Tarihe Yön Veren Kadın Mucitler ve İcatları

Teknolojinin hemen her alanında kadın mucitler ve icatlar var. Bu icatlar ile günümüze kadar hayatı kolaylaştıran her şeyde yine kadınlardan söz edebiliriz.

Her dönemin hemen her ülkesinde kadının iş hayatında, teknolojide ya da bilim dünyasında yer alması erkeklere göre bir hayli zor oldu. Ancak kadın mucitler, asla eşit olmayan şartlarda bile bir yolunu bulup dünyada icatlarıyla iz bıraktılar.

Bu tarihin gidişatını değiştiren, yaşamı kolaylaştıran, teknolojiye yön veren ve buluşlarıyla hayatlar kurtaran bazı cesur kadın mucitler ve icatlarının hikayesine bakalım:

Sarah Mather: Denizaltı Lambası ve Teleskobu Mucidi

Sarah Mather, periskobun öncüsü olan ilk denizaltı teleskopunu icat eden ve patentini alan bir Amerikalı mucittir.

1845’teki bu patenti, bir tüpe bağlanan ve daha sonra su altına batırılan lambalı bir cihazdı. Mather bu icadına “denizaltı teleskobu” dedi. Bu icat sadece sualtı araçlarının kullanması için tasarlanmadı.

Mather bunu enkazları, hasarlı gemi gövdelerini ve ‘İç Savaş’ sırasındaki düşman faaliyetlerini araştırmak için yaptı. Denizaltı teleskobu, derinlikleri görmeye çalışan insanlar tarafından kullanıldı. Cihaz daha sonra kızı tarafından geliştirildi. Kızı yeni icatlar bulmaya devam etti.

Mucit Sarah Mather

Margaret Eloise Knight: Kağıt Torba Yapma Makinesi Mucidi

Kadın mucitler arasında en ünlü kişilerden birinde sıra. Margaret Eloise Knight, “19. yüzyılın en ünlü kadın mucidi” olarak anıldı. Özellikle düz tabanlı kağıt torbalar üreten bir makine olan Amerikalı bir mucitti. 1870 yılında Eastern Paper Bag Company’yi kurdu. Bu ilk kağıt torba şirketinde sonraki nesillerin de kullanacağı bakkaliye için çeşitli kağıt torbalar ürettiler.

Bir kadının böyle bir şeyi icat etmiş olamayacağını iddia eden bir adam tarafından icadı çalındı. Daha sonra, nihayet 1871’de kare tabanlı kağıt torbalar üretebilen makinesi için patentini aldı.

Mary Walton: Lokomotif Bacası ve Trenlerin Gürültüsünü Azaltan Sistemin Mucidi

19. yüzyılda Amerikalı kadın mucitler arasında yer alan Mary Elizabeth Walton New York’ta yaşıyordu. Burada hızla genişleyen ve yüksek demiryolu sistemlerinin ürettiği gürültüyü azaltmak için bir sistem icat etti.

Walton, bu fikri Thomas Edison’un da denediğini biliyordu. Edison denemiş ve başarısız olmuştu. Bunu öğrenen Walton umutsuzluğa kapılmadı. Bunun yerine daha çok çalışmayı ve bu soruna kalıcı bir çözüm bulmayı seçti.

Onlarca deney ve araştırmadan sonra, sesin büyük bir kısmının ahşap destek kutularının bir sonucu olduğunu anlamayı başardı. Çeşitli çözüm yollarını test etmek için rayların bir modelini yaptı.

Bu testler sonucunda, kutuların pamukla kaplanmasının ve kumla doldurulmasının trenlerin sesini etkili bir şekilde azalttığını belirledi. New York’ta ses kirliliğini azaltmak için kum kullanma fikrinin ilhamını, evinin yakınındaki örslerin sesini bastırmak için kum kullananları izlerken aldı.

Walton aylarca, kirliliği azaltan cihazlar üzerinde de çalıştı. İcatlar onun için çok önemliydi. Kirliliği azaltan icatlar olarak iki patent aldı. 1881’de, lokomotif, endüstriyel ve konut bacalarından yayılan dumanın çevresel tehlikelerini azaltmak için bir yöntem geliştirdi ve bu çok başarılı oldu.

Bu yöntem, fabrika bacalarına takılan emisyonlar ve kirleri tutuyordu. Daha sonra bu kirler filtrelerden temizlendi. Tanklar yardımıyla da kanalizasyon ya da uygun görülen bir yere nakliye oldu.

Mary Walton

Maria Beasley: Cankurtaran Salı Mucidi

1880’de mucit Maria Beasley, bir cankurtaran salının iyileştirilmesi için bir tasarımın patentini aldı. Filikanın mevcut tasarımında yaptığı iyileştirmeler, herhangi bir erzak korumak için salın hava geçirmez olmasını sağladı. Ayrıca tekneyi suya indirmenin daha kolay ve güvenilir bir yolunu buldu. Bu yeni cankurtaran salında yangına da oldukça dayanıklı malzeme kullandılar.

Beasley’nin cankurtaran salları devrim niteliğindeydi. Beasley’in icadından önce, sallar düz ahşap tahtalardı ve ikiye katlanamıyorlardı. Saklama yani depolama çok zordu. Bu tasarım daha sonraki yıllarda yüzlerce hayat kurtaracaktı.

Beasley’nin cankurtaran salı, RMS Titanic’in Nisan 1912’deki yolculuğunda vardı. Gemide 2000’den fazla yolcuyu kurtarmak için yeterli cankurtaran botu yoktu. Buna rağmen, geminin taşıdığı 20 cankurtaran botu 700’den fazla kişinin hayatını kurtardı.

Beasley’nin icatlarından bir diğeri ise, 1886’da patentini aldığı trenler için “buhar jeneratörü” oldu. Ayrıca yine tren yolculuğunu daha güvenli hale getiren trenler için bir “raydan çıkmayı önleyici” cihaz tasarladı.

Maria Beasley

Sarah Boone: Ütü Masası Mucidi

Sarah Boone, ütü masasını icat ederek adını duyuran Afrika kökenli Amerikalı bir terziydi. Patent başvurusunda, icadının amacının özellikle kadın giysilerinin kol ve bedenlerinin ütülenmesi olduğunu belirtti.

Ucuz, basit, kullanışlı ve oldukça etkili bir cihaz olduğunu ifade etti. 1892’de onaylanmasıyla Boone, patent alan ilk Afrika kökenli Amerikalı kadınlardan biri oldu.

Boone, 1832’de Kuzey Carolina, Craven County’deki New Bern kasabası yakınlarında Sarah Marshall’da doğdu. Köle bir ailenin kızıydı. Fakat sonunda özgürlüğünü kazandı.

(Bazı kaynaklar, özgürlüğünün 1847’de özgür bir Afrikalı Amerikalı olan James Boone ile evlenmesiyle geldiğini yazıyor.)

Sarah Boone kadın mucitler

Nancy Johnson: Dondurma Makinesi Mucidi

Nancy Johnson, 1843’te henüz dondurucular icat edilmeden önce, bir dondurma makinesi üreten mucit. Bu tutamaçla çalıştırılan manuel bir cihazdı. Bir dış ahşap kovanın içine kırık buz koydu. Farklı bir iç teneke veya kalay silindiri de dondurma karışımını içeriyordu.

Kapak vidalandı ve tutamak kapağın üst kısmından geçirildi. Karışımı dondurmak için çevrildi. Sapa bağlı olan cihaza tire denirdi. İç silindiri, 2 farklı dondurma aromasının aynı anda ancak ayrı ayrı dondurulabileceği şekilde bölmek mümkün oldu.

Buluş, listedeki ilk dondurma cihazı olarak 1843’te patent aldı. Ancak Nancy bu cihazı oldukça ucuz fiyata sattı. Bununla birlikte, uzun yıllar standart mekanizma haline geldi ve bazı insanlar bu buluştan bir servet kazandı.

Margaret A. Wilcox: Araba Isıtıcısı Mucidi

Margaret A. Wilcox, 1838’de Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago eyaletinde doğdu. Wilcox, ilk araba ısıtıcısını icat eden bir makine mühendisidir. Büyük icatların sadece erkekler tarafından değil, kadın mucitler tarafından da yapıldığının en büyük örneklerinden biri Wilcox oldu.

Margaret’in icadından önce, arabayla seyahate çıkmak için evden çıkarken, dışarıdaki havaya uygun kıyafet seçilirdi. Arabalarda ısıtıcı yoktu. Bu yüzden dondurucu soğuk ya da yağmurlu bir günde sürüş asla keyifli olmuyordu.

1893’te Margaret Wilcox oto kaloriferi için patenti alındı. Bu buluş, sayesinde sadece sürücü ısınmakla kalmadı. Camları buğusuz tutarak sisli ve soğuk havalarda sürüşü kolaylaştırdı. Ayrıca otomobilin içini ihtiyaca göre seçilen sıcaklıkta tutarak sürüş deneyimini daha rahat ve daha güvenli hale getirdi. Araba ile seyahat Wilcox araba ısıtıcısı ile popülerlik kazandı.

Margaret Wilcox kadın mucitler

Mary Anderson: Silecek Mucidi

Mary Anderson, ön cam silecek lastiklerinin mucidi. Anderson, ilk çalışan modeli üretti ve 1903’te bunun için bir patent aldı.

Mary otomotiv işinde veya yakınında bile çalışmıyordu. bir gayrimenkul uzmanı ve çiftlik sahibiydi. 1902’de karla kaplı bir günde ön camdan dışarıyı görmekte zorlanan bir tramvay sürücüsünü gözlemledi. Tam da bu anda dahiyane bir fikir üretti. Böylece “silecekler” olarak bildiğimiz şey üzerinde çalışmaya başladı.

Daha önce yağmurlu ya da karlı günlerde görüş açısını kaybetmemek için birçok çözüm denenmişti. Ancak Mary Anderson, bir karşı ağırlık sistemi aracılığıyla ön camda ileri geri hareket etmek için yay yüklü bir kolu harekete geçiren bir düğme kullanarak ilk çalışma modelini üretti. Tasarımı, icatlar arasında en etkilisiydi. Sadece trenlerde değil, arabalarda da kullanıma başlandı.

Mary Anderson kadın mucitler

Letitia Geer: Tıbbi Şırınga Mucidi

Hemen herkes sıvıları insan vücuduna enjekte etmek veya çekmek için nozullu bir silindir ve bir pistondan oluşan tıbbi şırınga hakkında bilgi sahibidir. Ancak insanlığa büyük yardımı olan bu icadın mucidi pek bilinmiyor.

1896’da Amerikalı Letitia Mumford Geer, tıbbi bir şırıngayı tarif eden bir patent başvurusu yaptı. Letitia Mumford Geer, 1899’da şırınganın patentini aldı. Bu buluş sayesinde Letitia, dünyayı, sağlık araştırmalarını ve tıbbi tedavi kavramını değiştirip geliştirmiş oldu.

Hala modern şırıngalar bile Letitia’nın fikrinden ilham alıyor.

Josephine Cochran: Bulaşık Makinesi Mucidi

Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Josephine Cochran ilk pratik bulaşık makinesinin mucididir. Cochrane, 1839’da Ohio, Ashtabula County’de doğdu. Babası bir inşaat mühendisiydi ve büyük dedesi John Fitch, buharlı tekneyle ilgili icatlar ve yenilikleri ile tanınan ünlü bir mucitti. Ancak Cochrane bilim veya mühendislik eğitimi almamıştı.

Henüz 19 yaşındayken William Cochran ile evlendi. Evinde her zaman hizmetçileri olurdu. Cochrane, hayatta en sevdiği şeylerden biri olan güzel, orijinal ve oldukça pahalı çini tabaklarının lavaboda yıkandıktan sonra genellikle çatlayıp kırıldığını fark etti. Ve çinilerini kurtarmanın bir yolunu düşünmeye başladı. Böylece bulaşık makinesi fikrini buldu.

Başkaları da benzer fikirlerle çeşitli tasarımlar denemişti fakat en etkili ve pratik olan modeli Josephine Cochran icat etti.

Josephine-Cochrane-ilk-bulasik-makinesi

Hedy Lamarr: Yayılma Spektrumu Teknolojisi Mucidi

Yahudi asıllı Avustralyalı aktris ve mucit Hedy Lamarr, Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmesinin ardından kablosuz iletişim alanında öncü oldu. Amerika’ya göç ettiğinde çok sayıda popüler filmde önemli rollerde oynadı.

Yıllar geçtikçe ve ilk evliliğiyle birlikte Lamarr’ın uygulamalı bilimlere karşı ilgisi çoğaldı. Oyunculuk kariyerine ara vererek bir mucit olarak icatlar üretti.

II. Dünya Savaşı’nın başlangıcında, müttefiklerin savaştaki güçlerine yardımcı olmak istiyordu. Besteci ve mucit George Anthiel ile birlikte, Nazilere karşı savaşmaya yardımcı olacak bir “gizli iletişim sistemi” geliştirdi.

1941’de bu alanda patent aldılar. Daha sonra bu icat donanma gemilerinde ve bugün bile cep telefonlarında, faks makinelerinde ve diğer kablosuz işlemlerde kullandılar.

Günümüzde bu teknolojinin çalışma prensipleri Wi-Fi, CDMA ve Bluetooth teknolojilerine kullanılıyor ve hayatı kolaylaştıran başlıca teknolojiler ve icatlar olarak kabul ediliyor.

Gladys Mae West: GPS Takip Cihazını Geliştiren Matematikçi

Gladys Mae West, 27 Ekim 1930 Sutherland, Virginia doğumlu. “GPS Takip Cihazı” yani Küresel Konumlandırma Sistemi’nin geliştirilmesine katkıda bulunan çalışmalarıyla tanınan Amerikalı matematikçi. Otomobil dünyasına büyük katkılarıyla da tanınıyor.

Gladys Mae West, ebeveynlerinin küçük bir çiftliğe sahip olduğu kırsal Virginia’da doğdu. Çocukluğunda, okulda olmadığı zamanlarda, zamanının çoğunu çiftlikte ailesine etmeye yardım ederek geçirdi. Yaşadığı toplumda genellikle onun gibi genç siyahi kızın geleceği için tek açık seçenek, çiftçiliğe devam etmekti. Ya da bir tütün işleme tesisinde çalışmaktı.

Fakat okuldaki öğrenme yeteneği ona başka yollar sunuyordu. Lise mezuniyet sınıfının birincisi olarak Gladys, 1952’de matematik diploması aldı. Virginia Eyalet Üniversitesi’nden tam burs kazandı. Daha sonra bu alanda yüksek lisans derecesi bitirdi.

1955’te üniversiteden mezun oldu. 1956’da Gladys, Dahlgren, Virginia’daki ABD Donanması Proving Ground tarafından yalnızca dördüncü siyahi çalışan matematikçi olarak işe alındı. Orada bir başka siyahi matematikçi olan Ira V. West ile tanıştı.​1957’de evlendi ve üç çocukları oldu.

Dahlgren’de, Gladys West, karmaşık matematiksel denklemleri elle çözme yeteneğinden dolayı takdir edildi. İlk büyük projelerinden biri, deniz kuvvetlerinin hareketlerini belirlemek için tasarlanmış ödüllü bir program olan Naval Ordinance Research Calculator (NORC) üzerinde çalışmaktı.

1978’de West, ABD okyanus gözetleme uydusu olan Seasat’ın proje yöneticisi olarak atandı. Kullanışlı oşinografik verileri gözlemlemek için uyduların kullanılabileceğini gösteren ilk projeydi.

West ve ekibi, bir bilgisayara yerçekimini, gelgitleri ve Dünya yüzeyinde hareket eden diğer kuvvetleri hesaba katmayı öğreterek, uyduların yörüngelerini tam olarak hesaplayabilen bir program yarattı. GPS sisteminin Dünya üzerindeki herhangi bir yerin doğru olarak hesaplanmasını sağlayan bu model oldu.

Gladys Mae West kadın mucitler

2018’de West, Virginia Genel Kurulu tarafından GPS’in geliştirilmesine yaptığı katkılardan dolayı resmen tanındı.

Teknoloji'den geri kalmamak için e-posta listemize abone olun!

Editör, haberci, programcı. Gazetecilik mezunu, İletişim Bilimleri master’ı yaptı. Gözünü akademik kariyere dikti ve fakat bu hayalini gerçekleştiremedi. Yirmili yaşlarını gururla NTV’de bitirdi. Daha sonra başka ülkeye göçtü. Kitap editörlüğü ve çiçek yetiştiriciliği yapıyor. Teknoloji haberleri yazmayı seviyor.