımları aynı şekilde aktifleşmekte. Rapora göre programlama ve konuşmanın beyindeki etkileri hemen hemen aynı olarak gözlemlenmekte.
Ekip geçtiğimiz günlerde bilişim sektöründe tanınmış, akademik bir dergi olan Communications of the ACM’de çalışmalarını yayınladı. Başyazar Janet Siegmund yaptığı açıklamada “Bulgular programlama dillerinin tasarımında, programlama eğitiminde bize geniş kapsamlı yardımlarda bulunabilir” ifadelerini kullandı.
Programlama Alanındaki İlk Beyin Analizi
Siegmund “Bu fikir ilk olarak Magdeburg’ta yaptığımız bir nörobiyoloji toplantısında ortaya atıldı. Ardından Prof. Kästner (Carnegie Mellon Üniversitesi) ve Prof. Parnin (Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi) tarafından desteklenen birkaç küçük ve büyük pilot çalışmada, araştırmacılar çok yönlü bir metodolojik temel geliştirdiler. Bu yeni fikir için oldukça çaba gösterdik ama buna değdi.” açıklamalarında bulundu.
Araştırma ekibinde yer alan Prof. Dr. Sven Apel ise “Amacımız programlamaya dahil olan bilişsel süreçleri daha iyi anlamak için tamamen yeni bir yaklaşım geliştirmekti” ifadelerini kullandı. Ekip işlevsel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) ile programcıların kodlama yaptıklarındaki beyin aktivitelerini görünür hale getirdiler.
Ekip bu çalışmada nörobilimde kendini kanıtlamış subtraction (çıkarma) metodunu kullandı. Bu metodda denekler ilk olarak manyetik rezonans tomografi altında onlara verilen görev için kod yazmak ya da verilen kodu anlamak zorundaydılar. Kısa bir dinlenme süresinin ardından deneklere basit syntax (yazım şekli) hataları olan kod parçacıkları verildi ve anlamaları istendi. Bu prosedür birkaç kez tekrarlandı. Ardından anlama testinin görüntülerinden rutin inceleme sırasındaki görüntüler çıkarıldı. Geriye kalan bölgeler programın anlaşılması sürecindeki en önemli beyin bölgeleri idi.
Programlama ve Konuşmanın Beyindeki Yeri Aynı
Ekip bu süreçte beyinde ne olduğunu anlamak için işlevsel manyetik rezonans kullandı. Elde edilen görüntüler deneklerin bu sırada sol beyin kısmının aktif olduğunu keşfetti ki bu alanlar konuşma sırasında aktif olan alanlarla aynı idi. Araştırmacılar kendilerini en çok şaşırtan kısmın bu işlem sırasında matematiksel ve mantıksal bölgelerin aktif olmaması olduğunu söyledi. Sven Apel çalışmaların ardından “Araştırmalarımız konuşma anlayışının programlamada merkezi bir rol oynadığını gösteriyor. Ünlü Hollandalı bilgisayar bilimcisi Edsger W. Dijkstra’nın 1980’lerde ortaya attığı varsayım gibi.” açıklamasında bulundu.
Siegmund, Apel ve Brechmann liderliğindeki ekip ilerleyen süreçlerde uzmanlar ve yeni başlayanlar için bu durumun ne kadar farklılaştığını, program kodunu farklı şekillerde okuyunca nasıl bir sonuç çıkacağını öğrenmeyi umuyorlar.
Programlama ve konuşmanın beyinde benzer aktiviteler göstermesi oldukça heyecan verici bir sonuç. Bakalım ileride bu deneyin devamında ne gibi sonuçlar türeyecek.