Endüstri 5.0; toplumdaki herhangi bir ihtiyacın (bir akşam evde izlemek istediğiniz filmin seçilmesi dahil) robot ve insanların beraber çalışması ile giderilmesi, çözümlenmesi diyebiliriz kısaca. Nesnelerin interneti (IoT) ve big data dediğimiz büyük verilerin gelişmiş teknolojilerden yararlanarak insan hayatına ve üretime entegre edilmesidir.
Peki Almanya gibi üretim devi bir ülke bile Endüstri 4.0 ‘a 2025 de tam anlamıyla geçmeyi hedeflerken son bir kaç senedir lafını duyduğumuz Endüstri 5.0 nasıl gündeme geldi? Günümüz endüstrisi bu noktaya evrilirken hangi süreçlerden geçti? Bu süreçlere neler/kimler önderlik etti? Bu yazımızda bunlardan bahsedeceğiz.
İçindekiler
Endüstri 1.0 – Buharın Gücü
Bir çok kaynakta aslında Endüstri 1.0 ‘ın 1760 yılında gerçekleşmeye başlayan ve 1840 yılında son bulan sanayi devrimi sırasında ortaya çıktığını yazar. Ancak sanayi devrimi Endüstri 1.0 ‘ın başladığı dönem değil ivmelendiği dönemdir. Endüstri 1.0 1698 yılında Thomas Savery tarafından icat edilen ve dünyanın ilk buhar makinesi örneği olarak geçen Savery makinesi ile başlamıştır diyebiliriz. İvmelenmeye başladığı dönemde ise James Watt isimli mucit 1769 yılında sanayi devriminin temelini atan Watt Buhar Makinesi’nin patentini alarak Endüstri 1.0’ın önünü açmıştır. İskoç mucidin tasarladığı bu makine ile değirmenler ve dokuma tezgahları gibi yerler insan ve hayvan gücünden arındırılmış oldu.
Bu buhar makinelerinin temel prensibi dairesel hareketleri mekanik enerjiye çevirerek, sistemin işler hale gelmesini sağlamaktı. Bu temel prensip sayesinde ilk buhar motorlu arabaların yapımının önü açıldı. Mekanik üretim tesisleri kurulmaya başlandı. İngiltere’de başlayan sanayi devrimi ile asıl ivmeyi sağlayan Endüstri 1.0 üretimde verimlilikten tutun, toplum içerisindeki refaha kadar bir çok alanda etki sağladı.
Endüstri 2.0 – Seri Üretim Mentalitesi
Henry Ford’un öncü olduğu 2. sanayi devrimi 1900’lü yılların başında gerçekleşmiştir. Üretimde serileşme, seri üretime geçme mantığı bu dönemde üretilen Ford Model T ile başlamıştır. Halen üretimin temel mentalitesi olan seri üretim mantığını dünyaya gösteren Henry Ford sayesinde, üretimde verimlilik büyük bir artış göstermiştir. Henry Ford’un bu dönemdeki asıl amacı tabi ki de sadece dünyaya seri üretim mantığını tanıtmak değil, o dönemde sadece seçkin kişilerin ulaşabildiği otomobilleri daha kolay ulaşılabilir hale getirmekti. Aslında bu dönemde üretimin tek enerji kaynağının kömür olmadığı gerçeği de ortaya çıktı. Üretimde yavaş yavaş da olsa petrol ve elektrik de kullanılmaya başlandı.
Bu dönemde Endüstri mühendisliğinin kurucularından sayılan Frederick W. Taylor seri üretim mantığına bir çok katkıda bulunmuştur. Bunların başında ise çeliklerin işlenmesi için geliştirdiği Taylor-White yüksek hızlı işleme takımları ve üretimde bilimsel hesaplamalar gelmektedir. Çalışan eğitimleri, farklı alanlarda ilgi alanlarına göre profesyonelce eğitilmiş çalışanlara sahip olma fikri ve çalışmaları da Taylor sayesinde gerçekleşmiştir.
Endüstri 3.0 – Endüstride Dijitalleşme
1970’lerde bilgisayar çağının başlamasıyla temelleri atılan bir devrim süreci aslında endüstri 3.0. Bu dönemlerde bilgisayarlar işledikleri veri boyutlarına göre oldukça büyüklerdi ve çok işlevsel oldukları söylenemezdi, ancak şimdiki durumu göz önünde bulundurursak endüstride sayısallaşmanın yaygınlaşması bu bilgisayarlar sayesinde oldu. 3. Endüstri devrimi ile otomasyon sistemleri, bilgi teknolojileri vb. ortaya çıktı. Ayrıca CNC (Sayısal Kontrol) PLC (Programlanabilir kontrol cihazları) bu dönemde ortaya çıktı. Bilgisayarlar, yazılımlar ve makineler birbirlerine entegre şekilde kullanılarak üretimde hata payı 5-6σ’ları gördü.
Bu döneme öncü olan ülke aslında Japonya’ydı. 2. Dünya Savaşı sırasında Japonya’ya atılan atom bombalarından sonra Amerikan sömürgesi haline gelen Japonya bu durumdan kurtulabilmek için zekice bir hamle yaptı. Dünyanın her tarafına mühendislerini gönderdi ve 15-20 sene sonra tekrar ülkesine çağırdı. Ülkesine dönen Japon mühendisler Japonya’nın otomotiv ve bilgisayar sanayisini ayağa kaldırarak endüstri 3.0 ‘ın ilk ışıklarını dünyaya gösterdi. Bu noktadan sonra üretim hattına, insan sorumluluklarını yerine getirmek için daha fazla otomatik sistem dahil oldu.
Endüstri 4.0 – Bir Alman Projesi
2011 yılında Almanya’da gerçekleşen Hannover Teknoloji Fuarı’nda 50 kişilik bir çalışma grubu tarafından ortaya atıldı. Peki Almanya neden böyle bir fikri ortaya attı? Cevabı aslında oldukça basit. Günümüzde üretimde insan gücüne ve dikkatine halen ihtiyaç var. Bu sebeple büyük firmalar ucuz insan gücü bulabilecekleri yerlerde yatırımlar yapıyorlar. Özellikle Çin’in sunduğu üretim imkanları bu yatırımların Çin’e kayması anlamına geliyor. 100% akıllı fabrikaları amaçlayan endüstri 4.0 bu yolda Nesnelerin İnterneti(Iot), siber fiziksel sistemler ve büyük veri(Big Data) gibi yollar ile bu amaç doğrultusunda ilerliyor. Yani üretim için, pazarlama için ya da dünya endüstrisinde aklınıza gelebilecek bambaşka bir şey için sürekli veri topluyorlar. Herhangi bir ürün kullanıma çıktıktan sonra bile üretildiği fabrikaya veriler yolluyor. Bu sayede yeni üretim planları, müşteri ihtiyaçları ya da ürünün kullanım sürecinde ortaya çıkardığı hataların giderilmesi gibi süreçler hızlanıyor ve günden güne üretimde verimliliği ve kaliteyi artırıyor. Kısacası ürünler ve üretim bantları kendi haberleşme ağları sayesinde veriler toplayarak analizleri sağlanıyor ve üretimde güncellemeler yapılıyor.
Endüstri 5.0 – Toplum 5.0
Endüstri 4.0’ı ortaya Almanya atmıştı ve bu sistemleri 2025’e kadar oturtmayı hedeflemişti. Ne oldu da durum böyleyken biz 5.0’ı konuşmaya başladık? Ocak 2016 yılında Japon hükümeti bu sefer Toplum 5.0’dan bahsetmeye başladı, yani Endüstri 5.0. Bu Toplum 5.0 şu şekilde tanımlandı; Siber alanın ve toplumun çok yüksek düzeyde birbirine entegre edilmesi, “Süper Akıllı Toplum”. 2017 yılında yine Almanya’nın Hannover kentindeki fuarda Japon Başbakanı Shinzo Abe Toplum 5.0’ı dünyaya duyurdu ve “Teknoloji, toplumlar tarafından bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanmalı” görüşünü benimseyerek 5.0 atılımları yaptıklarından bahsetti.
5. Endüstri – Toplum Devrimi Nedir?
İnsan ve Makine arasındaki etkileşim ve işbirliği.
Şu an bile bazı otomasyonların, üretim hatlarının arka planında robotlar, makine zekası ve yapay zekalar var. Yatırım Bankacılığı sistemleri 10 yıldan fazla bir süredir hisse fiyatını ve satış/satın alma kararlarını nano saniyeler içinde herhangi bir insan etkileşiminden bağımsız olarak tanımlamak için yapay zeka kullanıyor.
Dünyanın, Toplum 5.0’a olan yolculuğunda Google I/O 2018’de Google CEO’su Sundar Pichai’nin tanıttığı bir ses asistanının randevu almak için yaptığı arama sırasında karşı tarafın bir robotla konuşması ve bunu fark dahi etmemesi İnsan-Robot etkileşimlerine güzel bir örnek.
Teknolojideki son gelişmelerden birisi olan sürücüsüz araçlar da, gelecekte bu duruma örnek olacak. Şu an bu sürücüsüz araçlar, sürücülü olan araçlarla olan etkileşimlerini sensörler ile sağlıyor. Ancak gelecekte sokaklarda sadece sürücüsüz araçlar olduğu zaman, sensörler yerine yoldaki diğer araçlar ile iletişime geçerek, trafik lambaları, yaya geçitleriyle iletişime geçerek etkileşim sağlayacaklar. Bu da yapay zeka ve makine öğreniminin topluma bir başka entegre örneği olarak karşımıza çıkacak.
Peki nesnelerdeki bunca dijitalleşme, insan robot etkileşimleri ve bilim kurgu filmlerinin yavaş yavaş hayal ürünü değil de insan hayatında gözle görülür hale gelmesi konusunda siz ne düşünüyorsunuz?
Bu faydalı bilgiler için teşekkür ederiz oğlum ve ben sıkı takipçinizim bir sonraki makalenizi heyecanla bekliyoruz teşekkürler