Tüm evren bir sinir ağından oluşuyor olabilir mi? Minnesota Duluth Üniversitesi’nden Fizik Profesörü Vitaly Vanchurin, geçtiğimiz ay evrenin bir sinir ağından oluştuğuna ve yapı olarak insan beynine benzeyen birbirine bağlı bir hesaplama sistemine sahip olduğuna dair tartışmalı bir teori öne sürdü.
Fizikçi Vanchurin, bu teorinin; klasik fiziğin alanları ile kuantum mekaniğinin alanlarını uzlaştırmanın bir yolu olarak ortaya çıktığını belirtiyor. Yayınladığı makalesinde, yaşadığımız dünyanın tamamen bir sinir sistemi gibi çalıştığını düşündüklerinin de altını çizdi.
Fizikçiler yıllardır evrenin işleyişini geniş ölçekte ele alırken belirli teorileri araç olarak kullandılar. Bunlar Newton’un hareket yasaları ve Einstein’ın görelilik teorileriydi. Sinir ağı teorisini savunan fizikçiler, bu yasaları ve teorileri tek bir noktada uzlaştırmaya çalışmıyor, sinir ağı fikrinin evrenin bu iki teoride öne sürülen şeylerden daha derin bir şekilde oluştuğunu öne sürüyor.
Evren Bir Sinir Ağından mı Oluşuyor? Vitaly Vanchurin’in Açıklamaları
Yayınladığı makalesinde Profesör: ‘’Yapay sinir ağlarının yalnızca fiziksel sistemleri açıklamak veya fiziksel yasaları keşfetmek için faydalı olduğunu düşünmüyor, direkt olarak yaşadığımız evren bir sinir ağından oluşuyor diye düşünüyoruz.’’ diyor.
Profesör Vanchurin, çalışmasında sinir ağlarının nasıl çalıştığına dair bir model oluşturmaya başladı. Fizikçi, denge haline yakın belirli koşullarda bir sinir ağının yaklaşık olarak kuantum mekaniği denklemleriyle açıklanabileceğini fakat daha uzak koşullarda klasik fizik yasalarının devreye girdiğini belirtti. Buna ek olarak bu teorinin, bazı fizikçiler tarafından kuantum mekaniğinin çoğu teorisi ile açıklanamayan belirsizlikleri de açıklayabileceğini söyledi. Teorideki sinir ağında, parçacıklardan atomlara ve hücrelere kadar her şeyin evrim ve doğal seçilim benzeri bir süreçte ortaya çıktığı öne sürülüyor.
Burada öne sürülen teori o kadar cesur ki, fizikçilerin ve makine öğrenimi uzmanlarının birçoğu teori hakkında tamamen şüpheci yaklaşmakta ve doğruluğunu kabul etmemekte. Fizikçilerin %99’u kuantum mekaniğini esas alır ve diğer her şeyin bir şekilde kuantum fiziğinden çıkması gerektiğini söyler. Ancak kimse bunu tam olarak açıklayamaz. Vanchurin’in yayınlamış olduğu makalede ise mikroskobik bir sinir ağının ana yapı sistemi olduğu başka bir olasılık durumu ele alınıyor. Vanchurin’e göre şu andaki veriler oldukça umut verici görünüyor.
Fizikçiye bu fikri ona neyin verdiği sorulduğunda şu şekilde açıklama yapıyor: ‘’Önce derin öğrenmenin nasıl işlediğini daha iyi özümsemek istedim ve bu yüzden makine öğrenimi konusunda bir makale yazdım. İlk düşünce, sinir ağlarının davranışını gözlemlemek için istatiksel olarak mekanik yöntemleri uygulamaktı. Ancak belirli sınırlar içinde sinir ağlarının öğrenme dinamiklerinin fizikte gördüğümüz kuantum dinamiklerine çok benzediğini gördük. Bundan sonra da fiziksel dünyanın aslında bir sinir ağı olduğu fikrini keşfetmeye ve incelemeye karar verdim.’’
Teorinin Doğal Seçilimle İlişkisi
Fizikçi aynı zamanda teorisinin doğal seçilim ile ilgili olan ilişkisini de açıklıyor. Mikroskobik sinir ağlarının kararlı ve daha az kararlı olan yapıları vardır. Bunlardan daha kararlı olan yapılar evrimden sağ çıkar ve daha az kararlı olanlar ise yok edilir. Bu durumu daha büyük ölçekte düşünecek olursak, evrende ve etrafımızda gördüğümüz her şey doğal seçilimin sonucu hayatta kalmıştır.
Sonuç olarak Vanchurin’in teorisine göre etrafımızda gördüğümüz her şey sinir ağının bir parçasıdır. Ve bunun yanlış olduğunu kanıtlamak için gereken tek şey sinir ağı ile modellenemeyen bir fenomen bulmaktır. Fakat bu çok zor bir iştir çünkü bilim insanları şu anda sinir ağlarının nasıl davrandığını ve makine öğreniminin gerçekte nasıl çalıştığına dair çok az şey biliyorlar. Fizikçi Vanchurin makine öğrenimi ve evrenin sinir ağlarından oluştuğuna dair teorisi üzerine çalışmaya devam ediyor. Fikir oldukça çılgınca, peki ya gerçek olacak kadar çılgınsa?
şayet sinir ağından oluşuyorsa bunun anlamı çok açıktır : devasa boyutlarda,aklımızın havsalamızın alamayacağı boyutlarda bir canlının içindeyiz demektir…
Belki de… 🙂
mevleviler şöyle söyler: insan, küçük alem. alem, büyük insan.