Teknolojinin gelişmesiyle ve yeni dijital sağlık araçlarının ortaya çıkmasıyla gıda tüketiminde de değişimler meydana gelmekte. Gıda tüketimimiz konusunda daha bilinçli olmamızı sağlayan yenilikler, ne yediğimiz ve nasıl yediğimiz konusunda bizleri bilgilendiriyor. Teknoloji, her sektörü olduğu gibi gıda sektörünü de şekillendiriyor. Peki gıda sektöründe teknoloji nasıl kullanılıyor?
İçindekiler
Gıda Tarayıcıları
Silikon Vadisi merkezli bir şirket olan Nima, iki tür taşınabilir gıda tarayıcısı geliştirdi. Tarayıcılar, alerjisi olan insanlara yedikleri besinlerin içerisindeki bileşenleri göstererek onları hayati risk taşıyan durumlardan koruyor. İki tür tarayıcıdan bir tanesi çölyak hastaları için geliştirilmiş ve besinlerde glüten olup olmadığını tespit etmek için kullanılıyor. Diğeri ise alerjik kişinin yemeğinde yer fıstığı olup olmadığını anlamasını sağlıyor. Yer fıstığı alerjisi, dünya çapında en yaygın gıda alerjilerinden biridir. Gıda tüketiminden önce fıstığın varlığını anlamak için tarama yapmak, birçok kişiyi yaşamlarını tehdit eden bu riskten kurtaracaktır.
Laboratuvarda Et Yetiştirmek
Bilim insanlarının küresel ısınma ile ilgili yaptıkları açıklamalar, insanların et tüketimlerini ciddi ölçüde azaltmaları gerektiğini gösteriyor. Fakat et ürünlerini seven bu kadar insan varken bu durum zor göründüğü için araştırmacılar laboratuvarda sentetik et üretme fikrini ortaya attılar. Bu yenilikçi teknoloji geçtiğimiz aylarda başarıyla gerçekleştirildi ve onaylandı.
Biyoreaktörlerde hayvan kesilmeden üretilen kültürlü et ilk kez Singapurlu bir düzenleyici kurum tarafından satış için onaylandı. Bu gelişme ise et endüstrisi için bir dönüm noktası olarak görülüyor. Şu anda et için her gün 130 milyon tavuk kesiliyor. ABD’li şirket Eat Just’ın ürettiği kültürlü tavuk etleri bu sayıyı azaltmak için çok önemli bir adım. Eat Just’tan Josh Tetrick konuyla ilgili: ‘’Satış için aldığımız onayın son on yılda gıda endüstrisinde yaşanan en önemli olaylardan biri olduğunu düşünüyorum. Bu açık bir kapı ve bu fırsatı değerlendirmek bize ve diğer şirketlere düşüyor. Bu gelişme umarım bizi, et için hayvanı öldürmenin gerekmediği bir dünyaya götürür.” şeklinde açıklama yaptı.
Nutrigenetik
Genetik ve beslenme bilimini birleştiren bu yeni hibrit alan, gıda bileşenlerinin genler üzerindeki etkilerini inceliyor. Genetik yapımız kişiden kişiye göre değiştiği için, tükettiğimiz gıdalara hepimiz farklı tepkiler veririz. Bilim dünyasının DNA üzerindeki artan hakimiyeti artık ne yememiz gerektiğine dair daha iyi bir fikre sahip olmamızı sağlayabilir.
Yemek planlarını kişinin genetik geçmişine göre kişiselleştiren bir şirket olan Habit’in kurucusu ve CEO’su Neil Grimmer konuyla ilgili:‘’ Nutrigenetik hakkında düşünürken genlerimizden daha fazlasını düşünmemiz gerekiyor. ‘’ diyor. Nutrigenetik, beslenmenin metabolizmamızı nasıl etkilediğini ve kişiselleştirilmiş bir beslenmeden en iyi nasıl yararlanabileceğimizi anlamaya çalışır.
Daha başlangıç aşamasında olan bu alan kişisel beslenmeye olan ilginin artmasıyla ilerleyen yıllarda daha da gelişecek gibi görünüyor.
Dijital Yardımcılar
Her geçen gün yeme alışkanlıklarımız ile ilgili bize yardımcı olacak dijital çözümler meydana çıkıyor. Şu anda piyasada gıda sektöründe teknoloji kullanımının en yaygın örneği olan, sağlıklı bir beslenme rutini oluşturmak için tasarlanmış birçok uygulama bulunmakta.
Bu uygulamalar, yeme alışkanlıklarınız ve beslenmeniz hakkında size yardımcı olarak istediğiniz düzeni oturtmanızı sağlayabilir. Yüz binlerce öğeden oluşan yiyecek veri tabanına sahip uygulamalar ve diyet programları ile en sağlıklı besinlere ulaşmak çok daha kolay olacaktır.
Piyasada uygulamalar dışında bazı ilginç dijital ürünler de bulunuyor. Bunlardan birisi de HAPIfork adı verilen ve yemek yeme hızınızı kontrol eden akıllı bir çatal. Çok hızlı yemek yemenin sindirimde sorunlara sebep olması ürünün en büyük çıkış sebebi. Çok hızlı yerseniz sizi yavaşlatmak için titreyerek uyarı veren bu akıllı çatal, ayrıca uygulaması sayesinde yeme alışkanlıklarınızı da ayrıntılı bir şekilde analiz etmenizi sağlıyor.