Teknolojik fobiler, gelişen teknoloji ile çağımızdaki hastalık ve korkuların başında gelmeye başlıyor. Bilgi eksikliği ve aşırı kullanım bazen beraberinde çok ciddi sorunları getirebiliyor. İçinde bulunduğumuz dönemde dünyanın geneli koronafobi ile baş etmeye çalışırken, biz de sizler için çağımızın diğer teknolojik hastalık ve fobilerini listeledik.
İçindekiler
Siberhondrik
Siberhondrik, internetten hastalık araştırma, kendi kendine tanı koyma hastalığıdır. Bir çok insan bunu genelde yaptığı için bir hastalık değilmiş gibi gelebilir ancak bu bir hastalık olarak değerlendiriliyor. Kişi var olduğunu düşündüğü hastalığını internete araştıyor ve çıkan sonuçlara göre kendine tanı koyup tedavi yöntemleri uygulamaya başlıyor. Doktora gidildiğinde sorulan “Neyiniz var?” sorusuna genelde kendilerine koydukları hastalık tanılarını sıralarlar. “Sabah kalktım başım ağrıyor galiba bende tümör var.” veya “Sol kolum ağrıyordu sabah, galiba kalp krizi geçirdim” tarzı kesin tanıların sahibidirler. “Şunu şunu yaptım ama geçmedi” gibi tedavi yöntemlerini de anlatmaktan geri kalmazlar elbette. Ayrıca bu bu kişiler genelde hastanede yapılan işlemleri de yetersiz bulurlar.
Nomofobi
Telefondan uzak kalma korkusu olan nomofobi, günümüzde adını pek bilmesekte popüler olan bir hastalık. Muhtemelen farkında olmadan çoğumuz bu hastalığın sahibiyiz. Gün içerisinde ister istemez kullanmasak bile telefonumuzun elimizin altında olup olmadığını kontrol ediyorsak, yüksek ihtimal nomofobi sahibiyiz. Ayrıca nomofobi yanında literatüre girmemiş bir kelime de olsa plagomaniyi, yani şarjsızlık korkusunu da beraberinde getiriyor. Plagomani, İngilizce “plug” ve Latince “mania” kelimelerinin birleşmesinden oluşan priz bağımlılığı hastalığı olarak Huawei tarafından yaratılmış reklam amaçlı bir kelime olsa da günümüzde bu hastalığın gerçek olduğunu görebiliyoruz.
Teknofobi
Teknolojik fobiler konusunun en geniş kapsamlı fobisi, teknofobi. Aslında bu alandaki diğer fobileri de kapsayan bir hastalık. Genel olarak teknolojiden ve teknolojik gelişmelerden korkma durumu. Bu fobinin çok eskiye, endüstri devrimi dönemine kadar dayandığı dile getiriliyor. Günümüzde hayat, bu hastalığa sahip kişiler için çok zor olsa gerek.
Siberfobi
Teknofobinin alt dalı olarak görülen bu hastalık bilgisayarlardan korkma durumudur. Bilgisayarlara dokunmaktan korkarlar.
Telefonfobi
Telefonfobi, telefonların bu kadar yaygın kullanılmasıyla beraber artan bir hastalık olup
telefonla konuşma korkusudur. Telefonun çalması bile bu hastalığa sahip kişiler
için rahatsız edicidir. Telefonla konuşmayı çok seven insanlar olsa da bu durum bazı insanlar için çekilmez bir durumdur.
Ego Sörfü
Düzenli olarak internette kendi adını aratıp çıkanları kontrol etme hastalığıdır. “Görsellerde
fotoğraflarım çıkıyor mu?”, “Hangi bilgilerime ulaşılabiliyor?” gibi sorulara düzenli bir
şekilde cevap ararlar. Ve evet bu bir hastalıktır.
Crackberry
Crackberry, sürekli olarak maillerini kontrol etme hastalığıdır. İlgili-ilgisiz her an e-maillerini
kontrol ederler. Bu hastalık genelde yöneticilerde ve sürekli e-mail yoluyla iletişim kuran insanlarda görülüyormuş.
Myspace Taklitçiliği
Adını ilk sosyal medya platformlarından biri olan Myspace’den alan bu hastalık kişinin kendi
karakterini, benliğini tamamen başka biri gibi göstermesiyle, başka birini taklit etmesiyle
oluşuyormuş. Bu kişiler, normalde yaşamadığı bir hayatı sanal alemde normal yaşantısıymış gibi gösterebiliyorlar. Bu iş ileri gittikçe kişi gerçek hayatında da kendisini başka biri gibi görmeye başlıyor.
Özçekimfobi (Selfiephobia)
Adından da anlaşılabileceği gibi özçekim(selfi) korkusudur. Bu kişiler genelde fotoğraflarda kendilerini beğenmezler. “Ya ben çekilmiyim”, “önde güzel çıkmıyorum” gibi sözler artık normal gibi gelse de bazı insanlarda bu zamanla ciddi bir korkuya dönüşüyor.
Hikikomori
Hikikomori, kişilerin birden eve kapanması, çevresiyle iletişimi kesmesi ve genelde sadece temel ihtiyaçları için bilgisayarın başından kalkması hastalığıdır. “e bu benim her zamanki halim” diye düşünüyorsanız bir daha düşünün derim. Çünkü bu hastalık aylar veya yıllar sürebiliyor. Hikikomori, Japonca’da geri çekilme anlamına geliyor.