Pioneer Uzay Programı Nedir?

Pioneer Uzay Programı, yıldızlararası görevlerin ivme kazandığı, NASA tarafından projelendirilen uzay programları arasındadır. Üstelik kullanılan teknolojileri ve yapısına eklenen plakaları ile zamanının en gelişmiş projesidir.

Yıldızlararası görevlerinde kullanılan Pioneer 10 ve Pioneer 11 sondalarının başarısı ile uzay görevleriyle ilgili özgüvenimiz artarken gezegenlerden gelen bilgilerimiz de katlanmıştır. Sonuçta, bugünkü kitaplarda Jüpiter ve Satürn gezegenleri hakkındaki yer alan bilgilerin çoğunu Pioneer Uzay Programı sağlamıştır.

Pioneer Uzay Programı, yıldızlararası iki, Güneş Sistemi içi bir adet başarılı göreviyle biliniyor. Bununla birlikte program dahilinde Pioneer H diye bilinen bir misyon da iptal edilmiştir. Program hakkında genel bilinenler özetle bunlardır. Ancak, aslında NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’ndeki Pioneer Proje Ofisinde toplam 8 uzay aracı projelendirilmiştir.

Pioneer 6 – Pioneer 9

Pioneer 6-9 sondaları 1965-1968 yılları arasında Güneş yörüngesine fırlatılmışlardır. Üstelik bu projeler, uzay aracını, yön kontrolünü sağlamak için stabilize etmeyi ve döndürmenin pratiğini yapmayı olası kılmıştır.

Bu araçlar sayesinde gezegenlerin ve Güneş aktivitesinin Dünya’ya etkileri hakkında bilgilerimiz büyük ölçüde artmıştır. Bu sayede Güneş’in rüzgarları, kozmik ışınları, plazması ve manyetik alanlarının yapısı hakkında yeni bilgiler toplanmıştır. Uzay parçacığı fiziği ve Güneş fırtınalarının doğası üzerinde araştırmalar yapılmıştır.

Pioneer 6, NASA’nın en eski uzay aracıdır. 16 Aralık 1965 senesinde Thor-Delta fırlatma aracı ile Güneş’e 0,8 AU (Dünya – Güneş arası uzaklık 1 AU’dır) uzaklığındaki dairesel yörüngeye oturtulmuştur.

Pioneer 7 ise 17 Ağustos 1966 senesinde fırlatılmıştır. En son 31 Mart 1995 seminde izlenebilmiştir. Hala çalışır durumdadır. Güneş’ten 1.1 AU uzaklıktaki Güneş yörüngesine oturtulmuştur.

Pioneer 8, 13 Aralık 1967 senesinde, 1.1 AU uzaklığındaki Güneş yörüngesine fırlatılmıştır. Birincil yedek verici tüpündeki sorundan ötürü diğer yedek tüpe geçmiş ve sinyal böylece yeniden sağlanmıştır. 22 Ağustos 1996’da izlenebilmiştir.

Pioneer 9 ise 8 Kasım 1968 senesinde 0,8 AU Güneş yörüngesine fırlatılmış fakat 1983 senesinden görevinde başarısız olmuştur. Ardından Pioneer 10 sondası, 2 Mart 1972’de fırlatılırken Pioneer 11 ise 5 Nisan 1973 senesinde fırlatılmıştır.

Pioneer Venüs Orbiter sondası ise 20 Mayıs 1978 senesinde fırlatılıp ve 8 Ekim 1992’de Venüs atmosferine girmiştir. Giriş ısıtması yayana dek 14 sene boyunca yörüngede kalmıştır. Pioneer Venüs Multiprobe uzay aracı, 8 Ağustos 1978 senesinde fırlatılmıştır. İçinde 3 küçük, 1 büyük sonda ve 1 adet uzay aracı otobüsü vardır.

Pioneer 10

En popüler uzay araçlarından birisi de Pioneer 10’dur. Diğer ismiyle Pioneer F diye biliniyor. Asteroit kuşağını aşan ilk uzay sondası olmasıyla ilkleri yaşatmıştır. Asteroit kuşağı, Mars ve Jüpiter arasında kalan, asteroit yoğunluğunun en yoğun olduğu bölgeye verilen isimdir.

Böylelikle burada Güneş Sistemi oluşumundan arta kalan asteroit ve tozlar bulunur. Üstelik bunların büyüklüğü toz tanesinden Alaska kadar büyük kaya parçalarına dek değişkenlik gösterir.

Kuşaktaki yaklaşık asteroit ve cüce gezegen sayısının 600.000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca kalınlığı 80 milyon km iken genişliği 280 milyon km’dir. Asteroit kuşağında yer alan malzemeler saatte 72.000 km hızla hareket ederler.

Asteroit-kusagi
Asteroit kuşağı

Pioneer 10, Atlas-Centaur roketi ile 1972’de fırlatılmıştır. Sonda 259 kg ağırlığındadır. Sonuçta yıldızlararası görev için programlanan sonda 1983 senesinde Güneş Sistemi’nden ayrılmıştır.

Jüpiter’le 10 Aralık 1973 tarihinde karşılaşmıştır. Bu da tarihte ilktir. Bu karşılaşma sırasında Jüpiter’in yoğun radyasyon kuşaklarının haritasını çıkartmış ve gezegenin manyetik alanını belirlemiştir. Nihayetinde Jüpiter’in ağırlıklı olarak sıvı bir gezegen olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanında gezegenin atmosferini ve iç kısmının ölçümlerini de almıştır.

Pioneer 10, 1983 senesinde Pluto’nun yörüngesini geçen ilk insan yapımı nesne olmuştur. Güneş Sistemi’nin dışındaki görevi ise 31 Mart 1997 tarihinde bitmiştir. Şu anda Pioneer 10, bir hayalet gemi gibi uzayda yoluna sessizce devam etmektedir.

Hem Pioneer 10 hem de Pioneer 11 sondalarının üzerinde plakalar vardır. Dünya dışı yaşamla teması hedefleyen plakalar bir adam ve bir kadın silueti, Hidrojen atomu bağ yapısı ve gezegenimizin Güneş Sistemi’ndeki koordinatlarını gösterir. Hatta bu plakaların fikir babası Carl Sagan’dır.

Pioneer 10 sondasının gönderdiği sinyaller 1997’den sonra roket uçuş eğitimlerinde kullanılmıştır. Sondadan alınan son sinyal, 23 Ocak 2003’te Dünya’dan 7.5 milyar mil uzaklıkta iken alınmıştır.

pioneer-guzergahi
Pioneer güzergahı

Pioneer 10’un şimdilik hedefi Taurus Takımyıldızındaki Aldebaran Yıldızı’na gitmek. Aldebaran yaklaşık 68 ışık yılı uzaklıktadır. Pioneer 10’un oraya ulaşması 2 milyon yıldan fazla sürecektir.

Pioneer 10 ile İlgili Önemli Tarihler

  • 3 Mart 1972 tarihinde uzay aracının fırlatması gerçekleştirildi.
  • Aradan geçen birkaç ayın ardından 15 Temmuz 1972’de asteroit kuşağına girdi.
  • 3 Aralık 1973’te Pioneer 10 Jüpiter’in ilk görümünü yolladı.
  • 13 Haziran 1983 tarihinde Pioneer 10, Neptün’ün yörüngesini geçti ve 31 Mart 1997’de görevine son verildi.
  • 2 Mart 2002 tarihinde 79.83 AU’luk bir mesafeden bilgi iletimi gerçekleşti. Bu iletişim 39 dakika sürdü.
  • 27 Nisan 2002’de ise 80.22 AU’luk mesafeden son bilgiler alındı. Bu iletişim ise 33 dakika sürdü.
  • 23 Ocak 2003 tarihinde Pioneer 10’dan çok zayıf bir sinyal alındı. Bundan sonra alınacak sinyaller de ortaya çıkacak kadar kuvvetliydi.
  • 4 Mart 2006 tarihindeki son denemede Pioneer 10 ile tüm iletişim kesildi.

Pioneer 11

Pioneer 11 sondası, ikizi Pioneer 10 gibi Jüpiter’i incelemiştir. Bunun yanında tarihte bir ilk olarak Satürn ve halkalarını keşfe çıkan ilk uzay aracıdır. Cape Canaveral’dan 6 Nisan 1973 senesinde fırlatılmıştır. 259 kg ağırlığındadır.

Pioneer-ekipman-11 Pioneer uzay programı
Pioneer ekipmanları

Satürn’e ulaşmak için Jüpiter’in kütle çekimi kuvvetini kullanması, uzay görevlerinde ufuk açıcı bir gelişme olmuştur. Jüpiter ve Satürn görevleri sonrası 30 Eylül 1995 senesinde görevini sonlandırmış ve Güneş Sistemi’nin dışına çıkmış ve yıldızlararası görevine devam etmiştir.

Tahminlere göre 4 milyon yıl sonra Sagittarius Takımyıldızı’nın yakınlarından geçmesi öngörülmektedir.

Pioneer 10 ve Pioneer 11 Altın-Alüminyum Plakaları

Sondalarda yer alan plakaların genel amacı, insanlıktan dış sistemlere mesaj ulaştırmaktı. Bu mesajın içeriğinde yer alan bilgiler hem insanlığı hem de gezegenimizi tanıtmak üzerine kurgulanmalıydı. Bunun üzerine plakalar, Carl Sagan ev Ressam eşi Linda Salzman tarafından bu amaçla tasarlanmıştır.

Mesajı taşıyan plaka, 15x23cm boyutlarındaydı. Altın ve alüminyum karışımıydı. Sondaların anten taşıyıcıları üzerine işlenmiştir. Plakların yüzyıllarca sağlam kalacağı öngörülmüştür.

Pioneer-plakalari Pioneer uzay programı
Plakaların tasarımı

Plakanın sol üstünde nötr hidrojen atomunun proton ve nötron dönüşleri ve geçişleri resmedildi. Evrende en bol bulunan element olarak Hidrojen gösterimi uygun bulundu.

Onun altında saçımlı bir yapı halinde çizilen resim bir pulsar haritasıydı. Güneş Sistemi’ndeki koordinatlarımızı gösteriyordu. Sağ altta kalan diyagramda uzay sondasının çıkışı ve doğrultusu gösteriliyordu. Fakat Pioneer 11‘in yönü değiştirilince bu plakalar geçersiz oldu. Gezegenlerin üstünde yer alan semboller, Güneş’e uzaklığı gösteriyordu.

Buraya kadar her şey normal giderken plakaların ortasında yer alan kadın ve erkek figürleri, sayısız tartışmalara yol açtı.

Plakaların Eleştirisi

Çizimde erkeğin kadını ihmal ediyormuş gibi çizilmesi ilk tartışma konularından biriydi. Oysa Carl Sagan’a göre bu iki bedenin ayrık çizilmesindeki neden, ilk bakan için kadın ve erkek bedenlerinin tek bir organizma gibi görünmesini engellemekti.

Bu tartışmanın içindeki gruplar çok çeşitliydi: askerler, feministler, eşcinseller ve sanatçılar sayısız olumsuz görüş bildirdi. Oysa bu kadın-erkek çizimleri, Leonardo da Vinci ve Yunan heykellerinden esinlenerek tasarlayan Linda Salzman, bu kadar olumsuz eleştiri altında kalacağını bilmiyordu.

Çizimde bu iki beden farklı duruşlarda ele alınmıştı. Bunun amacı ise kolların bükülebileceğini ve bacakların esnek yapıda olduğunu iletmekti. Erkeğin elinin havada olması da eleştirilmişti. Bakınca sürekli eli havada gezen bir organizma gibi görünmesinin sakıncasından bahsedilmişti. Oysa bazı dincilere göre eller, dua eder şekilde olmalı ve ayrıca çizimlerde kesinlikle cinsellik vurgusu olmamalıydı.

Kısacası çizimler dünya çapında ses getirirken Carl Sagan ve Linda Salzman’ın fikirleri ve çizimleri uzaya ve onu bulması olası medeniyetlere çoktan gönderildi. Ama yankıları hala sürüyor.

Bu görevden sonra fırlatılan Voyager sondalarındaki plakalar ise daha detaylı ele alınmış bir fikrin ürünleriydi. Plaka salt çizimlerden oluşmuyor aynı zamanda ses, görüntü ve kitaplar da içeriyordu. Yeni plakadaki çizimlerde artık kadın ver erkek silueti yoktu. Daha teknik bir görünümde ve daha yoğun dosyalaması ile Pioneer sondalarının bir üst versiyonlarıydı.

Voyager sondalarının daha uzağa yol almaları sebebiyle bu plakalardan daha umutlu olabiliriz. Bu plakaları sondalara işlerken kurduğumuz hayal, dünya dışı bir yaşam türevinin fonda plakaya yüklenen sesleri dinlerken elindeki plakamıza dikkatle bakıyor ve bizi anlamaya çalışıyor olurdu büyük ihtimalle.

Pioneer 12

Pioneer Uzay Programı arasında yer alan ve Pioneer H olarak anılan sonda yine 259 kg ağırlığındadır. Başarılı devam eden Pioneer 10 ve 11 görevlerinden sonra üçüncü görev olarak Pioneer 12 projelendirilmiştir. Pioneer 10 ve 11 gibi Güneş Sistemi dışı araştırmaları için kurgulanan proje iptal edilmiştir.

NASA‘ya başvuru sonrası inşası bile tamamlanan sondanın teklifi maalesef NASA yönetiminden geçmemiştir. Sonda 1976 senesinde Smithson Enstitüsü’ne sergilenmek üzere devredildikten sonra 1977 senesinde Ulusal Hava ve Uzay Müzesi’ne taşınmıştır. Sonuçta Pioneer 10‘un kopyası olarak sergilenmeye devam etmektedir.

Pioneer-H-muzede Pioneer uzay programı
Pioneer H müzede

Pioneer 12 misyonunun iptali sonrası bu sonda için tasarlanan yörünge cihazı Ulysses sondası için kullanıldı. Bundan dolayı NASA gönderilmeyen sondanın isim hakkını Pioneer, Venüs için inşa edilen 2. sondaya devretti. Sonuçta Jüpiter gezegeninin yörüngesinde bulunan Juno sondası, Pioneer 12’nin yarım kalmış görevini devam ettiriyor: kutupların manyetometre gözlemlerini gerçekleştiriyor.

Bunun yanında Juno, 2011’de Cape Canaveral’den fırlatılmıştır. 2016 senesinde Jüpiter’in yörüngesine girmiştir. 3,625 kg ağırlığındadır. Üstelik Güç kaynağı olarak Lityum-iyon batarya kullanmaktadır.

Pioneer ve Diğerlerine Saygı Duruşu

İnsanlık olarak uzaya birçok insanlı veya insansız uzay aracı gönderdik. Pioneer Uzay Programı ise bu araçlardan bazılarına ev sahipliği yaptı. Hep daha fazlasını keşfetmek ve sınırlarımızı genişletmenin yanında uzaydaki yalnızlığımızı gidermek ve ya sesimizi duyurmak istedik.

Sondaların başına bir şey gelmezse, enerjileri tükenip bitse bile yollarına devam edecekler. Uzayda binlerce yıl yol alacaklarından umutluyuz ama onların varacakları yere biz daha önce varmazsak ve onları karşılayan ilk medeniyet biz olmazsak tabii…İnsanlığa bu konuda bol şans!

Teknoloji'den geri kalmamak için e-posta listemize abone olun!

Fen Eğitiminde doktora çalışmalarını sürdürürken kültür sanat dergilerinde öykü, deneme ve inceleme yazıyor. Fantastik edebiyat ve bilimkurguya bayılıyor. Fen ve teknoloji içerikleri üretmeyi seviyor. Fen, edebiyat, dans, görsel tasarım, müzik ve resim içinde geçen hayatının sınırlarını zorlamaya devam ediyor.