Zihin okumayı mümkün kılan teknoloji ne kadar yakın? Elon Musk’ın şirketinin ürettiği Neuralink, bilim insanlarının üzerinde çalıştığı Facebook tarafından desteklenen bir beyin dalgası teknolojisi sayesinde beyin aktivitesinin ölçülebilmesi, Nissan’ın beyinden araca teknolojisini tanıtması gibi birçok gelişme zihin okumanın aslında o kadar da uzak olmadığını gösteriyor.
Bilim insanlarının zihin okuma teknolojileri üzerine yoğunlaşmasının çeşitli sebepleri bulunuyor. Elon Musk’ın çalışmalarının sebebinin, üst omurilik yaralanması nedeniyle felç geçiren hastalar olduğu söyleniyor. Projenin çıkış noktasının, felçli kullanıcıların sadece zihin hareketleriyle telefon veya araba kullanabilmesi gibi günlük işlerini kolaylaştırmayı mümkün kılmak olduğu belirtiliyor. Bu ve bunun gibi birçok çalışma şu anda insan zihninin kapılarını aralamaya çalışıyor.
Beyin-Bilgisayar Arayüzü ile Zihne Ulaşmak
Beyin-bilgisayar ara yüzü (BCI/Brain-Computer Interface) teknolojisi hızla gelişmekte. İnsanlığın başından beri, düşüncelerimizi paylaşmanın yolu konuşmak ve hareket etmek gibi fiziksel eylemlerde bulunmaktı. Beyin-bilgisayar ara yüzleri henüz gelişiminin başındayken bile düşünce ve duygularımızı bilgisayarlar aracılığıyla doğrudan zihnimizden paylaşmak için yeni bir yol olabilir. Peki bu, zihin okumayı mümkün kılan teknoloji gelişimi açısından ne demek?
Bilgisayar sistemlerine sahip olmanın kablosuz veya doğrudan beyne veri iletmesinin veya beyinden veri almasının etkisi bilinmemekle birlikte kullanıcılarda kişilik değişikliğine sebep olabileceği düşünülüyor.
Mahremiyet açısından ortaya çıkan bütün etik sorunları bir yana bırakırsak beyin-bilgisayar ara yüzlerinin gelişimi gelecek için oldukça heyecan verici bir durum. Yine de bu teknolojinin getireceği güvenlik sıkıntıları insanları endişelendirebiliyor. Washington Üniversitesi’nde bilgisayar bilimleri konusunda uzman olan profesör Rajesh Rao, bu konuda oldukça iyimser. Rao konuyla ilgili şöyle diyor:‘’ Beyninizin kendi güvenlik mekanizması mevcut. Nasıl zihnimizden geçen her şeyi söylemememizi sağlayan bir mekanizmamız varsa BCI teknolojisinin de zihne ulaşırken aşması gereken engeller olacak.’’
Facebook da 2017 senesinde kullanıcıları için giyilebilir bir BCI geliştirilmesine yatırım yapacağını açıkladı. San Francisco’daki California Üniversitesi’nde yürütülen çalışmalarda ilk adım olarak katılımcılara çoktan seçmeli sorular dinletildi. Dinleme ve cevaplama esnasında beyinlerindeki sinyaller doğrudan kaydedildi ve kod çözme algoritmalarına yüklendi. Sonraki adımda katılımcılara daha çok soru soruldu. Katılımcıların verdiği tek kelimelik cevaplar bu sefer algoritma tarafından tamamlanarak metne çevrildi.
Northwestern Üniversitesi’nden nöroloji profesörü Marc Slutzky’e göre Facebook, bu çalışmalar ile insanların sadece söylemek istedikleri kelimeleri hayal ederek istediklerini yazmalarına imkan verecek bir cihaz yaratma yolunda ilerliyor. Başarıya ulaştığı takdirde bu çalışmalar zihin okuma için de çok büyük bir adım olabilir.
Beynin Elektriksel Aktivitesini Okumak
İnsan beynindeki elektriksel aktiviteyi sorgulama ve manipüle etme yeteneği biyokimya dalının vücut için yaptığını beyin için yapmaya benziyor. Yakında tıbbi uygulamaya girecek deneysel araştırmalarla beyninizdeki elektriksel aktiviteyi sadece birkaç dakika izlemek, IQ’nuzu ölçmeye, bilişsel olarak güçlü ve zayıf yönlerinizi belirlemeye ve kişiliğinizi algılamaya yarayabilir. Çocukların beynindeki elektriksel aktivite ileride o çocuğun ne kadar başarılı olacağını bile bizlere gösterebilir.
Bu teoriyi destekleyen bir örnek olarak şunu verebiliriz: Washington Üniversitesi’nden nöropsikolog Chantel Prat, bir katılımcının beyin dalgalarını beş dakika izledi ve beta dalgaları olarak verileri kaydetti. Bu kayıtlar sonucunda beynin belirli bir bölümündeki zayıf beta dalgaları nedeniyle katılımcının yabancı dil öğrenmede zorluk yaşayan birisi olduğunu söyledi. Bu da düşünceleri deşifre etmenin yolunu açtı.
Nörobilimciler, bir kişinin ne düşündüğünü deşifre etmek için fMRI beyin görüntülemesini kullanmaya karar verdi. Araştırmacıların teorisi şu şekilde: Belirli bir nesne ve sayı düşünüldüğünde veya bir duygu deneyimlendiğinde beyinde ortaya çıkan karmaşık aktiviteleri analiz etmek için makine öğrenimi kullanılarak zihin okunabilir ve kişinin kendine özgü düşüncelerine ulaşılabilir. Bunlara ulaştıktan sonra ise iş bununla sınırlı kalmayacaktır. Bilim adamları bir sonraki adımda kişinin ne yapabileceğini tahmin edebileceklerini söylüyorlar. Araştırmacı ekip bir kişinin ‘’aşk’’ veya ‘’ölüm’’ gibi kelimelere karşı beyninde gösterdiği aktiviteye göre intihara meyilli olup olmayacağını anlayabildiğini söylüyor.
Oldukça heyecan verici olan bu çalışmalar başarıya ulaştığı takdirde birçok etik engelle karşılacağı kesin. Fakat yine de yakın gelecekte böyle bir teknolojinin hayata geçirilmesi dünya için çığır açan bir adım olacaktır.