İnsan Beyni Windows 10’a Bağlandı

Bilim insanlarının yeni ürettikleri bir İnsan-Bilgisayar Arayüzü ile insan beyni Windows 10’a bağlandı. Bu büyük gelişmenin arkasındaki Melbourne Üniversitesi’nden araştırmacılar bu bağlantıyı bir damarla kurarak fark yarattı.

Beyin-Bilgisayar Arayüzü (BCI) veya Beyin-Makine Arayüzü (BMI) sistemleri insanların genellikle sinir sistemleri ile bir şekilde bağlantı kurmayı amaçlar. Böylece zarar görmüş organların yerine yapay organlar geçebilir, bazı işlevler bilgisayar destekli hale gelebilir. Elon Musk’ın Neuralink adını verdiği proje bu alanda şu ana kadar ki en iddialı projelerden birisi. Zira Neuralink beyne direkt bilgi aktarımı sağlamanın yanı sıra elektromanyetik dalgalar aracılığıyla çevremizdeki birçok elektronik sistemi kontrol edebilmemizi sağlamayı vadediyor. Yani sadece engelleri kaldırmakla kalmıyor, aynı zamanda insan vücudunu modifiye de ediyor.

Haberimize konu olan gelişmeyi ise Melbourne Üniversitesi’nden araştırmacılar gerçekleştirdi. Araştırma Synchron adlı bir nörovasküler biyoelektronik firmasıyla ortak yürütülmüş. Şah damarı üzerinden beyne ulaşan bilim insanları, “stent” benzeri elektronik yapıları alıcı olarak kullanmayı tercih etti. Şah damarının kullanılmasındaki amaç damar yolundan birincil motor kortekse daha kolay ulaşmaktı. Bir tüp içinde şah damarından beyne ulaştırılan elektrotlar hedefine ulaştığında tüpün içinden çıkarılıp damarın duvarlarına yapıştırıldı. Beynin motor korteksinden gelen elektromanyetik dalgaları elektrotlar ile alan sistem bunu Microsoft Windows 10’a uyumlu bir mesaja çevirdi ve böylece insan beyni Windows 10’a bağlandı.

Yeni Gelişmeler Felçli Hastalara Umut Olabilir

Daha önce 2016 yılında ALS hastalarında denenen bir sistem de benzer bir prensibe dayalıydı. Deneyde yer alan katılımcılar beyinlerine bağlı bir sistemle mouse imlecini ekranda hareket ettirmeye çalışmış ve başarılı olmuştu. MJournal of NeuroInterventional Surgery üzerinden paylaşılan makalede bu araştrmanın felçli insanlara sağlayacağı umuttan da bahsediliyor.

Beyin-Bilgisayar arayüzlerini öğrenebilmek biraz pratik gerektirse de, ekibin başındaki bilim insanı Thomas Oxley, deneyin iki katılımcısından birinin 86 günde diğerinin ise 71 günde sistemi gözetimsiz kullanabilmeye başladığını belirtiyor. Oldukça heyecan verici olan bu gelişme, sistemin adaptasyon sürecinin de ne kadar kısa olduğunu gösteriyor.

Çeşitli kazalar veya hastalıklar sonucu bir organlarını kaybeden insanlar, organla olan sinir bağlantılarını da kaybetmiş oluyor. Ancak sinirlerin kökü hala insan vücudunda bulunduğundan, bilim insanları bunları herhangi bir cihaza kusursuz şekilde bağlamanın yollarını arıyorlar. Sadece beyinden gelen dalgaları algılayan sensörlerin yanı sıra, kaybedilen organın yerindeki sinirlere direkt olarak bağlanabilen protezler ve makineler de üretiliyor. İki farklı yöntemin de ortak noktası, alışmak için gereken zaman.

İnsan olarak doğuştan sahip olmadığımız bir sisteme alışabilmek için, algılamamızı oldukça değiştirmemiz ve pratik yapmamız gerekebiliyor. Bu yüzden pratik süresini en aza indirebilecek sistemler bilim dünyasının gözdeleri olmuş durumda.