Işık kirliliği nedir? Işık kirliliği uzmanlar tarafından, yapay ışığın yanlış yönlendirilmiş bir şekilde aşırı ve uygunsuz kullanımı olarak adlandırılıyor. Kulağa kimyasal bir kirlilik kadar tehlikeli gelmese de ışık kirliliği şu anda dünyadaki en büyük çevre rahatsızlıklarından birisi.
Bundan 100 yıl kadar önce, dünyanın herhangi bir yerinde gece dışarı çıkıp gökyüzüne baktığınızda Samanyolu galaksisini görmeniz mümkündü. Bu gökyüzü birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştu. Günümüzde ise yapay ışıkların oluşturduğu ışık kirliliği bunu imkansız kılıyor.
Amerika ve Avrupa’nın yüzde 99’luk bir kısmı şu anda ışık kirliliğini yaşıyor. Bu da şu demek: insanlığın üçte biri Samanyolu galaksisini göremiyor. Tabi ki ışık kirliliğinin tek sonucu bu da değil. Bu kirlilik, astronomik araştırmalara müdahale ediyor, olumsuz sağlık etkilerine sebep oluyor, ekosistemi bozuyor ve enerjiyi boşa harcıyor.
İçindekiler
Işık Kirliliği Nedir? Işık Kirliliğinin Dünyaya Etkileri
Işık kirliliğinin insanlardaki melatonin üretimini etkilediği gözlemlenmiştir. Bu durum özellikle insanlar uyurken ışığa maruz kalırsa gerçekleşiyor. Bu da baş ağrısına, uyku bozukluklarına, strese, yorgunluğa ve uyku eksikliği temelli bazı sağlık sorunlarına sebep oluyor. Işığın uygun olmayan spektral birleşimi de gözlerde sorunlara sebep olmaktadır. 2007 senesinde Dünya Sağlık Örgütü, vardiyalı çalışmanın, gece gündüz düzeniyle yani ışıkla bağlantılı olarak kanser için risk faktörü olduğunu ilan etti.
Peki ekosistem için ışık kirliliği nedir? Maalesef ki ekosistem de ışık kirliliğinden büyük oranda etkileniyor. Bu kirlilik özellikle gece yaban hayatı üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor. Gece ay ışığını rehber edinerek göç eden kuşlar ve kaplumbağalar yönlerini bulmakta zorlanıyor ve genellikle kaybolup ölüyorlar. Hayvanlar arasında avcı av ilişkisi değişiyor ve bu da fizyolojik zarara sebep oluyor. Işığa göre yumurtlama dönemini, üremesini veya uyanışını belirleyen birçok hayvan yanlış ve aşırı aydınlatmalar sebebiyle düzenini bozuyor. Yaşamın ritmini belirleyen aydınlık ve karanlık düzeninin bozulması bütün doğayı da olumsuz etkiliyor. Araştırmacılar; balıklar, yarasalar, böcekler, bitkiler, deniz omurgasızları ve hatta primatlar dahil olmak üzere birçok canlının bu durumdan olumsuz etkilendiğini de belgeliyor.
Buna direkt bir örnek verelim. Toronto’daki aşırı ışıklandırmalar her yıl on binlerce kuşun ölümüne sebep oluyor. Fazla ışıktan uçamayan veya yolunu şaşıran kuşlar binalara ve pencerelere çarparak ölüp maalesef ki kaldırımlara düşüyorlar.
Aydınlatma şu anda bütün dünyadaki elektrik tüketiminin en az %25’inin sebebi. Aşırı aydınlatma da büyük bir enerji israfına dolayısıyla artan maliyet ve karbon ayak izinde büyümeye sebep oluyor.
Işık Kirliliğini Azaltmak
Tüm zararlı etkilerinyanında ışık kirliliğini azaltmak gerçekten çok kolay. Işığın gerektiği yerde, gerektiği kadar, gerektiği zaman kullanılması bunun ilk adımı olabilir. Ayrıca enerji tasarruflu ve uygun spektralli ampuller kullanarak ışık kirliliği büyük ölçüde azaltılabilir. Yani ışık kirliliğini azaltmak için temelde kimseye zarar vermeden tüketimin azaltılması mümkün.
Işık kirliliğini azaltmak için dünyada bazı kuruluşlar bulunuyor. Bunlardan bir tanesi 1988 kuruluş tarihli IDA (International Dark Sky Association). IDA, halkı eğitiyor ve karanlık gökyüzü rezervleri kuruyor. Birçok eyalet de ışık kirliliğini azaltmak adına dış mekan aydınlatmasına bazı yasalar getirdi. Üreticiler ise ışık kirliliğini azaltan yüksek verimli ışık kaynakları tasarlayıp üretmeye başladı.
Işık kirliliğinin sonuçlarının görünür hale gelmesi, aydınlatma düzenlemelerini başlattı. Kanada, kuş dostu aydınlatmaları kabul etti ve şu anda Washington, New York dahil olmak üzere birçok şehir kuşların göç zamanlarında ışık söndürme kampanyaları yürürlüğe geçiriyor.
Işık kirliliğini küresel düzeyde araştıran ve inceleyen bilim insanlarından biri olan Christopher Kyba, Van Gogh’un “Cafe Terrace at Night” tablosunun ideal gece manzarası olduğunu söylüyor. “İşte sahip olmak istediğimiz şey. Güzel sıcak ve tek tip bir aydınlatma. Yukarıda ise çok sayıda yıldız görebilirsiniz. İdealleştirilmiş aydınlatmayı yüzlerce yıl geçmişte görebiliyoruz.”
Dünyanın En Karanlık ve En Aydınlık Bölgeleri
Işık kirliliği küresel bir sorundur. 2016 senesinde çekilmiş binlerce uydu fotoğrafının birleştirilmesiyle oluşturulan Gece Gökyüzü Parlaklığı Dünya Atlası’nda bu açıkça görülmekte. Çevrimiçi olarak izlenebilen atlas, geceleri dünyamızın nerede ve ne miktarda aydınlatıldığını gösteriyor. Haritaya ve araştırmalara göre Dünya’nın ışık kirliliği en yoğun olan bölgeleri Singapur, Katar ve Kuveyt’tir. Sibirya, Afrika gibi bölgeler ise Dünya’nın en karanlık bölgeleri arasında yer alıyor.
Dünya çapında ışık kirliliğini light pollution map sitesinden canlı olarak gözlemlemeniz mümkün.
Prof. Dr. Zeki Aslan ile Işık Kirliliği Hakkında Sohbet
Gökbilimci, Akdeniz Üniversitesi Fizik ve TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin kurucularından olan Prof. Dr. Zeki Aslan ile Işık Kirliliği hakkında gerçekleştirdiğimiz hoş sohbeti izlemenizi de tavsiye ederiz. Işık kirliliği hakkında uzun yıllardır gözlemler ve çalışmalar yapan Prof. Dr. Zeki Aslan ile ışık kirliliğini konuşabilmek, bu sorunu uzmanından dinlemek gerçekten çok keyifliydi. Kendisine tekrardan değerli vakti için teşekkür ediyoruz.
Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz, Prof. Dr. Zeki Aslan’ın ışık kirliliğini engellemek hakkında kurmuş olduğu internet sayfasını da ziyaret etmenizi öneririz.