Buzdolabının Babası Jacob Perkins Kimdir?

Hayatımızı kolaylaştıran, olmazsa olmaz dediğimiz buzdolabını kim icat etti? Bu soruya ilk olarak buzun ticari önemini keşfedip hemen her yere ticaretini yapan ve ‘Buz Kralı’ olarak anılan Frederic Tudor yanıtını vermek yanlış olmaz. Daha sonrasında ise Jacob Perkins karşımıza çıkıyor.

Amerikalı iş insanı ve tüccar Tudor, modern buzdolabını icat etmediyse de bu düşünceyi fikir aşamasına getiren ve çalışmalarıyla bu alanda öncü olan kişiydi. 1806 yılında ilk büyük buz satışını yaptı. Tam 130 tonluk buz kütlesini ‘Favorite’ adlı teknesiyle Antil Adaları’na götürdü.

Bu ilk denemesinde zarar etti. Fakat o pes etmedi. Depolama olanaklarını geliştirdi. Tudor Buz Şirketi’nin kurdu. Uluslararası buz ticaretinin öncüsü oldu. Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya, hatta Hindistan’a buz ticaretine başladı. Bu işten büyük bir servet kazandı.

Frederic Tudor, 6 Şubat 1864’te, 80 yaşında, Boston’da Beacon ve Joy Streets’in kuzeybatı köşesindeki evinde ‘Buz Kralı’ olarak hayatını kaybetti. Buzdolabını ise, Frederic Tudor’un ilk büyük buz ticaretinden 32 yıl sonra, 1834’te, “buz üreten ve sıvıları soğutan aygıt adıyla patentini alan Amerikalı mucit, mühendis ve fizikçi olan Jacob Perkins buldu.

Evlerde kullanıma yönelik ilk buzdolabı 1913’te Domelre markasıyla Şikago’da satışa çıktı. İngilizlerin buzdolabıyla birlikte jeneratörün önemini anlaması için ise, biraz telaşlanması gerekecekti. 1926 Genel grevinde elektrik kesilince kraliyet rıhtımlarındaki dondurulmuş bir milyon hayvan etinin çürüme tehlikesi ortaya çıktı. Kraliyet donanması da gerekli elektrik sağlamak için iki denizaltının jeneratörlerini birbirine bağlamasıyla günü kurtardı. 

Buzdolabından Önce Soğutma Yöntemleri

Aslında doğa insanlara en temel soğutma yöntemini sunmuştu; ısının kar ya da buza aktarımı ya da buharlaşma süreci aracığı ile soğutma. Antik Yunanistan, kültür açısından zengin ve mimariden haritacılığa kadar hemen her konuda ilerleyen sorumlu ve oldukça sofistike bir toplumdu. Ancak, o zamanlar dünyanın geri kalanı gibi, soğutma yöntemlerinden yoksundu.

Burası özellikle bunaltıcı yaz aylarında son derece sıcak bir yer oluyordu. Soğutma olmadan, buz gibi bir içecek kavramı pek çok kişi için sadece hayal edilebilirdi. Bununla birlikte, ayrıcalıklı bazı kişiler, dağların tepelerinden alınan buz ve kar sayesinde soğuk içeceklere ulaşabiliyordu.

Buz, saman ve ahşapla korunan yeraltı mahzenlerinde soğuk bir şekilde saklanıyordu. Bu, buzu genellikle aylarca donmuş halde tutmanın etkili bir yoluydu. Ayrıca evlerin en güneş almayan ve soğuk yerlerinde nemli topraktan yapılan büyük kavanozlar doğal buzdolabı görevindeydi. Yiyecekler bu kaplar içinde uzun süre muhafaza edilebiliyordu.

Buz oluşturma yöntemi ise, eski Mısırlara dayanıyor. Mısırlı soylular, çöl sıcağında soğuk bir şey istediğinde bunu ancak buz ile sağlıyordu. Bu da çöl ortasında özel bir yöntem kullanmayı gerektiriyordu. Gündüzün tam tersi gece aşırı soğuk olan çöle su dolu toprak kaplar getirilip dondurulması bekleniyordu. Ne kadar soğuk olursa olsun kapların sadece üst kısmı buzlanıyordu. Bu da gündüz serinlemek isteyen Mısırlı soylulara yetiyordu.

Diğer bir yöntem de,daha çok Avrupa’da ortaya çıkan kar toplama ve buz saklama. Yazın yüksek yerlerde biriken karlar toplanıp yere kazılan derin çukurlarda birikiyordu. Buz saklama ise, kış aylarında dağ oyuklarında donan sular yerlerinden alınıp yosunla sarılmasıydı. Böyle buz erimiyordu. 

Bu yöntemlerin çoğu bugün de dünyanın birçok çeşitli yerlerinde hala uygulanıyor. 

jacob-perkins-kimdir

Jacob Perkins’in Gençliği

9 Temmuz 1766’da, Newburyport, Massachusetts’te doğan Jacob Perkins, on iki yaşına kadar Newburyport’ta okula gitti ve ardından Newburyport’ta Davis adındaki bir kuyumcunun yanında çıraklık yaptı. Patronu Bay Davis üç yıl sonra hayatını kaybetti.

O sırada on beş yaşındaki Jacob altın boncuk yapma işine devam etti. Bunun yanında ayakkabı tokası imalatını da öğrendi ve kendini geliştirdi. Yirmi bir yaşında ise, ünlü Massachusetts darphanesinin ustası tarafından bir kartal ve bir Kızılderili taşıyan bakır paralar için çeşitli kalıplar yapmak üzere işe alındı.

1790’da, 24 yaşında Byfield’da çivi kesmek ve yontmak için makineler üretti. 1795’te, geliştirilmiş tırnak makasları için bir patent aldı. Kısa sürede de çeşitli faydalı mekanik icatlarla kendini kanıtlayan Perkins, yirmi bir Amerikan ve on dokuz İngiliz patenti aldı. 

Perkins’in Çalışmaları

Jacob Perkins, ısıtma ve iklimlendirme teknolojisi alanında da patentlere sahip bir mucitti. 1829’da ikinci oğlu Angier March Perkins ile ortak oldu ve hermetik boru prensibini kullanarak merkezi ısıtma sistemlerini üretip kurdu. Ayrıca, ısıtma konusundaki araştırmasında sıvılaştırılmış amonyağın soğutma etkisine neden olduğunu keşfettikten sonra soğutma makinelerini de araştırmaya başladı.

1816’da Jacob Perkins, Philadelphia’da Oliver Evans ile buhar gücü üzerinde çalışmıştı. 1822’de 2.000 psi’ye kadar olan basınçlarda çalışan deneysel bir yüksek basınçlı buhar motoru yaptı. Perkins’in yüksek basınçlı buhar teknolojisi, başka bir buluş olan buhar tabancasında da kullanıldı.

Bu, baruttan ziyade buharla çalışan, erken dönem tam otomatik bir makineli tüfekti. İlk otomatik ateşli silah olmasa da, bir avuç mermiden daha çok şarjör kapasitesine sahip olan ilk silahtı. Dakikada 1.000 mermilik bir döngüsel atış hızında tüfek toplarıyla çalıştı.

Perkins’in fikirleri saymakla bitmez fakat Hermetik boru sistemini buharlı lokomotif kazanlarına uygulaması dikkat çekiyor. 1836’da Londra ve Güney Batı Demiryolu için bu prensibi kullanan bir dizi lokomotif piyasaya çıktı. Bu, yüksek basınçlı buharlı lokomotifin en erken örneği oldu.

modern-buzdolabi

İlk Modern Buzdolabının İcadı

1740’ta, ilk yapay soğutma şeklini İskoç bir bilim insanı olan William Cullen icat etti. Cullen, sıvının gaza hızlı bir şekilde geçmesinin soğumaya nasıl yol açabileceğini gösterdi. Bugün hala geçerli olan soğutmanın arkasındaki temel ilke de budur. Cullen teorisini hiçbir zaman pratiğe dönüştürmedi. Ancak birçok mucit fikrini gerçekleştirmeye çalışmak için Cullen’dan ilham aldı.

1800’lere gelindiğinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde şehirleşme arttı. Giderek daha fazla Amerikalı şehirlere göç etti. Böylece tüketici ile gıda kaynağı arasındaki mesafeyi azalttı. Soğutma ihtiyacının her geçen gün önemi artıyordu.

1802’de ise, Amerikalı bir iş insanı olan Thomas Moore, nakliye için süt ürünlerini soğutmak istedi ve bir buz kutusu icat etti ve ona ‘soğutucu’ adını verdi. 1830’larda taze gıda talebi nüfusun da artmasıyla birlikte büyüyordu. O sırada Amerikan İç Savaşı da çıktı. Bunları, genel ekonomik büyüme ve kontrolsüz genişleyen şehirler körükledi.

O sırada Londra’da yaşayan Amerikalı mucit Jacob Perkins, kapalı bir döngüde eter kullanarak dünyanın ilk çalışan buhar sıkıştırmalı soğutma sistemini kurdu ve patentini aldı. Prototip sistemi çalıştı ve modern buzdolabının ilk adımı bu icattı. Ancak bu icat da diğer faydalı icatlar gibi başta ticari olarak başarılı olamadı. 

Pratik ev tipi buzdolabı 1915’te tanıtıldı ve 1930’larda fiyatların düşmesi ve amonyak ve kükürt dioksit gibi toksik olmayan, yanıcı olmayan sentetik soğutucuların piyasaya sürülmesi Amerika Birleşik Devletleri’nde daha geniş kabul gördü.

Bununla birlikte, Freon R-12 ozon tabakasına zarar vererek hükümetlerin 1994 yılında yeni buzdolabı ve klima sistemlerinde kullanımını yasaklamasına neden oldu.

Buzdolabı Başarılı Hale Geliyor

Ticari buzdolabının verimliliği öncelikle hareket eden kompresöre bağlıydı. Buzdolabı bazı durumlarda kompresöre teknik olarak zarar verme ihtimaline sahipti. Hasar da derecesine bağlı olarak tamir edilme ihtimali mevcuttu.

Soğutucu sızıntısı gibi diğer hasar türleri ise, ciddi sorunlar ortaya çıkana kadar fark edilmiyordu. Sağlık sorunları bu sorunların başında geliyordu ve Freon zehirlenmesi en endişe verici olanıydı. Zararlı sızıntıları erkenden tespit etmek için Freon seviyelerinin düzenli olarak takip edilmesi gerekiyordu. Düzenli rutin bakım, gıda ürünlerini doğru sıcaklıkta tutmayı sağlıyor, zehirlenmeleri önlüyordu.

1835’ten bu sonra ise, mekanik soğutma sistemi hızla Amerika’da ve ardından tüm dünyada yayılmaya başladı. Soğutma teknolojisi, yerel alana girmeden önce öncelikle ticari işletmeler tarafından kullanıldı. 1920’lere gelindiğinde, Amerikan evlerinde yerli soğutma üniteleri inşa edildi ve kuruldu. Böylece Amerikalıların yiyeceklerini koruma şekli sonsuza dek değişti.

Buzdolabı modern dünyada en önemli buluşlardan biri oldu. Süt ürünleri, etler ve diğer birçok çabuk bozulabilen ürünün artık daha uzun süre korunması sağlanmış oldu. Soğutma, çoğalacak zararlı bakterilerin büyümesini de ortadan kaldırdı. Gıda zehirlenmeleri önemli ölçüde azaldı.

Bozulma ihtimalli malların ticareti güvenli hale geldi. Bu sayede gıda fiyatlarında düşüş oldu. Modern dünyada sağlık alanında önemli gelişmelere sağladı; organların nakil için korunması gibi. 

İlk buz kutuları, büyük buz bloklarının düzenli olarak eve teslim edilmesinden yararlanmak için tasarlanmış marangozlar tarafından yapıldı. Bunlar kalay veya çinko yalıtımlı ahşap kutulardı. Amaçları ise yiyecekleri serin tutmaktı.

Eriyen suyu bir damlama tavası topladı ve her gün boşaltılması gerekiyordu. Modern zamanlarda, modern elektrikli buzdolabının icadından önce, yılın çoğu için soğuk depolama sağlamak için buzhaneler ve buz kutuları mevcuttu. “Soğutucu” kelimesi en azından 17. yüzyıl kadar erken bir tarihte kayıtlarda yerini aldı.

Buzdolabının Evlerde Kullanılmaya Başlanması

1876’da Alman mühendis Carl von Linde, gazın sıvılaştırılması işleminin patentini aldı. Bulguları, ilk güvenilir ve verimli sıkıştırılmış amonyak buzdolabını icat etmesine yol açtı. Doğal buzun kullanılması, kirlilik ve atık suların boşaltılması nedeniyle sağlık sorunlarına yol açtığından, buzla soğutmanın popüler kullanımı sona eriyordu. Çözüm ise elektrikli buzdolabı ve dondurucuların yolunu açtı.

Ardından, 1913’e gelindiğinde ev içi kullanım için ilk elektrikli buzdolabını Amerikalı Fred W. Wolf icat etti. Daha sonra Domelre (DOMestic ELEctric Refrigerator) ismini aldı. Bu modeli hiç kimse kullanmadı. Fakat bazı gazetelerde adı ‘fiyasko’ olarak geçti. Ancak mühendisliği rakiplerine ilham kaynağı oldu. 

General Electric ise, 1927’de yaygın olarak kullanılan ilk buzdolabı olan “Monitor-Top”u tanıttı. İlk aşamada milyondan fazla ünitenin üretimi gerçekleşti. Bu buzdolabı için, soğutucu olarak ya kükürt dioksit ya da metil format mevcuttu.

Elektrikli buzdolabı 1920’lerde henüz seri üretilmemişti ve buzdolabı satın alımı ağırlıklı olarak zenginlere aitti. Bir buzdolabının maliyeti yaklaşık 1.000 dolardı. Maliyet düşmeye başlayınca pazar genişledi. Satışlar 1926’da 200.000’den 1935’te 1.5 milyona yükseldi. Hatta, 1930’ların ortalarında ise bu sayı yaklaşık 6 milyona yükseldi.

Buzdolabının Babası Perkins’in Ölümü

Buzdolabının babası olarak bilinen Perkins, 1813’te Amerikan Sanat ve Bilim Akademisi üyesi ve 1819’da Amerikan Felsefe Derneği üyesi oldu. Daha sonra, 1832’de Perkins, Londra, West Strand, Adelaide Caddesi’nde Ulusal Uygulamalı Bilimler Galerisi’ni kurdu.

Perkins, kendini modern icatları desteklemeye adamıştı. Daha sonra 1843’te emekli oldu ve 30 Temmuz 1849’da, 83 yaşında Londra’da hayatını kaybetti. Londra’da yer alan Kensal Green Mezarlığı’nda yatıyor.

Teknoloji'den geri kalmamak için e-posta listemize abone olun!

Editör, haberci, programcı. Gazetecilik mezunu, İletişim Bilimleri master’ı yaptı. Gözünü akademik kariyere dikti ve fakat bu hayalini gerçekleştiremedi. Yirmili yaşlarını gururla NTV’de bitirdi. Daha sonra başka ülkeye göçtü. Kitap editörlüğü ve çiçek yetiştiriciliği yapıyor. Teknoloji haberleri yazmayı seviyor.