Margaret Hamilton, Apollo Projesine kritik öneme sahip katkılarıyla bilinen Amerikalı yazılımcı, iş insanı, bilgisayar mühendisi.
“Apollo Projesi” desem aklınıza hangi isimler gelir? Aslında tahmin etmek çok da zor değil. Şüphesiz, herkesin zihninde ilk olarak “Neil Armstrong” ismi beliriverir. Ardından da büyük olasılıkla Michael Collins ve Aldrin Buzz gelir. Tabii ki dile kolay neticede Neil Armstorong “aya ilk ayak basan insan” olarak hafızalara kazınan isim olarak karşımıza çıkıyor. Collins ve Buzz ise ona Apollo 11 görevinde eşlik eden isimler arasında yer alıyor.
Ancak haklarını iade etmek gerekir ki, Apollo serüveninin aynı zamanda gizli kahramanları da vardı. Bizim isimlerini pek duymadığımız, işin arka planında yer alan, projeye hayat veren kilit isimler. Tabir-i caizse onlar işin mutfağında olanlardı. İşte, bu isimlerden biri Margaret Hamilton’dı. O, NASA’nın Apollo Projesi kapsamında geliştirmeyi amaçladığı uçuş yazılımına bizzat katkılar sundu. Aynı zamanda ilerleyen süreçte ise yazılım ekibinin başına geçti.
Bu başarısının yanı sıra Hamilton, başarılı kadın literatürde “yazılım mühendisliği” teriminin popülerleşmesine öncülük eden isimler arasında yer alıyor.
1960’larda, yani kadınların genelde erkek egemen iş yaşamına, özelde ise bilişim alanına katılımının oldukça güç olduğu bir dönemde Margaret’ın Apollo gibi bir projenin yazılım ekibine önderlik etmesi oldukça etkileyici. Gelin, azmiyle “bilişim dünyasının erkeklerin başarılarıyla dolu olduğu” algısını bertaraf eden bu kadının hikâyesine yakından bakalım.
İçindekiler
Margaret Hamilton’ın Kişisel Yaşamı
Margaret Hamilton, 1936 yılında Paoli, Indiana’da dünyaya geliyor. O, 1954 yılında liseyi Hancook Lisesi’nde bitiriyor. Liseyi bitirdikten sonra, Earlham Koleji ve Michigan Üniversite’sinde eğitimini sürdürüyor. Takvimler 1958’i gösterdiğinde o, üniversiteden başarıyla mezun oluyor.
Üstelik Margaret yalnızca ana dalı olan matematik bölümünden mezun olmakla kalmıyor. Üniversite hayatını yan dal yaptığı felsefe bölümüyle taçlandırıyor. Kendisine bir röportajda onu bu alanlara teşvik eden isimlerin kim olduğu sorulduğunda şöyle cevap veriyor:
“Hem Michigan Üniversitesi’nde hem de Earlham Koleji’nde matematik ve fizik derslerimde çoğunlukla tek kadın olmama rağmen, Earlham Koleji’ndeki matematik profesörlerinden biri Florence Long adında bir kadındı; ve matematik okuyan tüm öğrencilerin gözdesiydi. Aynı zamanda harika bir insandı. Sonuç olarak, başlangıçta matematiksel dilbilim ile birlikte soyut matematik alanında uzmanlaşmak ve ardından matematikte profesör olmak istiyordum. Teknik dünyanın dışında başka kahramanlar da vardı; filozof ve şair olan babam ve yazar, okul müdürü ve Quaker bakanı olan büyükbabam. Hepsi üniversitede felsefe alanında yan dal yapmamda etkili oldu. Matematik ve felsefe alanlarıyla ilgili olanlardan gelen tüm bu etkiler, bilgisayar bilimi ve sistem tasarımı ve yazılım mühendisliği alanlarında alacağım yol için neyin önemli olduğuna karar vermeme ve bütünleştirmeme yardımcı oldu.”
Söylediklerinden hareketle başarılı kadının entelektüel bir aileden geldiği ve bu ailenin onun kariyerinde önemli bir rol oynadığını söylemek mümkün.
Margartet mezun olur olmaz James Cox Hamilton ile hayatını birleştiriyor. Bay Hamilton, o dönem henüz kimya alanında lisans öğrencisiydi. Bu süreçte, Margaret bir yıl boyunca matematik öğretmeni olarak çalıştı. Bunun yanı sıra onun en büyük isteği ise akademik hayatına devam etmek olmuştu. Ancak işler istediği gibi gitmiyor. Eşi kimya alanından mezun olduktan sonra Harvard’da Hukuk Fakültesi’ne kayıt oldu.
1959 yılında kızları Lauren doğucunca iş başa düştü. Bundan dolayı Margaret, akademik hayalini öteleyip ailesini geçindirmek için, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) çalışmaya başladı.
Kariyer
Margaret’ın kariyer yaşamına MIT’de başlaması, aslında onun hayatında bir dönüm noktası olarak düşünülebilir. Çünkü Margaret’ın okuduğu dönemde henüz “yazılım mühendisi” veyahut “bilgisayar mühendisi” gibi dallar yoktu. Peki nasıl oluyor da matematik ve felsefe bölümlerinden mezun olan bu kadın, dünya çapında bir yazılımcı oldu?
Bu soruya “MIT’deki işi sayesinde” yanıtını vermek yanlış olmayacaktır. Çünkü Margaret, bilgisayarın ne olduğu ve nasıl yazılım yazılacağını hava durumunu tahmin etmek için bazı sistemler üzerinde çalışan Prof. Edward Lorenz’in yanında öğrendi. O, yazılıma yönelik ilgisinin açığa çıkmasını ve başarısını Lorenz’e borçlu:
“Burada bilgisayarın ne olduğunu ve nasıl yazılım yazılacağını öğrendim. Bilgisayar bilimi ve yazılım mühendisliği henüz disiplinler değildi; bunun yerine, programcılar işi öğrendi. Lorenz’in yazılım deneylerine olan sevgisi bulaşıcıydı ve ben hatayı yakaladım.”
Margaret Hamilton, 1961’de Lorenz’in laboratuvarından ayrıldı ve bir başka projeye geçti. Bu proje, Sage Projesi’ydi. Bu proje; MIT tarafından hava sistemlerini tahmin etmek ve savaş uçaklarının takibini sağlamaya yarayan bir bilgisayar sistemi oluşturma projesiydi. O, 1961-1963 yılları arasında burada görev aldı. Başarılı kadın, düşman uçaklarını tespit etmeye yarayan ilk AN/FSQ-7 bilgisayarı olan XD-1 için yazılıma imza attı.
Aslında Sage, Hamilton’ın ABD’nin uzay araştırma merkezi olan NASA’daki Apollo Projesine katılmasında bir basamaktı. Çünkü onun buradaki başarısı, Apollo’da uçuş yazılım yöneticisi pozisyonuna geçmesinde önemli bir unsur oldu.
Apollo 11 Projesi
Proje bittikten sonra Hamilton’ın isteği, daha önce ötelemiş olduğu yüksek lisans hayalini gerçekleştirmek oldu. Ne yazık ki bir kez daha isteği gerçekleşmedi. Hayat, ona adeta yazılımcı olarak görevinin bitmediğini ısrarla gösterecek şekilde yeni kapılar açtı.
Şöyle ki: Bay Hamilton gazetede bir iş ilanı gördü. İlan, MIT Enstrümantasyon Laboratuvarı tarafından verilmişti. Onlar, Apollo Projesi için uçuş yazılımı hazırlayacak kişiler aradıklarından söz ediyorlardı. Başka bir deyişle, insanı aya göndermek için yazılımcı aradıklarını beyan etmişlerdi.
Bunun eşi için büyük bir fırsat olduğunu düşünen Bay Hamilton, ilanı eşine gösterdi. Bu ilan, Margaret’ı harekete geçirdi ve Apollo serüveni başladı. O, bu projeye katılan ilk programcı ve kadın olarak kayıtlara geçti.
Margaret, Draper Laboratuvarı’na ilk olarak programcı olarak katıldı. Ardından sistem tasarımları bölümünde görev aldı. En son yazılım ekibinin başına geçti. Görevi ise uçuş içi yazılımları geliştirmekten sorumlu ekibi yönetmek oldu. Ekibinde yaklaşık 100 yazılım mühendisi vardı. Ekibin çoğunluğu ise erkeklerden oluşuyordu. Fakat o, erkeklerin çoğunluğu oluşturduğu bir projede yönetici pozisyonunda hiç zorlanmadığını aktarıyor:
“Apollo’dan önce ve Apollo sırasında, sorumlu olduğum yazılım mühendisliği ekibindekiler de dahil olmak üzere meslektaşlarım çoğunlukla erkekti. Ama her şeyden çok, kendimizi görevlere adadık ve zorlu sorunları çözmek ve kritik teslim tarihlerini karşılamak için yan yana çalıştık. Yaptığımız işe teknik olarak o kadar dalmıştım ki, erkeklerin sayıca üstün olduğunun farkında değildim. Kadın veya erkek olmasından çok işimize odaklandık.”
Hamilton’ın Üstlendiği Görevler
Margaret, Apollo Projesi’nde pek çok görev üstlendi. Çünkü yetkinlik alanı ise bir taneyle sınırlı değil. Deyim yerindeyse o, görev süreci boyunca arı gibi durmadan çalıştı. Onun proje boyunca üstlendiği görevler ve yetkinlikler şu şekilde listelenebilir:
- Sistem tasarımı ve yazılım geliştirme,
- Kurumsal ve süreç modelleme,
- Geliştirme paradigması,
- Resmi sistem modelleme dilleri,
- Sistem modelleme için sistem odaklı ögeler,
- Otomatik yaşam döngüsü ortamları,
- Yazılım güvenilirliğini ve yeniden kullanımını en üst düzeye çıkarma yöntemleri,
- Etki alanı analizi,
- Yerleşik dil özellikleriyle doğruluk,
- Sağlam sistemler için açık mimari teknikleri,
- Tam yaşam döngüsü otomasyonu,
- Kalite güvencesi,
- Sorunsuz entegrasyon,
- Hata algılama ve kurtarma teknikler,
- İnsan-makine arayüz sistemleri,
- İşletim sistemleri,
- Uçtan uca test teknikleri ve yaşam döngüsü yönetimi teknikleri.
Apollo 11 Görevinin Başarıyla Sonuçlanması
Apollo 11 görevi sırasında Ay’a inmeden üç dakika önce bilgisayarlar alarm verdi. Bu alarm sistemi yazılımı, bizzat Hamilton tarafından eklendi. Bu hata ayıklama programı sayesinde görev başarıyla tamamlandı. Onun kurmuş olduğu sistem, astronotları uyarıp görevin başarıyla sonuçlanmasını sağladı. Böylelikle Margaret’ın sayesinde bu görev başarısız uzay yolculukları arasında anılmaktan kurtuldu. O, bu anı şöyle anlatıyor:
“Astronotlar tam inmek üzereyken, yazılımın öncelikli ekranları, acil bir durum olduğu ve bilgisayarın aşırı yüklendiği konusunda uyarmak için onları alarmlarla durdurdu. Olayı MIT’deki izleme odasında dururken öğrendim. Daha sonra ne olduğunu bir araya getirdik, yani bir radar anahtarı yanlış konumdaydı ve işlem gücünü alıyordu. Yazılımın herkese yalnızca donanımla ilgili bir sorun olduğunu bildirmekle kalmayıp, onu telafi ettiği, en yüksek öncelikli görevleri yeniden başlatıp yeniden oluşturduğu kısa sürede anlaşıldı. Hata algılama ve kurtarma mekanizmaları kurtarmaya gelmişti. İndiklerinde tam bir rahatlama oldu – hem astronotların güvende olması hem de yazılımın kusursuz çalışması.”
Margaret’ın anlattığına göre, onun hata ayıklama yazılımının arkasında yer alan isim ise kızı Lauren oldu. Şöyle ki: hafta sonları ve akşamları kızıyla vakit geçirmekten geri kalmak istemeyen Margaret, kızını da yanına alıyor. O sırada kendi kendine astronot oyunu oynayan Lauren, bir programı yanlışlıkla çalıştırıyor.
Bunu gören Margaret, ters giden bir şeyler olduğunu anladı. Program, kalkıştan önce çalışması gerekirken, Lauren’in hamlesi simüle edilen uzay gemisi hareket halindeyken aktif hale geldi. Bu durumun gerçekte yaşanabileceği ihtimalinden hareketle Margaret, yetkililerle görüştü.
Ancak yetkililer “astronotların yeterli eğitimi almış oldukları, böyle bir hatanın mümkün olamayacağı” cevabını verdiler. Ne zaman ki Apollo 8 görevi sırasında Margaret’ın ön gördüğü hata gerçek oldu, o zaman onun yazılımı düzeltmesine izin verildi. Böylelikle Margaret, astronotların programı yanlış zamanda çalıştırabilecekleri ihtimaline karşı pilotu etkisiz kılan değişikliği gerçekleştirdi.
Buradan hareketle Apollo 11 görevinin başarıyla sonuçlanmasını Margaret’a borçlu olduğumuzu söylersek abartmış sayılmayız.
Apollo Projesi Sonrası
Margaret, 1976 yılında hata önleme programları hakkında daha detaylı çalışmalar yürütmek istedi. Bu amaçla bir dostuyla beraber, Yüksek Dereceli yazılım (HOS) şirketini kurdu. 1984 yılına kadar şirketin CEO’luğunu yaptı. Ancak o, 1985 yılında şirketten ayrıldı. 1986 yılında ise bugün hâlâ aktif olan Hamilton Technologies adlı şirketi kurdu.
Ödüller
- Margaret, 1986 yılında Bilgisayarda Kadın Derneği tarafından Augusta Ada Lovelace Ödülü’yle onurlandırıldı.
- O; 2003 yılında katkılarından dolayı NASA Olağanüstü Uzay Yasası Ödülü’nü aldı. Aldığı ödül, NASA tarihinde verilen en büyük miktar olan 37.200 dolar olarak kayıtlara geçti.
- Margaret Hamilton, 2009’da Earlham Koleji tarafından Üstün Mezunlar Ödülü’ne layık görüldü.
- 2016’da bizzat dönemin Amerika Birleşik Devletleri başkanı Barack Obama’nın elinden Başkanlık Özgürlük Madalyası’nı aldı.
- O, 2017 yılında Bilgisayar Tarihi Müzesi Üyesi Ödülü’yle onurlandırıldı.
- 2017 yılında ise minifigürlerini içeren “NASA’nın Kadınları” LEGO seti satışa çıktı.
- Katolonya Politeknik Üniversitesi, 2018’de onu fahri doktora derecesiyle onurlandırdı.
- 2019 yılında Margaret Hamilton, Washington Ödülü’nü aldı. Ayrıca, yine 2019’da bu kez Bard College tarafından fahri doktora derecesi ile onurlandırıldı. Son olarak 2019 yılında Margaret Hamilton, Intrepid Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü kazandı.
Tüm bunların yanı sıra Google, Apollo 11 görevinin 50. yılında Margaret’a saygı ve minnet gösterisinde bulundu. Bunun nedeni yüksek olasılıkla Margaret’ın Apollo 11 görevinin başarıyla yerine getirilmesindeki kritik önemi oldu. İşte, Google’ın Margaret Hamilton ve Apollo görevi anısına düzenlediği saygı gösterisini sizlerle paylaşıyoruz.