Kevin Poulsen, eskiden adından sıkça bahsettiren Amerikalı bir bilgisayar korsanı, şimdilerin ödüllü gazeteci ve siber güvenlik danışmanıdır. Kevin Poulsen, 1990’ların başında bir telefon şirketinin bilgilerini hackleyerek ortalığı karıştırdı ve FBI’ın arananlar listesine girdi. Poulsen, dünyanın en ünlü, en çok konuşulan bilgisayar korsanlarından biriydi.
İçindekiler
Kevin Poulsen Kimdir?
Kevin Poulsen, 30 Kasım 1965’te Pasadena, Kaliforniya’da doğdu. Daha küçük yaşlarında, bilgisayarlara olan ilgisi ve sahip olduğu müthiş zekası ile bir bilgisayar korsanı oldu. Amerika’da gerçekleştirdiği siber saldırılar ile dünyanın gündemine oturdu.
Kendine “DARK DANTE” Diyordu
1983 yılında, genç bilgisayar korsanlarından Kevin Poulsen, Pentagon tarafından oluşturulan bilgisayar ağı, ARPANET’i hacklemek için bir telefon numarası buldu. Bu numarayı “Dark Dante” takma adıyla ARPANET’e erişmek için kullandı.
Modemini ARPANET telefon numarasına bağladıktan sonra, Berkeley’deki California Üniversitesi’nde yürütülen askeri araştırmalara erişimi olduğunu fark etti. Berkeley bilgisayarlarındaki hassas belgeleri koruyan şifreyi doğru bir şekilde tahmin edebildi ve bilgisayarlara sızarak tüm belgeleri çaldı.
Bu olayın üzerinden birkaç hafta geçtikten sonra, Poulsen yine Arpanet ağına sızmaya çalışırken yanlışlıkla gerçek adını kullandı. Kimliğinin açığa çıkması ile, 22 Eylül 1983’te bilgisayarına Los Angeles DA tarafından el konuldu. Ancak, yalnızca on yedi yaşında olduğu için DA, Poulsen’ı tutuklamamaya karar verdi. Bunun yerine, ona sadece bir uyarı verdiler.
Ortadan Kayboldu
Poulsen, tüm bu suçlamaların üzerine ailesinin evinden taşındı. Daha sonra tekrar çeşitli ağlara sızmaya başladı. O dönemde, Kevin Poulsen’ın kendine depoda bir dolap satın aldığı öğrenildi. Şubat 1988’de, dolap birimler tarafından açıldı ve Poulsen’ın tüm bilgisayar ve telefon ekipmanları keşfedilmiş oldu.
Müfettişler ayrıca, Sovyet büyükelçiliğinin telefon numarasını da dolapta bulunca, dolabın sahibi olan kişinin Sovyetler Birliği için casusluk yapmış olabileceğinden şüphelendiler. Son olarak, dolapta “Kevin Poulsen” adını taşıyan birkaç öğe daha keşfettikleri için, Poulsen’dan tekrar şüphelenmeye başladılar.
Telefon şirketi araştırmacısı Jon Von Brauch:
“San Francisco’daki Sovyet büyükelçiliğinin yayınlanmamış numarasının çıktısı da dahil olmak üzere elektronik ekipman parçaları, ankesörlü telefonlar ve bilgisayar çıktıları içeren bir saklama dolabı bulduk. Bu, bir takas ile satın alınacak veya çöplükte bulunacak ekipman veya malzeme türü değil. Oldukça açık bir şekilde çalınmış bir mülktü. “
Bu olay üzerine, Yetkililer, Poulsen’in evine gitti ve evin yatak odalarından birinde, kablo dinleme operasyonu kurduğunu gördüler. Bu ekipman, çeşitli bilgisayarların veritabanlarına girmesine ve telefon konuşmalarını izlemesine yarayan bir kurulumdu. Daha sonra, arkadaşı Sean Randol’un, telefon hatlarını dinlemek ve ailesinin konuşmalarını kaydetmek için bu ekipmanı kullandığı keşfedildi. Ve Poulsen’ın arkadaşı Sean Randol tutuklandı. Tabi, yetkililerin gittiği sırada Poulsen çoktan ortadan kaybolmuştu.
Kaçak olduğu dönemde; Poulsen tabiki de yerinde durmadı ve federal bilgisayarları hackledi. Aynı zamanda, yabancı konsolosluklar, şüpheli gangsterler ve Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği hakkındaki telefon dinlemelerinin ayrıntılarını açığa çıkardı. Böylece FBI’a karşı bir savaş başlatmış oldu. Tüm bunların yanı sıra, FBI’ın paravan şirketlerinin ayrıntılarını da kaçak olduğu dönemde hackledi. ABD kolluk kuvvetlerinin en üst düzeylerinde, ona “Bilgisayar suçunun Hannibal Lecter’ı” demeye başlamışlardı.
Kevin Poulsen, ulusal öneme sahip güvenlik önlemlerini defalarca kırdı:
- Bir ABD hastanesinde, ilk kez hastanın tıbbi kayıtlarını ihlal eden bir bilgisayar saldırısı gerçekleştirdi.
- Hackerlara açık Wi-Fi ağları için “savaş sürüşü” kullandı.
- Ohio’daki bir nükleer enerji santralindeki güvenlik sistemini çökerten bir bilgisayar virüsü kullandı.
- Gizli kurum dosyalarını çaldı.
19 Ekim 1989’da Poulsen ve iki hacker; bilgisayar korsanlığı ve hırsızlığı içeren on dokuz suçlamayla suçlandılar. Diğer iki hacker tutuklandı, ancak Kevin Poulsen hala aranıyordu.
Kevin Poulsen, 18 ay kaçak kaldıktan sonra Nisan 1991’de tutuklandı. Poulsen; komplo, dolandırıcılık ve kablo iletimlerini durdurma suçlarını kabul etti. 54 ay hapis cezasına çarptırıldı. Serbest bırakıldıktan sonra, hayatının eksenini tamamen değiştirdi ve bir gazetede editörlük yapmaya başladı. İlk dergi yazısı 1998’de WIRED’da yayımlandı. İlk yazısında, bilgisayar hackerları için hayatta kalma taktiklerini konu edinmişti.
Editörlük yaptığı sırada, cinsel suçluların, Myspace üyeliklerini ortaya çıkaran bir bilgisayar senaryosu yazdı. Nihayetinde, Myspace profilleri ile 744 cinsel suçlunun kimliklerini doğruladı. Bu yaptığı sayesinde, bilgisayar korsanı olduğu zamanları geride bırakarak, çok daha iyi bir hayata adım attığını kanıtlamış oldu.
2000 yılında SecurityFocus adlı Kaliforniya merkezli bir web girişimine, editör direktörü olarak katıldı. Güvenlik ve bilgisayar korsanlığı haberlerini bildirmeye başladı.
Aldığı Ödüller
- Webby Ödülü (Uluslararası Dijital Sanatlar ve Bilimler Akademisi), Halkın Sesi ödülü, Hukuk kategorisi,
- SANS En İyi Siber Güvenlik Gazetecileri (SANS Enstitüsü)
- MIN Digital Hall of Fame (Magazine Industry Newsletter) Inductee
- Gazetecilikte Yenilikçilik için Knight-Batten Ödülü (J-Lab) Büyük Ödülü
- MIN Best of the Web (Magazine Industry Newsletter), Best Blog
Kevin Poulsen’ın, artık yasalara uyan bir vatandaş olduğu iddia ediliyor. Bir güvenlik web sitesi olan Security Focus’ta köşe yazarı olarak düzenli bir şekilde çalışıyor. San Francisco’da karısı ve iki çocuğuyla yaşıyor.
Poulsen’in maceraları, Jon Littman’ın yazdığı The Watchman: The Twisted Life and Crimes of Serial Hacker Kevin Poulsen adlı gerilim biyografisinde detaylandırılarak anlatılmıştır.
Kevin Poulsen gibi akıllarda iz bırakan yaşam öykülerine sahip olan, başarılı insanlar hakkında başka makalelerimize göz atabilirsiniz: