Uzay Mekiği Kazaları: Tarihteki Başarısız Uzay Yolculukları

İnsanoğlunun uzay mekiği kazaları dendiğinde aklınıza ne geliyor? Yörüngeye giremeden patlayan uydular, atmosferden çıkamadan parçalara ayrılan roketler, kalkışından saniyeler sonra düşen uzay mekikleri ve dahası.

Günümüzde uzay yolculukları ve uzay görevleri hayatımızın normal bir parçası haline geliyor. Özellikle gelişen uzay ve havacılık teknolojileri, özel şirketlerin bu sektörde varlık göstermesi ve insanoğlunun uzun yıllardan beri süregelen uzay merakı görevlerin sayısını artırıyor.

Tahmin edebileceğiniz gibi bu yolculuklar için saatler süren hesaplamalar ve oldukça uzun bir mesai gerekiyor. Ancak tüm bu iş yüküne rağmen bazı uzay yolculukları başarısız olabiliyor. Bu durumda aynı hesaplamalar ve iş yükü tekrar ortaya çıkıyor.

Şirketler ve kuruluşlar çoğu zaman bu riskli uçuşlarda mürettebat kullanmaktan kaçınıyor. Fakat bazı zamanlarda kazalar öngörülemez bir hal alabiliyor. İnsanoğlunun en büyük deneme yanılma tahtası olan uzayla ilgili, tarihteki başarısız uzay yolculukları ve uzay mekiği kazaları dosyasını sizin için açtık.

Challenger Uzay Mekiği Kazası

Challenger Uzay Mekiği, tarihe geçen en trajik kazalardan biri olarak anılır. Mekik, 26 Ocak 1986’da kalkışından sadece 73 saniye sonra herkesin gözü önünde havada paramparça olmuştur. Patlama sebebi ise çok daha acı ve üzücü.

Mekiğin kalkışından ve görevin başlamasından bir gün önce sıcaklık ölçüldüğünde beklenmedik bir sorun ortaya çıktı. Kalkış öncesi hava, olması gereken sıcaklığın çok altında ölçüldü. Öyle ki bu düşük sıcaklıkta bir uçuşun gerçekleşemeyeceğine kesin gözüyle bakılıyordu.

Ölçümü gören NASA mühendisleri konuya doğrudan müdahale etmek istediler. Yetkili kişilerle görüşüp kalkışın bugün gerçekleşmemesi yönündeki görüşlerini bildirdiler. Henüz hava tahminleri kesin olarak yapılmadığı için kalkışın başka bir güne alınması en mantıklı karar gibi gözüküyordu.

İşin en acı kısmı ise burada başlıyor. NASA, mühendislerin ve yetkililerin görüşlerini dikkate almamaya karar verdi. Hava koşullarının kötü olmasına rağmen kalkışın gerçekleşeceğini ifade etti. Önceden planlanan günde kalkışın gerçekleşmesi için onay böylece gelmiş oldu.

Uçuştaki en önemli parçalardan birisi de mekikteki yakıt sızıntısını engellemekle görevli olan contalardı. Olası bir sızıntıya karşı önlem alacak bu contaların işlevini yerine getirmesi ise soğuk havadan ötürü oldukça zordu. Beklentinin altındaki sıcaklık contaların donmasına ve kaçınılmaz sona yol açtı.

Yakıt sızıntısı ve ardından gelen patlama ile bu kazada biri öğretmen toplam 7 kişi hayatını kaybetti. Üstelik, canlı seyircilerin önünde yapılan bu kalkış uzay tarihinde unutulmaz trajedilerden birisi olarak kaldı. Seyircilerin arasında mürettebatın içindeki öğretmenin öğrencilerinin de yer aldığı biliniyordu. Challenger Uzay Mekiği kazası NASA ve ABD uzay tarihinin en büyük kazalarından biri olarak kayıtlara geçti.

Columbia Uzay Mekiği Kazası

Challenger Uzay Mekiği gibi birçok kaza tarih boyunca uzay yolculuklarında yaşanmıştır. Bunlardan birisi de Columbia uzay mekiği kazası olarak tarihe geçmiştir. Challenger’a kıyasla günümüze biraz daha yakın bir tarihte gerçekleşen kaza hala akıllara durgunluk vermektedir.

Bu kazada yer alan STS-107 isimli uzay mekiği 1 Şubat 2003 tarihinde yedi insanın hayatını kaybetmesi ile sonuçlanmıştır. Kazanın sebebi ise talihsiz bir aksaklık olarak açıklanmıştır. Daha önce 113 kere kalkış gerçekleştiren bu mekiğin kazası birçok insanı hüzne boğmuştur.

Challenger’ın aksine bu kazanın gerçekleştiği zaman uçuşun başlangıcı değildir. Kalkışı gerçekleşen STS-107, başlangıçta ufak bir sorun yaşamıştır. Kalkışın ardından ana yakıt tankının bir bölümü parçalanmıştır. Daha sonra kopan bu parça mekiğin sol kanadına, kazaya sebebiyet verecek noktaya temas etmiştir.

Görevin sona ereceği ve mekiğin Dünya’ya dönüşe geçtiği zaman talihsiz kaza gerçekleşecektir. Mekiğin inişine yalnızca çeyrek saat kala uzay gemisi parçalanmaya başlamıştır. Daha sonra atmosfere giren mekik tamamen parçalanmıştır.

Bu kazada hayatını kaybeden yedi kişinin altısı Amerikan biri ise İsrailli astronot Ilan Ramon’dur. İsrailli ilk astronot olma unvanını taşıyan Ramon maalesef bu acı olayda hayatını kaybetmiştir.

Daha önce defalarca ertelenen bu kalkışın trajik bir sonla bitmesi büyük bir yankı uyandırmıştır. Bu nedenle NASA, kazanın yıldönümlerinde hayatını kaybeden kişileri anmakta ve herhangi bir uzay etkinliği gerçekleştirmemektedir.

Hasarın büyüklüğü tam olarak hesap edilemediği için mekik iniş sırasında, yerle temasına sadece 16 dakika kala atmosferde yanarak parçalanmıştır. Bu acı kayıpların tekrar yaşanmaması için kazalar detaylıca incelenmiş ve dersler çıkarılmıştır. Columbia uzay mekiği kazası da en üzücü kazalardan biri olarak tarihe adını yazdırmıştır.

Columbia uzay mekiği kazası

Mars Climate Orbiter

Uzay yolculuklarının en popüler noktalarından birisi de şüphesiz Kızıl Gezegen’dir. Günümüzde Elon Musk ve NASA’nın bu konudaki çalışmaları, Mars’ın, insanoğluna bir gelecek sağlayabilecek gezegenler arasında üst sıralarda olduğunu vurgular niteliktedir.

İnsanlığı Mars gezegeni ile olan ilişkisi tabii ki yeni başlamamıştır. Bundan yıllar önce de Mars hakkında kitaplar yazılmış hatta uzay yolculukları bile planlanmıştır. Bunlardan birisi de Mars Climate Orbiter ile gerçekleşecek olan yolculuktur.

Uzay yolculuklarında her şeyin yolunda gitmesi için tüm gücüyle çalışan geniş ekipler yer alır. Fakat buna rağmen her zaman işler planladığı gibi gitmeyebiliyor. Bu nedenle riski en aza indirmek büyük bir önem teşkil ediyor.

1998 yılında NASA, bir Mars yolculuğu ile insanoğlunun uzaydaki hakimiyet sınırlarını daha da genişletmek istedi. Ancak o dönemdeki bütçe, ekipman ve planlama insanlı bir uçuş gerçekleştirmeye olanak sağlamadı. Günümüzde de Mars’a insanlı yolculukların başlamadığını görebiliyoruz.

Mars Climate Orbiter isimli bir uzay aracı Mars’taki gözümüz olması amacıyla gönderildi. 11 Aralık 1998 tarihinde başarıyla kalkışa geçen araç uzun sürecek yolculuğuna başladı. Kalkışta bir sorun olmasa da önünde oldukça zorlu bir macera vardı.

Tarihler 23 Eylül 1999’u gösterdiğinde uzay mekiğini oldukça zorlu bir gün bekliyordu. Mars yörüngesine yaklaşan Mars Climate Orbiter için işler hiç de beklendiği gibi ilerlemedi. 23 Eylül tarihinde uzay aracı yandı ve Mars yörüngesinde yok oldu.

Aracın yok olmasına neden olan sorun ise daha sonradan anlaşıldı. Uzay aracının yazılımında iletim yapan veri türünde bir hata vardı. Üstelik, sorunun daha önceden dile getirilmesi de son noktayı koydu.

Bu kazadaki en büyük teselli şüphesiz ki herhangi bir insanın can kaybında neden olmaması. Ancak kazanın ardından NASA’yı oldukça ağır bir fatura bekliyordu. Bu projenin toplam maliyeti 327 milyon dolar olarak ifade edildi. Uzay aracına 193 milyon dolar, kalkışa yaklaşık 92 milyon dolar ve görev sürecine yaklaşık 43 milyon dolar harcandı.

Mars-Climate-Orbiter

NARO-1

Uzay mekiği kazaları arasında yer alan bir başka proje ise NARO-1. Üç kalkışın ardından listemize Güney Kore merkezli bir uçuş ile devam ediyoruz. Üstelik bu proje, Güney Kore tarafından fırlatılacak ilk roketlerden birisi olarak tarihte yer alıyor.

Uzay yolculuklarındaki en önemli faktörlerden birisi de tecrübe olarak dikkat çekiyor. Uzun yıllar boyunca tecrübe kazanmış kurumlar ve ekipler bile hata yapabilirken yine de başarılı bir görev için daha yüksek şanslara sahip oluyorlar. Ancak durum NARO-1’de maalesef böyle olmuyor. Üç defa kalkış gerçekleştiren mekik ilk iki denemede maalesef başarısız oluyor.

Üstelik, uzay mekiği kazaları arasında yer alan bu uçuşun hikayesi trajik olmasının yanında ilginç bir hikayeye sahip. Mekikte fırlatma esnasında ilk olarak hiçbir sorun yaşanmadı. Roket olması gerektiği gibi fırlatıldı ve yükselişe geçti. Tüm veriler normaldi ve görünüşte hiçbir problem yoktu.

Bildiğiniz üzere uzay mekikleri kalkıştan belli bir süre sonra yükleri bırakmaya başlarlar. NARO-1 uçuşunda da durum farklı değildi. Ancak, belirli bir süre sonra yükün ayrılması gerektiğinde sorunlar kendini göstermeye başladı.

Yük roketten yanlış bir şekilde ayrıldı. Bu da roketin tüm dengesinin bozulmasına neden oldu. Tüm dengesi bozulan roket yer çekimine karşı daha fazla direnemedi ve düşüşe geçti. Atmosfere yeniden girdiğinde ise tamamen yandı. Kısacası, yapımı ve projesi için yaklaşık 400 milyon dolar harcanan uydu bir anlık problem ile tamamen çöpe dönüştü.

Uzay görevleri, örneklerde görüldüğü üzere çok riskli teşkil eden projeler. En ufak bir hata sonucunda bile milyonlarca dolar çöpe gidebiliyor. Daha da önemlisi, insanların hayatları sona erebiliyor.

NARO-1
Görsel: Kore Havacılık ve Uzay Araştırma Enstitüsü (Korea Aerospace Research Institute)

Express-AM4

Uzay mekiği kazaları listemizin son sıralarına geldiğimizdeki tesellimiz herhangi bir insanın canını kaybetmemesi oluyor. Bu uyduların ve insansız mekiklerin karıştığı kazalar çoğunlukla mali sorunlardan öteye geçmiyor. Ayrıca, oldukça ilginç hikayelere de sahne oluyor.

Bunlardan birisi de Rusya’ya ait olan Express-AM4 uydusunun hikâyesi. Listedeki diğer görevlerden çok daha garip olduğunu belirtmek gerek. Çünkü mekik kalkışta hiçbir sorun olmadan yolculuğuna başladı.

Sorunsuz bir şekilde fırlatılan ve yükselişe geçen mekik atmosferde de hiçbir sorun yaşamadı. Ancak, uydu nedensiz bir şekilde radar sistemlerinin görüş alanlarının dışına çıktı. Bir süre boyunca gözlerden kayboldu ve korku dolu anların yaşanmasına yol açtı. Sonrasında ise olması gereken yerden çok daha uzak bir noktada ortaya çıktı. Dolayısıyla, Rusya’da uyduyu Pasifik Okyanusu üzerinde bir yerde kasıtlı şekilde imha etti.

Bunun sonuncunda ufak bir hata ve talihsizlik tüm görevin başarısız olmasına yol açtı. Tabii ki parasal olarak bir kayıp da adını tarihe yazdırdı.

Express AM4 Uzay mekiği kazaları

Kwangmyongsong-3 Uydusu

Bir başka başarısız uzay görevi ise Kuzey Kore’den geldi. 2012 tarihli bir görev ile uzaya bir gözlem uydusu göndermek isteye ülke başarısız bir sonuç ile karşı karşıya kaldı. Ancak listedeki diğer uçuşlardan biraz daha farklı bir durum söz konusu.

Bilindiği üzere Kuzey Kore, dünyanın geniş bir bölümünden bağımsız bir şekilde faaliyet gösteriyor. Böylece, dış dünya ile iletişimi de oldukça kısıtlı demek mümkün. Bu nedenle bu uçuşun detaylarına dair pek bir bilgi yer almıyor.

Bilinenler ise 13 Nisan 2012 tarihinde fırlatmanın gerçekleştiği ve devamında gerçekleşen kaza oluyor. Yerden 120 metre kadar yükselen uydu bir anda parçalara ayrılıyor ve fırlatıldığı noktaya geri dönüyor.

Kuzey Kore’nin resmi kanalları aracılığıyla bu fırlatmanın başarısız olduğu duyuruluyor. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi kazanın detayları hakkında herhangi bir bilgi mevcut değil. Konuyla ilgili yapılan açıklamada nedenlerin incelendiği açıklansa da bir sır olarak kalmaya devam ediyor.

Kwangmyongsong-3-Uydusu Uzay mekiği kazaları

DART

Listemizin son sırasında ise biraz trajikomik diyebileceğimiz bir hikaye yer alıyor. Uzaya gönderilen uydular belli bir süre sonra bakıma ihtiyaç duyuyor. Bu bakımların ise insansız araçlar ile yapılması risk açısından çok daha makul oluyor.

Bu araçlardan birisinin ismi de DART. Yörüngede yer alan uyduları onarmakla görevli olan bu aracın son yolculuğu ise oldukça ilginç.

DART, oldukça büyük çaplı yatırımlar ile ortaya çıkan bir proje. Aynı zamanda uzun süreli bir geliştirme aşamasının sonrasında ortaya çıkan bu araç maalesef onarmaya gittiği uyduya çarpıyor. Daha sonrasında ise NASA görevin başarısız olduğunu açıklıyor. Böylece DART’ın ilginç macerası da sona eriyor.

DART Uzay mekiği kazaları

Teknoloji'den geri kalmamak için e-posta listemize abone olun!

Teknolojiye yoğun bir ilgi duyan Mert, 10 yılı aşkın süredir teknolojik gelişmeleri ve haberleri yakından takip etmektedir. Özellikle oyunlara ve teknolojik cihazlara oldukça meraklıdır.