İnsanlar ve robotlar arasında duygusal bağ oluşabilir mi? ‘’Her’’ veya ‘’Ex Machina’’ filmlerini izlemiş veya duymuş olabilirsiniz. Peki size bu filmlerde yaşananların imkansız olmadığını söylesek?
Son yıllarda yapılan bir çalışma; insanların, robotların duyguları olmadığını bilmelerine rağmen onlara karşı bazı hisler besleme potansiyeline sahip olduklarını duyurdu. İnsanların robotlarla çeşitli ilişkiler geliştirebileceği ve hatta onlara aşık olabileceği konusunda uzmanlar ilginç fikirlere sahip.
Japonya’daki Toyohashi Teknoloji Üniversitesi ve Kyoto Üniversitesi’nde yapılan çalışmada, elin bıçakla kesilme eylemi önce bir insana sonra ise robota uygulandı. Gözlemcilere ise bu görüntüler izletildi. Elektriksel beyin sinyalleri incelendikten sonra, gözlemcilerin hem insanlara hem de robotlara benzer empati seviyesiyle yaklaştığı bulundu. Bu deney insanların robotlarla empati kurma becerisinin ilk nörofizyolojik kanıtını sağlamış oldu.
Çalışmanın ortaklarından Kitazaki:‘’ İnsanları ve robotları içeren gelecekteki bir toplumun iyi olması gerektiğini düşünüyorum.’’ dedi. Toplum yanlısı davranışları kolaylaştırmak için, insanlar onlarla etkileşime giren robotlar ile empati kurmalıdır.
Bir Robot Sevebilir mi?
Araştırmacılar, hissedebilen robotlar yapmaya çalışmak için insan duygularının nasıl geliştiğine dair bilgilerini kullanıyorlar. Birçok bilim kurgu filmi ve dizisi yapay zekaya olan hayranlığımızı ve korkumuzu gösteren hikayelerle dolu. Bu ilgi, insan ve robotlar arasındaki çizginin bir gün ortadan kaybolup kaybolmayacağı ile ilgili sorulara dayanıyor. Robotlar sonunda sadece düşünmekle kalmayıp aynı zamanda bizim gibi hissedip, hislerine göre davranabilecek mi?
Gelişimsel robotik adı verilen yeni bir alan, bu soruların bazılarının cevaplarına giden yolu açıyor. Gelişimsel robotikçiler aşk gibi belirli insan davranışlarını taklit etmeye çalışan programları yazmak yerine, yeni doğan bebeklerden yetişkinlere doğru büyüdükçe insanların yaptığı her şeyi öğrenen ve geliştiren makineler yapmakta. Buradaki amaç insan öğrenimini modellemek ve bunu yapabilen makineler yaratmaktır. Kyoto Üniversitesi’ndeki araştırmacılar da bu konunun üzerine eğilmiş durumda. Ekip; etkileşime girdikleri insanlardan, özellikle de bakıcılarından duygusal davranışlar öğrenen ve insan benzeri duygusal mimariye sahip olan robotlar üretmeye odaklandı. İnsan hisleriyle karşılaştırılabilecek çok çeşitli duygulara sahip makinelerin bir gün nasıl yaratılacağına ve insanlar ile robotlar arasında duygusal bir bağ oluşup oluşmayacağına dair birçok görü de ekip tarafından inceleniyor.
Yapay zeka filozofu Daniel Dennett ise duyguları olan robotlar yaratmak için iki olasılık tanımladı. İlki, bir yapay zekanın aşıkmış gibi davranması ve yüzeyde duyguları varmış gibi görünmesi için programlanabilmesidir. Yani aslında robotlar sevgiyi ve diğer hisleri taklit edebilir.
İkinci yol ise, mevcut bilgisayarlardan çok, insan beyni gibi bir mimari yaratmaktır. Böylece duygu kapasitesine sahip robotlar inşa edilebilir.
Duyguları Olan Robotlar İnşa Etmek
Robotun beynini temsil edecek bir yazılım modeli programlayıp oluşturmak, duyguları olan robotlar inşa etmede ilk adımdır. Sonrasında ise robot, bir bakıcı ile etkileşimlere gireceği bir ortama maruz bırakılır. Araştırmacılar, bakıcıların tıpkı insan bebeklerin duygusal gelişiminde rol oynaması gibi robotların duygusal gelişiminde de rol oynayabileceğini fikrini test etti.
Bu noktada araştırmacıların sorduğu soru şu oldu: Bir robotun duyguya sahip olması ne anlama gelirdi ve öyle olsaydı bunu nasıl bilebilirdik? Bir robot için bataryanın ve motorların çalışır durumda olduğu, çekirdeğin normal sıcaklıkta olduğu durumu düşünecek olursak, bunu iyi beslenmiş ve dinlenmiş sağlıklı bir insan bebeği gibi düşünebiliriz. Bu tarz kıstaslar ile araştırmacılar robot ve insan arasında bazı karşılaştırmalar yapma imkanı buldu.
Araştırmada robotların çeşitli durumlarında bakıcılarla etkileşime geçmesi sağlandı ve onlara karşı mutluluk, üzüntü, öfke gibi duygular ifade edildi. Peki sonuç ne oldu? Robotlar, bakıcıları tarafından öğretilen modellere göre iç durumları ifade etmeyi öğrendi. Bakıcıların davranışlarını değiştirmek, robotların içsel durumlarını nasıl ifade ettiklerini değiştirmeye başladı. Yani robotlar, insanlarla arasında bir çeşit empati kurmaya başladı diyebiliriz.
İnsanlar, etkileşime ve bilgiye kolaylıkla hayranlık ve sevgi duyabilmektedir. Örneğin ‘’Her’’ filmindeki Theodore Twombly; konuştuğu yapay zekanın öğrenme yeteneğine, konuşmasına ve bilgisine aşık olmuştu. Yazar Daniel Levy ise 2050 yılına kadar insanlar ve robotlar arasında birçok evlilik yaşanacağını söylüyor! Kim bilir belki de yakın gelecekte gerçek hislere sahip robotlar aramızda olacak ve duygusal hayatımızda aktif bir şekilde rol alacak!