SpaceX, herkesin internete rahatça ulaşması adına başlattığı Starlink uydu projesiyle oldukça gündeme gelmişti. Hali hazırda yolladıkları 700’den fazla uyduyla belirli bir hız elde eden şirket önümüzdeki yıllarda binlerce uyduyu yörüngeye oturtmayı hedeflemekte. Ana misyonu kırsal kesimlere interneti hızlı bir şekilde ulaştırmak olan Starlink uydularını, ABD hükümeti ordu için kullandıkları GPS’i güçlendirmek adına kullanabilir.
ABD ordusu tarafından finanse edilen büyük proje, gün geçtikçe daha da büyüyen mega takımyıldızının ikincil bir amaca sahip olabileceğini ortaya çıkardı. Starlink Uyduları, düşük maliyetli, son derece hassas sonuçlar verebilen ve sinyalleri neredeyse engellenemez olan bir GPS alternatifi olarak kullanılabilir. ABD ordusu, düşük maliyetinden ziyade Starlink uydularını, sinyallerin kolay kolay engellenemeyeceğinden dolayı ordu için kullanabilir.
Hakemli olmayan bir makalede, Texas Üniversitesi’nden Todd Humphreys ve Peter Iannucci bu konuda çalışmalarını raporladı. İkili uyduları kullanarak GPS’ten 10 kat daha hassas sonuçlar alabileceklerini iddia etti.
Zayıf Sinyaller
GPS (The Global Positioning System) 20,000 kilometre yükseklikte, yörüngede dönmekte olan 30 uydudan oluşur. Her uydu sürekli olarak radyo sinyalleri yollar ve yer yüzündeki alıcılar bu sinyallerin ne kadar sürede ulaştığını karşılaştırır.
GPS ile ilgili sorun, bu sinyallerin Dünya’ya ulaştığında son derece zayıf olması ve bu nedenle kolaylıkla engellenebilmesi ve kaza sonucu oluşan parazitlerdir. Çin’de, GPS sinyalleri Doğu Akdeniz’de sürekli engellenirken, yapılan bazı gizemli GPS saldırıları gemileri aldatabilmekte.
Düşük Dünya Yörüngesi’nde (LEO) bulunan uyduları navigasyon için kullanma fikri aslında pek de yeni bir fikir değil. 1960’larda fırlatılan ilk ABD uzay araçlarından bazıları, Deniz Kuvvetleri gemileri ve denizaltıları için konum bilgisi sağlayan, 1.100 kilometre yörüngede dönen Transit uydularıydı. Bir LEO takımyıldızının en büyük avantajı, sinyallerin GPS’den bin kat daha güçlü olabilmesidir. Dezavantajı ise her bir uydunun kapsadığı belirli bir bölgeye hizmet edebilmesidir. Bu sebeple küresel çapta hizmet için binlerce uydunun yörüngeye yerleştirilmesi gerekir.
Son derece hassas bu uydu takımyıldızı oluşturma işlemi, oldukça pahalı bir girişimdir. Start-up olan Xona Space Systems önümüzdeki altı yıl içinde en az 300 Pulsar uydusundan oluşan bir takımyıldızı oluşturmayı hedeflemekte. Humphreys ve Ianucci’nin fikri ise biraz farklı. İkili, çok pahalı olacak bu girişim yerine Starlink uydularına yükleyecekleri yazılım ile uyduların konum ve navigasyon hizmeti de sağlayabilmesi.
Ne ABD ordusu ne de SpaceX bu konuda herhangi bir yorumda bulunmadı. Araştırmacılar, sadece Elon Musk’ın bu teknolojinin değerini görmesini ümit ediyor. Iannucci, “Starlink’in navigasyonu dünya çapında gerçekten değiştirme potansiyeli var” ifadelerini kullandı.