Julia Christensen, uzaya sanat eseri göndermek ve varsa uzaylılara Dünya’daki yaşamı öğretmek için NASA ile işbirliği yapıyor. Christensen; teknoloji, zaman, değişim ve hafıza sistemlerini araştıran bir sanatçı ve yazar olarak bu projenin öncülüğünü yapmakta.
İçindekiler
Her Şey Nasıl Başladı?
Julia Christensen, 2000’lerin başında San Francisco Modern Sanat Müzesi’ne yaptığı ziyaret sırasında gözyaşlarını tutamadığı bir aydınlanma yaşadı. Christensen, bir tablodaki fırça darbelerinin sanatçının gücünü ve inancını nasıl yansıttığını inceledi. Christensen’in söylediğine göre bu an, insan bağlantısının zamanın ötesine geçmesi gerektiğini hissettiği andı. İşte bu deneyim, onu kelimenin tam anlamıyla dünyadan uzaklaştıracak bir projeye götüren ilk şeydi.
Christensen bu düşüncelerinin ışığında NASA’nın Jet Tahrik Laboratuvarı’ndaki bilim insanları ve mühendislerle ortaklık kurdu. Şu anda Christensen, Alpha Centauri sistemindeki bir gezegen olan Proxima b’ye Dünya gezegeninden 4,2 ışık yılı uzaklıkta seyahat edecek yıldızlararası bir uzay aracı konsepti için bir sanat eseri geliştirmek üzerinde çalışıyor. Eğer Proxima b’de akıllı yaşam varsa, bu yaratıklar Christensen tarafından yaratılan bir sanat eseri aracılığıyla buradaki yaşam hakkında bilgi edinebilecekler.
Proxima b
Şu an da bilinen ve Güneş Sistemi’ne en yakın gezegen olan Proxima b’nin yaşanabilir olması umuluyor. Gezegenin keşfi, Avrupa Güney Rasathanesi tarafından Ağustos 2016’da açıklandı. Doğru şartlar ve atmosfer özellikleri sağlandığı takdirde gezegenin yüzeyinde akarsu olduğu da tahmin ediliyor. Gezegenin Dünya’ya olan yakınlığı, önümüzdeki yıllarda robotik keşifleri de mümkün kılıyor.
Devam Eden Çalışmalar
Her şey yolunda giderse NASA, Apollo 11’in Ay’a inişinden 100 yıl sonra yani 2069 senesinde bilgi toplamak ve keşif yapmak üzere programlanan robotik uzay aracını Proxima b’ye doğru fırlatacak. Hesaplanan verilere göre araç ışık hızının onda biri hızla hareket edecek ve yaklaşık 42 yılda gezegene ulaşacak.
2111 senesinde araç, gezegenin yakınında yaklaşık iki dakika süren bir uçuş gerçekleştirecek. Bu bulgular ise dört yıl sürecek bir sinyal ile Dünya’ya geri iletilecek. Veriler, ne çok sıcak ne de çok soğuk bir bölgede bulunan Proxima b’de yaşam olup olmadığını bizlere gösterebilir.
Tabi bu keşif sırasında, Dünya’daki yaşam hakkında sanatsal ve bilimsel bir mesajla gezegene ve dinleyen diğer herkese bir radyo sinyali gönderilecek.
Eser Ne İçeriyor?
İsmi ”Hayat Ağacı” olan bu çalışma 2069’daki fırlatmadan önce Dünya yüzeyindeki bir düzine ağaçtan ışık, iklim ve hava durumu hakkında toplanan 50 yıllık veriden oluşacak. Bu verilerin hepsi Dünya’ya yakın bir şekilde konumlandırılmış minyatür bir araştırma uydusu olan CubeSat tarafından toplanacak. Toplanan veriler daha sonra dijital olarak üretilmiş bir şarkıya aktarılacak ve bu gezegenimiz hakkında yapılmış oldukça yüksek teknoloji ürünü bir düeti ortaya koyacak.
Christensen: ‘’Ağaçlar, CubeSat ile sohbet edecek.’’ diyor. ‘’CubeSat’a hayatları ve yaptıklarıyla ilgili bilgileri aktaracaklar ve CubeSat da bütün bunların nasıl olduğu hakkında veri gönderecek. Bu diyalog bir şarkıya dönüşecek olan ses frekanslarına çevrilecek. İşte Proxima b’ye gidecek olan uzay aracına yerleştirilecek olan sanat eseri bu.’’
Christensen ayrıca çalışmayla ilgili: ‘’Bu, hayatımdaki en kapsamlı ve heyecan verici projelerden biri oldu. Oldukça enerji ve ilham verici.’’ açıklamasında bulundu.
NASA’daki ekip de, gezegenimizdeki yaşamın nasıl bir şey olduğuna dair en kapsamlı hikayeyi ağaçların anlatabileceği konusunda hemfikir olduklarını belirtiyor. Bu da söylediklerine göre insan şarkıları yerine ağaç şarkıları fikrine yol açmış olan şey.
CubeSat uydusunun test sürümünün 2022’de yörüngeye fırlatılması umuluyor. Bu sırada hem CubeSat hem de Proxima b için kullanılacak teknolojilerin mükemmelleştirilmesi üzerine çalışmalar devam ediyor.
Şu anda pek çok düzeyde uğraştığımız kriz ve felaketleri düşünürsek; uzaya sanat eseri göndermek adına yapılan bu çalışmalar Dünya’yı, insanlığı ve diğer her şeyi daha uzun vadeli bir gelecekte hayal etmek için oldukça önem arz ediyor.