Evcil köpeğiniz veya kedinizin sizinle gerçekten konuşabildiğini hayal edin. Yapay zeka ve makine öğrenimindeki son gelişmeler, hayvanlarla iletişim hayalinin sınırlı da olsa gerçeğe dönüşebileceğini gösteriyor. Geçmişte, yapay zeka antik dilleri çözmemize yardımcı olmuştu ve şimdi insanları hayvan seslerini de insanlar tarafından anlaşılabilecek bir dile yorumlamak için uygun teknolojiyi deniyorlar. Peki hayvanlarla iletişim kurmak ne zaman mümkün olacak?
İçindekiler
Yapay Zeka ile Çeviri Teknolojisi
Yapay zekanın yardımıyla bilim insanları, hayvanların seslerini ve mimiklerini anlayabileceğimiz bir biçime dönüştürecek algoritmalar geliştiriyor. Son gelişmelerde ise marmoset maymunlarının birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları düzinelerce sesi ayrıştıran ve dinleyen bir yapay zeka sistemi yer alıyor.
Hayvanlarla iletişim kurmak için baz alınan temel teknolojilerden birisi doğal dil işlemedir. Bugünkü araştırmalara göre NLP teknolojileri, makinelerin yalnızca insan dilini anlamasını sağlasa da bu teknolojinin kapsamı kolaylıkla genişletilebilir. Bilim adamlarına göre, hayvan dili veri tabanı üzerinde geliştirilecek bir derin öğrenme modeli ile hayvanların dilini anlamak mümkün kılınabilir.
Her ne kadar şüpheler hala mevcut olsa da, akademik ve bilimsel topluluktan pek çok kişi, yapay zekanın ortaya çıkmasıyla önümüzdeki 10 yıl içinde hayvanlar ve insanlar arasındaki etkileşimin bir gerçeklik olabileceğine inanıyor. Bilim insanlarının bu düşüncesi cihazlara dönüşmeye başladı bile.
Inupathy Köpek Yeleği
Inupathy isimli bir Japon şirketi, 2020 Tüketici Elektroniği Fuarı’nda yeni bir ürün tanıttı. Kalp atış hızı monitörü ve bir uygulamadan oluşan ürün temelde insanların köpeklerin hislerini anlamalarına yardımcı olmak üzere üretildi. Ürün basit bir önermeye dayanıyordu. Köpekler heyecanlandıklarında kalp atış hızları artar. Şirket koşan köpeklerin verilerini bir LED ekranda analiz edip yorumlayarak köpeğin mevcut duygusal durumunu tahmin edebilmeyi amaçladı. Erkanın renginin kırmızı olması stresi belirtirken yeşil olması köpeğin rahat olduğunu belirtmekte.
Hayvan İletişiminin Öncüsü
Northern Arizona Üniversitesi’nden Dr. Con Slobodchikoff, hayvanlar ile iletişimin öncüsü olarak adlandırılıyor. Otuz yılı aşkın bir süredir çayır köpekleri üzerine çalışan doktor, bir bilgisayar bilimcisi meslektaşının yardımıyla sesleri İngilizceye çeviren bir algoritma geliştirdi. Geçtiğimiz yıl ise evcil hayvan seslerini, ifadelerini ve vücut hareketlerini çeviren benzer bir araç geliştirmek amacıyla Zoolingua isimli bir şirket kurdu.
Slobodchikoff, çeşitli havlamalar ve vücut hareketlerini gösteren binlerce köpek videosu topluyor. Bu videolar algoritmayı geliştirmek için kullanılıyor.
Eski Amazon Mühendisinden Miyavlamayı Çeviren Teknoloji
Javier Sanchez ise tüm kedi sahiplerinin aklındaki soruyu yanıtlamaya çalışıyor. Kedim bana ne söylemek istiyor?
Şu anda MeowTalk isimli bir uygulama geliştiren mühendis, kedilerin seslerini insanların anlayabileceği bir biçime çevirmeyi vaat ediyor. Araştırmalar sonucunda Sanchez ve ekibi, kedilerin genellikle miyavladığında dokuz farklı niyetten birini ifade etmeye çalıştıklarını söylüyor. ”Açım” ve ”Acı çekiyorum” gibi ifadelere sahip olan miyavlama sesleri, ekip tarafından çözümlenmeye çalışıyor.
‘’Makine öğrenimini kullanan MeowTalk, kedinizin miyavlamalarını anında dokuz genel kedi niyetinden birine çevirir. bu dokuz niyet kedinin ruh halini temsil eder.‘’
MeowTalk hala geliştirilme aşamasında ve sürekli güncellenmektedir. Ancak uygulamanın prototipi Apple ve Android mobil cihazlar tarafından indirilebilmekte. Ekip ilerleyen aşamada kedinizin miyavlamasını konuşmaya çeviren bir tasma geliştirebilmeyi umuyor.
Hayvanlarla İletişim Kurmak Ne İfade Ediyor?
Hayvanlarla iletişim kurabilmek, onlarla daha yakın duygusal bağlar kurmaktan daha fazlasını ifade eder. Yapay zeka, hayvanlar için empati kurarak onların korunmasını teşvik edebilir ve refahını arttırabilir. Hayvanların bakımıyla ilgili varsayımları ortadan kaldırabilir ve hatta hayatlarını kurtarabilir. Bazı araştırmacılar, Afrika’daki fil popülasyonunu korumak için yeni yapay zeka teknikleri üzerinde çalışıyorlar. Ekip ilk olarak 900.000 saatlik fil sesi kayıtlarını derledi. Sonrasında bu ses verilerini analiz etmek için derin öğrenmeyi kullandılar. Bu sayede tehlikeye işaret eden sesleri belirleyerek civardaki kaçak avcılarla ilgili sinyalleri hayvanlara gönderebildiler.
Hayvan dili çevirisinin bir başka önemli uygulama alanı da hayvancılık olabilir. Çiftçiler hasta olan hayvanları tespit etmek ve onlara daha erken tedavi uygulamak için bu teknolojiden yararlanabilirler. İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları bir koyunun ağrılarını yüz ifadesinden anlamayı sağlayan bir algoritma geliştirdi. Ekip ilk olarak farklı ağrı seviyeleriyle ilişkili birkaç yüz ifadesini listeledi buna uygun bir ölçek hazırladı. Burun deliği deformasyonu, kulak rotasyonları, gözlerin şekli ve formu gibi birçok veri uygun algoritmanın oluşmasını sağladı. Şu anda doğruluk oranı %67 olan bu teknoloji daha çok geliştirilerek diğer çiftlik hayvanları için de kullanılabilir.
Ekipteki araştırmacılardan Prof. Peter Robinson, bu teknolojinin bir gün koyunların kapıdan geçerken otomatik fotoğraflanmasını sağlayan bir kamera biçimine dönüşebileceğini söylüyor. Böylece bir hayvan acı çekiyorsa çiftlik sahibi otomatik bir uyarı almış olacak.
Türkiye’de sayısı o kadar çok olmasa da başka ülkelerde ötenazi uygulanan hayvan sayısı oldukça fazladır. Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl tahminen 3 milyon kedi ve köpeğe ötenazi uygulanıyor. Bu ötenazilerin çoğu ise yanlış anlaşılmış davranış sorunları nedeniyle yapılıyor. Saldırganlık gösteren bir köpek aslında korkuyor olabilir. Eğer korkularının sebebini anlayacak bir teknolojiye sahip olursak hayatını kurtarmanın da bir yolunu bulabiliriz.