Supraland animasyon filmleri andıran görüntüsü, maceranın eksik olmadığı, komik ve bir o kadar da eğlenceli bulmaca tabanlı bir oyun. Aslında benim çok tarzım olmayan ama sırf merak ederek aldığım ve daha sonrasında bağımlısı olduğum bir oyun. Peki bu oyun neden bu kadar eğlenceli? Neden bağımlılık yaratıyor? Gelin hep birlikte inceleyelim.
İçindekiler
Kendi Küçük, Yüreği Büyük Kırmızı Adam!
Supraland dünyası bir çocuğun evinin bahçesinde kendi kendine oyun oynarken yarattığı bir dünya. Biz de bu dünyada yer alan “Kırmızılar” denilen halkın prensiyiz. Oyunun hemen başında bıcır bıcır konuşan halkın bir şeylerden şikayet ettiğini duyuyoruz ve hemen babamınız yanına gidiyoruz. Daha biz ne oldu demeye kalmadan babamız “Yetiş oğul!” diyerek bize sesleniyor. Ardından köyün su sıkıntısı yaşadığını ve su olmadan büyük sorunlar yaşayacaklarını söylüyor. E tabi paşa babamız istemiş bize de sorunu çözmek düşer. Hemen Super Mario oyunundan anımsadığımız yeşil boruların içerisine girip sorunun kaynağını öğrenmek için ilerliyoruz.
Bu bölümde oyun bize hangi tuşlarla ne yapabileceğimizi anlatıyor. Zaten çok da zor değil. İlerledikçe zaten yeni özellikler geliyor ve her defasında yeni bir şeyler oluyor. O nedenle bu ilk kısımdaki eğitim çok gerekli değil. Neyse, sorunun kaynağını öğrendiğimiz gibi tahtadan kılıcı çekip başlıyoruz yollara düşmeye. Halkımız sıkıntı yaşamasın diye kendimizi tehlikeye atıyoruz.
Oyunda öğrendiğimize göre Kırmızıların köyüne giden suyu Maviler kesmiş. Amacımız mavilere haddini bildirip köye su götürmek. Resmen kan davası gibi. Ama yapacak bir şey yok. Kırmızıların tek umudu biziz ve biz halkımız için her şeyi yapmaya hazırız!
Her gittiğimiz yerde farklı bir bulmaca bizi karşılıyor. Bu bulmacaları çözerek yeni yerler, yeni silahlar ve özellikler açıyoruz. Bu nedenle gittiğiniz yerlerde bulmacaları çözmeden sakın ha geri dönmeyin. Oturun kafa yorun!
Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değildir!
Oyunda Maviler’e kılıcımızı çekip giderken birçok macera yaşıyoruz. Bu maceralarda geçen bazı diyaloglar belirli yerlere ya da belirli şeyleri yapmaya yöneltebiliyor. Hatta bazen kaybolduğunuzda etrafınızda bulunan çöp adamlara bir şeyler sorarak yardım isteyebilirsiniz. Ama dikkat edin! Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bazen size yardım edeceğiniz söyleyenler kuyunuzu kazabilir, bazen de düşman sandıklarınız dost da çıkabilir. Oyunun geneline baktığınız zaman bu “güvensizlik” politikasını herkese uygulayın derim. İçgüdülerinize güvenmek daha faydalı olacaktır.
Gözünüzü Dört Açın
Supraland bulmaca tabanlı bir açık dünya oyunu. Küçük gibi gözüken oldukça detaylı bir haritaya sahip. Haritanın bir ucundan bir ucuna uzun uzun gitmek yerine bizi “A” noktasından “B” noktasına fırlatan araçlar kullanıyoruz. Bu aslında çok güzel bir düşünce. Yollarda vakit kaybetmek istemezsiniz. Fakat geçtiğiniz yerlere çok dikkatli bakın. Aradığınız puzzle parçaları bazen gözünüz önünde bile olsa göremeyebiliyorsunuz. Mesela ben bu zıplatıcı araçları kullanırken mutlaka haritaya tepeden bakıyorum. Bazen dikkat etmediğim detayları o kısa anda görebiliyorum.
Ayrıca oyunda yine gözünüzü dört açtıracak bir olay daha var. Zekice yerleştirilmiş easter egg’ler. Eski Amerikan Başkanı Donald Trupm’tan Indiana Jones’a kadar günlük hayattan tanıdığımız bir çok karakter oyunun çeşitli yerlerine yerleştirilmiş.
Oyundaki diyaloglar aslında başlı başına bir inceleme konusu. Muhteşem bir mizah söz konusu. Hatta az önce bahsettiğimiz bazı easter egg’lerin olduğu yerlerde oldukça eğlenceli diyaloglar geçiyor. Çok ince göndermelere sahipler. Özellikle bu göndermeler aslında din konusunda olmuş. Oyunda Hristiyanlığı da eleştiren inanılmaz bir gönderme söz konusu. Zaten hikaye de bu yönde ilerliyor.
Artıları ve Eksileri
Oyuna grafiklerinden kaynaklı ön yargılı yaklaşabilirsiniz. Bu gayet normal. Fakat oyuna başladıktan sonra aslında olayın grafiklerde değil bulmaca çözme kısmında olduğunu fark ediyorsunuz. Hatta bir aşamadan sonra grafikler gözünüze çok tatlı geliyor. Zaten bakmayın böyle olduğuna. Oyun Unreal Engine ile tasarlanmış.
Saatlerce başında oturabileceğiniz ve aynı zamanda kafa yorabileceğiniz bir oyun. Bazen bilgisayarı kapattıktan sonra aklınıza gelen bir bulmacanın çözümü yüzünden üşenmeden “Dur şuna bi bakayım.” diyerek bilgisayarınızı tekrar açabiliyorsunuz. Yani aslında üstü kapalı olarak bağımlılık yaratıyor diyebiliriz.
Oyunun bir diğer artı yanı ise fiyatı. Normal fiyatı 32TL olan oyunu Steam Yaz İndirimlerinde 12,48TL‘ye alabilirsiniz. Ayrıca oyunun yeni bir DLC paketi de mevcut. Crash adındaki yeni DLC paketi de normal şartlarda 51TL iken Steam Yaz İndirimleriyle 23,53TL’ye inmiş durumda. Steam’de 15-30 saat arasında bir oynanış süresinden bahsediyor. Fakat ben DLC paketi haricinde %100 yapma gayretiyle 40 saat oynamışım. Parasının karşılığını kesinlikle veriyor. Ayrıca oyunda Türkçe dil desteği de mevcut.
Ayrıca bir de saygı duyulacak bir artısı daha var. Bu oyunu tek bir kişi yaptı. David Münnich adındaki geliştirici ufak tefek yardımlar da almadı değil. Ama oyunu genel itibariyle tek başına yapmış. Bu noktada bence büyük bir saygıyı hak ediyor. Böyle detaylı bir oyunu tek başına yapması muazzam bir iş.
Oyunun eksi yanı ise arkadaşlarınızla beraber oynayamamak. Aslında Supraland’i Arkadaşlarınızla Oynayabileceğiniz Oyunlar listesinde görmeyi çok isterdim. Bir de bazı oyuncular için eksi olabilecek bir durum daha var. Oyunda hiçbir karaktere seslendirme yok. Bunun yerine The Sims gibi mırıldanarak diyaloglar oluşturulmuş. Yani oyundaki karakterleri sadece altyazıları okuyarak anlayabiliyorsunuz.
Sistem Gereksinimleri
| Minimum Sistem Gereksinimleri | Önerilen Sistem Gereksinimleri |
| İşletim Sistemi: Windows 7 (64 bit) | İşletim Sistemi: Windows 10 (64 bit) |
| İşlemci: Intel Core2Duo 2.66GHz | İşlemci: Intel Core i5 6600 ya da AMD Ryzen 1600x |
| Bellek: 4 GB RAM | Bellek: 4 GB RAM |
| Ekran Kartı: GTX 780 | Ekran Kartı: NVIDIA Geforce GTX 1060, 3 GB (NVIDIA Geforce GTX 780, 4GB) ya da AMD RX 580, 4 GB (AMD R9 290X, 4GB ) |
| Depolama: 4 GB kullanılabilir alan | Depolama: 4 GB kullanılabilir alan |
Sonuç Olarak…
Supraland bulmaca oyunu fakat aynı zamanda bir açık dünya oyunu. Bir çok oyunun veremediği eğlenceyi size verebiliyor. Eğer ki arkadaşlarınızdan ayrı bir şekilde oyun oynamak isterseniz kesinlikle listenize eklemeniz gereken bir oyun. Görünüşünün altında koca bir hikaye, kafanızı karıştıran bulmacalar ve çok eğlenceli diyaloglar içeriyor. Çok yüksek gereksinimleri olmayan oyunu düşük kapasiteli bilgisayarlarda da kullanabilirsiniz.
Oyun bazı sitelerde “çocuk oyunu” olarak önerilmiş. Fakat oyunu oynayanlar ya da inceleyenler aslında çocuk oyununda çok uzakta olduğunu görmüştür. Bir çocuğun çözebileceği bulmacalardan çok yetişkinlerin çözebileceği türde bulmacalar mevcut. Yani ebeveynlerin oyunu alırken “Tam bizim çocuğa göre ha, bak ne güzel çizgi film gibi.” diye düşünmesini tavsiye etmem. Çocuğuna alan olduysa da muhtemelen kendisi oynuyordur.
Oyun tam “Hep aynı şeyleri mi yapıyorum acaba?” diye düşündüğünüzde yeni mekanikler ile resmen size cevap veriyor. Bu noktada oyunun geliştiricisi ve yayıncısı olan Supra Games’i tebrik ediyorum. Resmen zamanlama harikası kararlar olmuş.
Bir de eğer incelemek ya da oynamak isterseniz ek bir bilgi daha vereyim. Supraland, Steam’de ücretsiz olarak oynanışa açık olan SupraBall ile aynı evrende geçiyor. Zaten Supraland’in içerisinde SupraBall da bol bol görülüyor.
