Ortaçağ koloni simülasyonu olan Going Medieval, 1 Haziran’da Steam’de satışa çıktı. Bir grup insandan oluşan köyünüzü krallığa doğru geliştireceğiniz oyun oldukça eğlenceli. Biz de, sizin için olumlu tepkiler alan oyunun rehber tadında incelemesini yaptık.
Rimworld sevenlerin hayran kalacağı oyun, şimdilik erken erişimde. Bu da, oyunun hala gelişme sürecinde olduğu anlamına geliyor. Erken erişimde olması oyunun hala gelişme sürecinde olduğuna işaret ediyor. Ancak belirtmekte fayda var ki; Going Medieval oldukça başarılı bir oyun.
İçindekiler
Hangi Zorluk Seviyesi, Nerede ve Kiminle?
Başlıkta yer alan zorluk seviyesi, nerede ve kiminle? soruları oyun başlangıcında oldukça önemli olabilir.
Bu tür oyunlara karşı yeniyseniz ve zorluğundan çekiniyorsanız endişelenmeyin. Oyunu barışçıl, yani herhangi bir baskın ve savaş olmaksızın oynamanız mümkün.
Ancak koloni simülasyonu ve strateji oyunlarında deneyimliyseniz, sizin için de bir seçenek düşünülmüş. Zorlu bir hayat mücadelesi senaryosunu seçerek hünerlerinizi gösterebilir, oyunu zevk aldığınız gibi oynayabilirsiniz.
Başlangıçta oyunun zorluğunu seçtikten sonra yerleşim coğrafyanızı ve karakter seçimine başlıyorsunuz. Yerleşim konumlarınızın seçimi de önem taşıyor. Çünkü; hammaddelerin dağılımı da yer şekillerine göre değişiyor.
Eğer dağlık bir alana yerleşecekseniz, üst düzey tarım yapmayı beklememelisiniz. Bununla birlikte dağlık alanda sizi bol mineraller bekliyor olacak. Buna uygun olarak da kazı ve toplaması yüksek bir üye seçmelisiniz.
Vadi gibi düzlük alana yerleşmek istiyorsanız mineral bolluğundan feragat etmeniz gerekecek fakat tarımı daha rahat yapabileceksiniz. Bu esnada da botanik özelliği yüksek bir yerleşimci ile yola devam etmenizi öneriyoruz.
Oyun başlangıcında normal koşullarda 3 grup üyesi seçiliyor. 3 karakterlerin de özellikleri rastgele değişiyor ve bu seçimler koloni için hayati önem taşıyor. Bunun için çeşitli kombinasyonlar yaratabilirsiniz.
Bu seçimleri yaparken oyun size oldukça yardımcı oluyor. Ayrıca oyunun son derece sade, anlaşılır bir menüsü var. Dolayısıyla oynarken zorlanmayacak ve sürekli olarak yeniden başlamak zorunda kalmayacaksınız.
Koloni için yerleşimci seçimi yaparken bilmeniz gereken önemli detaylardan birisi de ”entelektüel” özelliği. Bu özelliği yüksek olan yerleşimciler daha hızlı araştırma yapabilmenizi sağlayacak, bu da daha çabuk gelişeceğiniz anlamına geliyor.
Bu konuda yeni başlayan oyuncular için bizim önerimiz grup yerleşimcilerinde özellik dağılımda entelektüel ve nişancı yerleşimcilere ağırlık vermesi yönünde olacak.
Peki ya Sonra? Going Medieval Giriş
Oyuna uygun olan senaryonuzu, yerleşim yerinizi ve yerleşimcileri seçtikten sonra ne olacağını merak ediyor olabilirsiniz. İlk olarak her zamanki gibi size verilen kısıtlı malzemelerle başlıyorsunuz.
Bu malzemeler, ilk günleri atlamanıza yardımcı olacak düzeyde. Ancak ilk gecenin dışarda geçmesini istemiyorsanız yerleşimciler için bir barınak ve yatak yapmalısınız. Bu refah seviyesini de dengede tutmanıza yardımcı olacak.
Öncelikle gelişmek için acele etmeniz bazı detayları kaçırmanıza sebep olabilir. Eğer oyunda önerilen normal zorluk ve senaryoda oynuyorsanız, ilk önce yerleşimcilerin temel ihtiyaçlarını karşılayıp, araştırma tezgahı kurmalısınız.
Araştırma tezgahında seçeceğiniz yerleşimciyi görevlendirebilir, tarihi kayıt oluşturabilirsiniz. Bu tarihi kayıtlarla yeni teknoloji seviyeleri açıyorsunuz. Araştırma ağacı ilk başta epey kısıtlı gözükebilir fakat unutmayın, Ortaçağ’da oynuyoruz!
İçerik yönünden oyunun birkaç adım geride kaldığından bahsedebiliriz. Ancak erken erişimde olan bir oyun için bu gayet normal ve bu durum da ileride düzelecek gibi gözüküyor. Geliştiricilerin oyunun içeriğini renklendirmeye yönelik planı var ve ilerleyen zamanlarda bu yenilikleri görebileceğiz.
Koloni Büyüyor!
Kolonimiz doğal yollardan, yani doğum ile büyümüyor. Oyunda aile kurma ve çocuk yapma gibi bir içerik bulunmuyor. Bu yokken koloniyi büyütmenin tek bir seçeneği kalıyor: sığınmacılar.
Evet, oyun esnasında size sığınmak isteyen kaçaklarla veya esirlerle karşılaşabiliyorsunuz. Bu esnada alacağınız kişinin başınıza dert açma olasılığı epey yüksek. Peki ne yapacaksınız?
Haydutlar kapınıza dayanıp sizden himayeniz altına aldığınız yerleşimciyi geri istediğinde bir soruyla daha karşılaşacaksınız: Tutsağı iade etme veya direnme. Bu durumda direnmeyi seçerseniz koloniyi savaşa hazırlamanız gerekecek.
Bununla birlikte bu savaş esnasında olası kaybı minimuma indirmek istiyorsanız, kale benzeri bir mimari yapının ve okçuların size çok faydası dokunacak. Ayrıca oyunda kapının çevresine kurduğunuz tuzaklarla düşmanı sakatlayabilirsiniz.
Bu esnada stratejik düşüncenizi konuşturmanız gerekecek, bu da oyunun en eğlenceli kısmı. Eğer iyi bir üs inşa ederseniz, hiç kayıp vermeden savaşları atlatabilirsiniz.
Oyun çok olmasa da, gelen esirlerin hikayesini güzel yansıtmayı başarıyor. Siz, size sığınan kişilerin geçmişini göremiyorsunuz ve karar vermek için kısa zamanda elinize kısıtlı bilgi geliyor. Dolayısıyla, korkudan sayıklayan bu kişiye yardım edip etmeme meselesi tamamen size kalıyor.
Nüfuz Arttıkça Gözler Size Çevrilecek
Oyun da aynen bunu diyor. Nüfuzun arttıkça, kontrol alanın genişliyor ve haritan büyüyor. Bu da ister istemez komşularının dikkatini çekiyor. Aynı şekilde size gelen ani baskınların riski de artıyor ki bu da her an tetikte olmanız gereken bir diğer konu.
Genelde bir tutsak kabul ettiğinizde gelen düşmanlara hazırlanmak için 1 gün kadar bir süreniz oluyor. Ancak ani baskınlar için aynı şeye sahip olamıyorsunuz. Dolayısıyla ani gelen davetsiz misafirler için her an hazırlıklı olmanız gerekiyor.
Kış Geliyorum Demez
Gerçekten de kış mevsimi ve ani soğuklar yavaş yavaş gelmiyor. Oyunda sonbahar mevsiminde kendinizi kış için hazırlıyorken birden kendinizi karlar içinde buluyorsunuz.
Koloninizi kışın öldürücü soğuğundan korumak için ne yapabilirsiniz? Öncelikle barınağa küçük bir maltız koymanız gerekiyor. Bu sayede onları dondurucu soğuktan bir nebze de olsa koruyabilirsiniz.
Odanın içini ısıtmanıza rağmen, yerleşimcilerin hipotermi geçirme ihtimali hala devam ediyor olacak. Bu açıdan oyunun sıkıcı bir kolaylık sunmamış olması da gerçekçi bir atmosfer katıyor.
Uzağa avlanmaya çıkan yerleşimcilerin hipotermiden bayılma riskini göz önünde bulundurursak, yemek problemi iyice endişe verici bir hale geliyor. Bundan dolayı en geç sonbahar mevsiminde yer altına bir kiler inşa etmeli, yiyecekleri orda depolamalısınız.
Kışın tarım da yapamadığınızdan dolayı, eğer dolu bir erzak hazırlamamışsanız açlık yüzünden yerleşimci kaybedebilirsiniz. Normal bir oyunda, savaşlarda kimseyi kaybetmemiş olsanız bile kışın yaşlı yerleşimcilerden birini kaybediyorsunuz.
Bu da daha önce bahsettiğimiz gibi nüfus grafiğinde sürekli yükselişe sebep olmuyor. Dolayısıyla oyundan çabuk sıkılma ihtimaliniz minimuma düşüyor.
Mineraller ve Üretim Oldukça Basit
Going Medieval evreninde her türlü yerleşim yerinde kolayca hayatta kalabilirsiniz. Ancak araştırma yaptığınızda açtığınız teknolojiler sayesinde gereken hammaddeler de artacak.
Bunun için dengeli bir kaynak tüketimi yapmanızda fayda var çünkü oyuna ilk başladığınızda haritanız çok büyük olmayacak. Bu konuda oyunun sunduğu en iyi özelliklerden birisi de geri dönüşüm.
Evet, kullanmadığınız aletleri eriterek veya çeşitli yollardan geri dönüştürerek hammadeye çevirebilir, öyle kullanabilirsiniz. Böylece atık sorununa da çözüm bulmuş oluyorsunuz.
Kaldı ki oyunda her ne kadar ”atık” olsa da, aslında öyle bir şey yok. Oyunda çürümüş şeyler hariç her türlü atığı bir üretimde kullanmak mümkün. Kemikler, fazla gelen kıyafetler ve silahlar benzeri öğeleri atıklarla depolayabilir, sonrasında kullanabilirsiniz.
Going Medieval Yardımcı El Kitabı… mı?
Oyunu oynarken sağ üst kısımda bir defter simgesi göreceksiniz. İşte onu, oyunda ”el kitabı” olarak adlandırılan yardımcı bir küçük rehber gibi düşünebilirsiniz. Ancak el kitabının gerçekten pek yardımcı olmaması biraz sıkıcı.
El kitabında sadece ögelerin tanımı bulunuyor. Dolayısıyla, herhangi bir malzemeyi nasıl üreteceğinizi öğrenme umuduyla deftere baktığınızda hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
Bu gibi durumlar için her oyunun bir ”wiki” sayfası bulunuyor. Going Medieval için de durum farklı değil. Ancak oyun çok yeni olduğundan dolayı, içeriği boş ve geliştirmeye açık.
Going Medieval Oyununun Türkçe Dil Desteği Var!
Oyunun bunca güzel tarafına bir de Türkçe dil desteği eklenince, şahane bir hal alıyor diyebiliriz. Going Medieval, vaat ettiği ortaçağ koloni simülasyon macerasını oyunculara yaşatma konusunda oldukça iddialı.
Öte yandan, bu kadar yakın bir zamanda çıkan bağımsız video oyunundan ne beklediysek, onu buluyoruz. Geliştiricilerin oyunu çıkardıktan sonra kendi kaderine terk etmeyecek olması, oyun hakkındaki beklentilerimizi yükseltiyor.
Sistem Gereksinimleri
Oyunun grafikleri üst düzeyde olmadığından, ortalama bir sistemin rahatlıkla kaldırabileceğini söyleyebiliriz. Detaylarını aşağıda bulabileceğiniz Going Medieval sistem gereksinimleri tablosu oyundan keyif alabilmeniz için gerekli olan sistem gereksinimlerini size göstermektedir.
Going Medieval Minimum Sistem Gereksinimleri | Going Medieval Önerilen Sistem Gereksinimleri |
---|---|
İşletim Sistemi: Windows 7 64-bit | İşletim Sistemi: Windows 10 64-bit |
İşlemci: AMD veya Intel, 3.3 GHz (AMD FX 8300, Intel i5 3000) | İşlemci: AMD veya Intel, 4 GHz (AMD Ryzen 5 3600, Intel i5 8600) |
Bellek: 8 GB RAM | Bellek: 16 GB RAM |
Ekran Kartı: AMD/NVIDIA Harici Ekran Kartı. Radeon RX 560 veya Geforce GTX 1050 – (2GB) | Ekran Kartı: AMD/NVIDIA Harici Ekran Kartı Radeon RX 580, Geforce GTX 1080 (4GB) |
DirectX: 11. versiyon | DirectX: 11. versiyon |
Depolama: 1 GB kullanılabilir alan | Depolama: 2 GB kullanılabilir alan |
Going Medieval, Steam’de 40,00 TL’ye satışta. Oyunu aldıktan sonra oynamak istediğinizden emin olamadıysanız, Steam’de oynadığınız oyunu kolaylıkla iade edebilirsiniz. Ancak bizden geçer not alan Going Medieval için değer mi diye soracak olursanız, bizce kesinlikle satın alınmaya değer!
Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce Going Medieval oynanmaya değer mi? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.