“İnsanlığın ilerlemesini sağlayan en büyük güç, teknolojinin hızlı ilerlemesi ve geniş yayılımı olmuştur.” – The Economist
19. yüzyılda bir insan 35 yıldan az yaşamayı normal bulabiliyor, küresel nüfusun % 94’ü aşırı yoksulluk içinde yaşıyordu ve nüfusun %20’sinden azı okuryazardı. Bugün, insan ömrü 70 yıldan fazla, küresel nüfusun %10’u aşırı yoksulluk içinde ve insanların %80’inden fazlası okuryazardır. Bu gelişmeler Sanayi Devrimi ile başlayıp bugün bilim-teknoloji çağında devam eden ve teknolojinin geleceği ile belirlenen ilerlemelerden kaynaklanmaktadır.
Dünyayı değiştirmeye ve insan refahını iyileştirmeye devam edecek birçok heyecan verici yeni teknolojiler geliştirilmekte. İşte bunlardan 3 tanesi:
İçindekiler
1. Self – Driving Cars (Kendi kendine giden Arabalar)
Günümüzde, çoğu sürüş koşullarına uygun insan güdümlü araçlardan daha güvenli olan self-driving (sürücüsüz araç) arabaları mevcuttur. Önümüzdeki 3-5 yıl boyunca teknolojinin heyecan verici geleceği ile şekillenip daha da güvenli hale geldikten sonra belki de insanların vazgeçilmezlerinden biri olacaklar.
Dünya Sağlık Örgütü, yılda 1,25 milyon kişinin araba kullanımı ile ilgili yaralanmalardan öldüğünü tahmin etmektedir. Ölümlerin yarısı yayalar, bisikletliler ve arabaların vurduğu motosikletçilerden oluşuyor.
Buna ek olarak, 15-29 yaş arası insanlar için çoğu ölüm nedeni araba kazalarından kaynaklanıyor.
20. yüzyılda arabalar dünyayı yeniden şekillendirirken 21. yüzyılda da self-driving arabaları dünyayı şekillendirecek. Çoğu ülkede, kullanılabilir alanın %20-30’u park yerleri tarafından işgal ediliyor ve çoğu otomobil kullanıcıları zamanlarının yaklaşık %15’ini park etmeye harcıyor.
Kendi kendine giden (Self- Driving) arabalar zamanla neredeyse sürekli kullanımda olacak (büyük olasılıkla akıllı telefonlar kadar). Böylece; park etme ihtiyacı gibi sıkıntı yaratan durumlar önemli ölçüde azalacak, araba kazalarının ya da trafik sıkışıklığının önüne geçmek için bu arabalar birbirleriyle iletişim kuracak ve insanlar iş, eğitim, sosyalleşme gibi diğer etkinliklere sıkıntısız gidip gelebilecekler.
2. Virtual and Augmented Reality (Sanal ve Artırılmış Gerçeklik)
Bilgisayar işlemcileri son zamanlarda ikna edici sanal ve artırılmış gerçeklik deneyimlerini güçlendirecek kadar hızlı hale geldi. Facebook, Google, Apple ve Microsoft gibi şirketler, VR ve AR’yi daha sürükleyici, konforlu ve uygun fiyatlı hale getirmek için milyarlarca dolar yatırım yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar.
İnsanlar bazen VR ve AR’nin sadece oyun oynamak için kullanılacağını düşünüyorlar ancak zamanla her türlü etkinlik için kullanılacaklar.
Örneğin, bunları 3D nesneleri manipüle etmek ve dünyanın her yerinden arkadaşlarınızla, meslektaşlarınızla buluşmak için kullanabilirsiniz:
Fobileri veya felç kurbanlarını rehabilite etmek gibi tıbbi uygulamalar için bile sanal ve artırılmış gerçeklikten yararlanılabilir.
3. Teknolojinin Uzaydaki Yeri – Yeni Bir Uzay Çağı Geleceği
1950’lerde Uzay çağının başlangıcından bu yana uzay finansmanının büyük çoğunluğu hükümetlerden gelmiştir. Ancak bu finansman azalıyor:
Örneğin, NASA’nın bütçesi 1960’lardaki federal bütçenin yaklaşık %4.5’inden bugünkü federal bütçenin yaklaşık %0.5’ine düşmüştür.
İyi haber şu ki, özel uzay şirketleri boşluğu doldurmaya başladı. Bu şirketler roket fırlatma, bilimsel araştırma, iletişim-görüntüleme uyduları ya da asteroit madenciliği gibi spekülatif iş modelleri de dahil olmak üzere geniş bir ürün ve hizmet yelpazesi sunmaktadır.
Bildiğimiz gibi, en ünlü özel uzay şirketi ünvanına da sahip olan Elon Musk’un SpaceX adlı uzay taşımacılığı şirketi, roketleri başarıyla yeniden kullanılabilecek alana dönüştürebilen uzaya gönderdi.
Belki de en ilginç özel uzay şirketi olup yeni bir endüstriye öncülük etmeye çalışan Gezegensel Kaynaklar’dır (Planetary Resources). Bu şirketin hedefi ise asteroitlerden mineral madenciliğidir.
Başarılı olursa, asteroit madenciliği uzayda yeni bir kaynak patlamasına yol açabilir. Günümüzde altın gibi kaynaklara olan hücumlar gibi bu da spekülatif fazlalığa yol açabilir. Aynı zamanda yeni teknolojiler ve altyapı için fonlar da önemli ölçüde artırıldı.
Bunlar, önümüzdeki yıllarda geliştireceğimiz muhteşem teknolojilerden sadece birkaçıdır. 21. yüzyıl yeni bir harikalar çağının başlangıcı olarak görülebilir.
Fütürist Kevin Kelly‘nin dediği gibi:
“Bir zaman makinesine tırmanabilir, 30 yıl sonra geleceğe yolculuk edebilir ve bu bakıştan bugüne bakabilirsek, 2050’de insanların hayatını büyük ölçüde değiştirecek ürünlerin çoğunun 2016’dan sonra icat edildiğini fark ediyoruz. Gelecekte giyilebilir sanal gerçeklik kontakt lenslerine ve indirilebilir avatarlara ve yapay zeka arayüzlerine bakarak evrenin nasıl şekillendiğini izleyeceğiz”
Yani diyebiliriz ki teknolojinin şu anki durumu göz önüne alındığında 2020 başlamak için aslında en iyi zaman. Daha fazla fırsat, daha fazla açıklık, daha az engel, daha yüksek fayda/risk oranları ve daha iyi getiri durumları bu çağın yeni şeylere adım atmak için verdiği motivasyonlar olarak görülebilir.