Bir uygulamanın başarıyı yakalamasının ardından benzeri girişimlerin de kendini gösterebilir. Teknoloji ve sosyal medya dünyasında bunun örneklerini daha önce de görmüştük. Snapchat tarafından başlatılan 24 saatlik hikayeler kendini neredeyse tüm diğer sosyal medya platformlarında gösterdi. Popüler yeni kavram ise sesli sohbet uygulamaları. Twitter, Spotify, Discord’un ardından şimdi de LinkedIn, Clubhouse benzeri bir uygulama üzerinde çalışıyor.
TechCrunch’ın haberine göre, LinkedIn yetkilileri Clubhouse benzeri bir sosyal medya uygulaması üzerinde çalışıyor. Ancak şirket, sesli sohbet uygulamasının Twitter ve Facebook tarafından geliştirilen uygulamalardan daha farklı bir amaca hizmet edeceğini belirtiyor. Çünkü, LinkedIn kullanıcıları siteye profesyonel bir kimlikle kayıt oluyor. Bu sebeple uygulamada sohbetten çok “networking” üzerinde durulacağı tahmin ediliyor.
LinkedIn’in, diğer sosyal medyalara benzer bazı araçları halihazırda sitede yer alıyor. Örneğin, hikayeler, canlı yayınlar, haberler gibi araçların yanına bir sesli sohbet uygulaması da eklenecek gibi gözüküyor.
LinkedIn, böyle bir uygulama geliştirmedeki temel amacın kullanıcıların isteklerini gerçekleştirmek olduğunu söylüyor. Kullanıcılarından aldıkları geri dönüşler doğrultusunda platformda bir sesli sohbet uygulamasına ihtiyaç olduğunu ve çalışmaların başladığını görüyoruz.
Özelliğin şimdilik test aşamasında olduğu ancak şirket tarafından doğrulandığı belirtiliyor. Şirketin üstünde durduğu en önemli konulardan birisi de ses kalitesi. Ayrıca, gelecek dönemde kullanıcıların birbirleriyle ve topluluklarla bağlantı kurabilmesi için çalışmaların devam edeceği ifade ediliyor.
Profesyonel Kimlikler ile Sohbet
Özelliğin arayüzü Clubhouse’a son derece benziyor. Sade bir tasarıma sahip sesli sohbet özelliğinde görüşmeden ayrılma, konuşmak için el kaldırma ve tepki verme butonları da yer alıyor. Bunlara ek olarak, görüşmeyi başkalarıyla paylaşmak ve davet etmek de mümkün gibi duruyor.
LinkedIn, kullanıcıların profesyonel kimliğiyle konuştuklarını hesaba katarak kendilerini güvende ve rahat hissedeceklerini düşünüyor. Görselde de belli olduğu gibi, kişilerin isimlerinin altında unvanları da yer alıyor. Bu nedenle uygunsuz ve hoş olmayan söylemlerin bu özellikte yer almayacağı düşüncesi hakim.
Son zamanlarda oldukça fazla şirket bu konu üzerinde çalışıyor. Ancak, LinkedIn, duruma diğer şirketlerden biraz daha farklı yaklaşmış gibi gözüküyor. Bu nedenle başarıya ulaşma ihtimali daha yüksek gibi duruyor. Sonuçta kişinin bağlantılarıyla sesli iletişime geçmesini çok kolaylaştıracak bu özellik oldukça kullanışlı da olabilir.
Peki siz LinkedIn’in hamlesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce böyle bir özellik geliştirmeye gerek var mı? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.