Uzay kirliliği nedir? Gezegenimiz, her gün dünyanın dört bir yanındaki insanlara İnternet bağlantısı, cep telefonu verileri, GPS konum hizmetleri, hava durumu güncellemeleri, eğlence ve daha fazlasını getiren binlerce yapay uydu ile çevrili. Bu uydular işlevini yitirince ne oluyor?
Dünya’nın yörüngesinde bulunan ve artık yararlı bir işlevi olmayan insan yapımı nesneler uzay kirliliğini oluşturuyor. Bununla birlikte, yalnızca geçmişteki patlamaların, çarpışmaların ve fırlatmaların kalıntıları olan yörüngedeki nesnelerin sayısı da çok fazla. 500.000’den daha fazla parça enkaz veya “uzay çöpü” Dünya’nın yörüngesinde dönmekte. Hepsi saatte 17.500 mil hızla, yani nispeten küçük bir yörünge enkazının bir uyduya veya bir uzay aracına zarar vermesine yetecek kadar hızlı hareket ediyor.
Uzay kirliliği olarak adlandırılan bu teknolojik çöp, şimdilik insanlığı çok etkilemese de dünya etrafındaki alanı oldukça tehlikeli bir yer haline getiriyor ve herhangi bir eylem yapılmazsa, Dünya’nın etrafındaki belirli bölgelerdeki görevler gelecekte çok sakıncalı bir hale gelecek.
İlk uzay kirliliği kavramı, Sputnik I’in görevini bitirdikten sonra Dünya yörüngesinde fazladan 2 ay kalmasıyla ve sonrasında dünyaya düşmesiyle oluşmuştur. “Uzay kirliliği nedir?” sorusunun cevabını öğrendiğimize göre uzay kirliliği sonucu neler olabileceğine bakalım.
Uzay Kirliliği Nedir? Uzay Kirliliği Sonuçları
Uzayda tek bir çarpışma veya patlama; çalışan bir uyduya zarar verebilecek veya yok edebilecek binlerce küçük, hızlı hareket eden küçük enkaz parçası oluşturur. Örneğin, 2007 yılında, FengYun-1C uydusunun kasıtlı olarak imha edilmesi, yaklaşık 800 km yükseklikte enkaz miktarını ikiye katladı ve o sırada toplam enkaz popülasyonunda % 30’luk bir artışa yol açtı.
Uyduları bu uzay enkazlarından korumaksa oldukça pahalı. Zaman zaman tasarım önlemleri, gözetleme ve izleme ihtiyacı, operasyonel uyduları zarardan uzaklaştırmak ve hatta görevleri tamamen değiştirmek gerekebiliyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayımladığı rapora göre, uzay kirliliği ve enkazının ileride beklenen sonuçları şöyle sıralanabilir:
- Hava tahmini, uzay tabanlı iletişim ve İnternet gibi önemli uzay uygulamaları kaybolabilir.
- Uluslararası Uzay İstasyonu’nda astronotlar için artan risk yüzünden kaybedilen yaşamlar artabilir.
- Yer bilimi ve iklim araştırmaları kesintiye uğrayabilir.
- Dünya’nın yörüngesindeki kirlilik, az bölgelerde kalabalık ve baskılar artabilir.
- Sektördeki yatırımlarda ekonomik büyüme ve yavaşlama kısıtlanabilir.
Uzay Kirliliği Nasıl Azaltılabilir?
Uzay kirliliğini azaltmak için yörüngedeki uydularda yapılacak değişikliklerin yüz milyonlarca dolara mal olacağı düşünülüyor. Fakat hiçbir şey yapılmadığı takdirde sonuçlar bundan çok daha büyük olacaktır. Yörüngede artan enkaz ve kirlilik sayısı yüzünden yaşanacak çarpışmaların kademeli olarak artmasıyla kendi kendini üreten çarpışmalar yaşanabilir. Bu da yörüngedeki belirli bölgelerin kullanılamaz hale getiren Kessler sendromuna yol açabilir.
OECD’nin yayımladığı rapora göre bu uzay kirliliğini azaltmak için alakalı şirketlere bazı maddeler verildi. Bu maddeler şu şekilde sıralanabilir:
- Kasıtlı enkaz oluşumundan kaçınılmalıdır.
- Kaza sonucu patlama potansiyeli en aza indirilmelidir.
- Dünya’nın alçak yörüngesindeki görevler için 25 yıllık bir yörünge kuralı oluşturulmalıdır.
- Sabit yörüngedeki görevler, yaşamlarının sonunda daha yüksek bir “mezarlık yörüngesine” gönderilmeli, işleyen uyduların yolundan uzak tutulmalıdır.
Peki ya zaten yörüngede olan çöpler ne olacak? Uzay enkazlarını kaldırma maliyetleri ve mülkiyet ile ilgili yasal sorunlar ve geçersiz uyduları kaldırma yetkisi konusundaki anlaşmazlıklar, ulusal veya uluslararası eylemleri engelleyebiliyor. Fakat yine de uzmanlar robot ve model uydular kullanarak büyük bir uzay çöpüne nasıl yaklaşabileceklerini çözmeye çalışıyorlar. Hatta Clear Space şirketi öncülüğünde, bu sene başlayacak bir proje ile 2025 yılında yörüngeye uzay enkazı toplama denemesi için fırlatma gerçekleştirileceği duyuruldu.
Artan uzay kirliliği, tüm uzay araçları için, özellikle de Uluslararası Uzay İstasyonu, uzay mekiği ve diğer uzay araçları için potansiyel tehlikeyi artırıyor. NASA, uzay enkazıyla çarpışma tehdidini ciddiye alıyor ve her potansiyel çarpışma tehdidiyle nasıl başa çıkılacağına dair uzun süredir devam eden bir dizi yönergeye sahip. Çarpışmadan kaçınma ve enkaz kaldırma, uzaydaki enkaz miktarını azaltmak için hayati öneme sahiptir. Eğer önüne geçilmezse uzay kirliliği gelecekteki uzay görevleri için büyük bir tehlike oluşturmaya devam edecek.
‘’Evren sonsuzdur, ama uzayın sınırları var.’’