Online Psikolojik Destek Siteleri: Aktif İletişimin Sonu mu?

Teknolojinin yüz yüze iletişimi sınırlayan bir araç haline geldiği bu günlerde bilgisayarlar ve telefonlar en yakın dostumuz oldu. Bu araçlar, hayatımızın parçası olmaktan çıkıp bütünüyle hayatın kendisine büründü. Bu nedenle karantina günlerinde artan dijital araç kullanımına yönelik, uzmanlar sosyal deneyler yapmaya başladı. Dijital araçlara bağlılık konusu, akıl sağlığımızla ilgili ciddi sorunlara neden olabileceği için uzmanlar tarafından büyük bir endişe yaratıyor. Çözüm olarak online psikolojik destek siteleri de farklı bir yöntem olarak görülüyor.

Sosyal medya kullanımı ve video konferanslar bu durumun en büyük tetikçisi olarak kabul ediliyor. Uzun süreli kullanımda karantina sonrası, insanların alışkanlıklarında büyük değişimler meydana gelebilir. Bu değişimlerin başında elbette akıl sağlığımız geliyor. İnsanların büyük bir kısmı gününü dört duvar arasında yalnızca sosyal medya kullanarak geçiriyor. Bu insanların, birçok ruhsal ve zihinsel sorunla karşılaştığı gözlemlendi; depresyon, yalnızlık hissi, anksiyete ve çeşitli sağlık sorunları ile liste bir hayli uzayabilir.

Tüm dünyada etkisini gösteren COVID-19 ile hayatlarına evde devam etmeye başlayan çoğu insan kaderini dijital araçların ellerine bırakıyor. Bu da bizi, uzun vadede akıl sağlığımıza olan etkileri azaltmak için yeni yöntemler arayışına yönlendiriyor.

Teknoloji Yapbozun Parçası mı?

Psikologların ve sosyologların çokça bahsettiği, insanların sosyal bir varlık olduğu argümanı teknolojiyle anlam değişikliğine uğramış olabilir. Karantina günlerinde oldukça yaygınlaşan video konferansların ve online görüşmelerin uzun vadede sürdürülebilirliği bu konuyla beraber ele alınıyor. Evden çalışma sistemi, çevrimiçi dersler ve canlı toplantılar hayatımızda artık normal alışkanlıklar olarak kalıp vazgeçilmez bir parça haline gelebilir. Daha şimdiden Google ve Facebook çalışanlarına yıl sonuna kadar evden çalışabilme seçeneği sunmuştu. Demek oluyor ki bu kriz sonucunda dijital dünyayla aramızda daha farklı boyutta bir ilişki yaratılabilir. Sosyal varlık kavramı teknolojiye mi evriliyor?

Online Psikolojik Destek Siteleri

Karantina günlerinde çeşitli psikolojik sorunlarla karşılaşan insanlar yine kendilerini teknolojinin kollarına atıyor. Evden çıkamayıp tüm gün düşünceleriyle baş başa kalan bireyler bu kez arama motorlarına “Online Psikolog Siteleri” yazmaya başladı. Online psikologlara artan talep karşısında bu işi artık daha aktif bir şekilde yapmaya başlayan birçok terapi sitesiyle karşılaşabiliyoruz. Sınav stresi yaşayan öğrenciler, depresyonla mücadele eden insanlar ve yeme bozuklukları konusunda destek almak isteyen birçok insan bu sitelere yöneliyor. Aynı zamanda okulların psikolojik danışmanlık merkezleri de bu konuda öncü şekilde rol alıyor. Evimdeki Psikolog, Psikolog Ofisi, Npİstanbul ve bunlar gibi birçok yerli site dijital ortamlarda online terapi hizmeti sağlıyor. Üstelik hangi alanda uzman olduklarına göre kategorize edilen psikologları kendiniz seçebilirsiniz. Elbette bu konuda iyi bir araştırma yapmak herkes için en doğrusu olacaktır.

Online terapi sitelerine artan önem karşısında akıllara teknoloji kullanımının ne derecede etkileneceği sorusu geliyor. Bu nedenle dünyanın her yerinde salgın sebebiyle yaygın hale gelen bu sisteme olan talep artışı merak konusu oldu. Böylece web siteleri taleplerinin ne kadar arttığıyla ilgili sayısal veriler yayınlamaya başladılar. Örneğin İsveç kaynaklı, içerisinde dünyanın birçok yerinden terapist barındıran Online-Therapy.com sitesi geçtiğimiz günlerde talepteki artış oranını %30 olarak açıkladı. Destek alan kullanıcılar da sisteme olumlu dönüşlerini yaparak diğer insanlara güven aşılamış oluyorlar.

Peki bunlar dijital araçların da katkısıyla ortaya çıkan psikolojik sorunların bir çözümü olabilir mi? Yoksa “kendi kuyruğunu yiyen yılan” olarak adlandırılan “Ouroboros” gibi bir döngünün parçası olarak mı kalırız? Uzun bir süre tartışmaya değer bir konu olacak gibi görünüyor.