Elektrikli araçlar, genellikle çevreye duyarlı teknoloji (green tech) olarak lanse edilmektedir. Bunun nedeni ise elektrikli araçların karbon emisyonuna neden olmadığı görüşüdür. Ancak, bu görüş tam anlamıyla doğru değildir. Elektrikli araçlar, dolaylı olarak karbon emisyonuna neden olmaktadır. Bu yazımızda, elektrikli araçlar ile karbon emisyonu arasındaki ilişkiyi inceledik.
İçindekiler
Direkt Karbon Emisyonu
Direkt karbon emisyonu, aracın kullanımı sırasında meydana gelen karbon emisyonudur. Elektrikli araç tanıtımlarında, elektrikli araçların karbondioksit salınımında bulunmadığı, dolayısıyla karbon emisyonuna neden olmadığı sıklıkla vurgulanmaktadır. Ancak, burada kastedilen direkt karbon emisyonudur.
Bununla birlikte, halihazırda kullanılan içten yanmalı motora sahip araçlar, direkt karbon emisyonuna neden olmaktadır. İçten yanmalı motora sahip bir araç, her yıl yaklaşık 5.5 ton karbondioksit salınımına neden olmaktadır. İçten yanmalı motor ve elektrik motorunun birlikte kullanıldığı hibrit araçlarda ise bu miktar yaklaşık 2.5 tondur. Öte yandan, özgün dizaynları sayesinde elektrikli araçlar, direkt karbon emisyonuna neden olmamaktadır.
Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi içten yanmalı motora sahip bir araç, kullanım süresi boyunca 37 ton karbondioksit salınımına neden olmaktadır. Elektrikli araçlarda ise bu değer sıfırdır.
Dolaylı (Endirekt) Karbon Emisyonu
Dolaylı veya endirekt karbon emisyonu, aracın ve araç yakıtının üretimi sırasında meydana gelen karbon emisyonudur. Elektrikli araçlar direkt karbon emisyonuna neden olmamaktadır. Ancak, elektrikli araçların neden olduğu dolaylı karbon emisyonu, geleneksel araçlara oranla çok daha fazladır. Dolaylı karbon emisyonunun birçok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerden bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Elektrikli Araç Üretimi
Üretim, neredeyse bütün endüstriler için en büyük karbon emisyonu kaynağıdır. Endüstriyel ürünlerin üretimi, doğal yaşamın tahribine ve çevre kirliliğine yol açmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarla birlikte bu konuda ilerleme sağlanmıştır. Ancak, halihazırda üretim yapan elektrikli araç tesisleri, geleneksel araç üreten tesislerle benzerlik göstermektedir. Geleneksel bir aracın üretiminde 7 ile 10 ton arası karbondioksit ortaya çıkmaktadır. Elektrikli araçların üretimi sırasında ortaya çıkan karbondioksit miktarı da bu iki değer arasındadır.
Bataryalar
Üretim şekilleri benzer olsa da elektrikli araçları geleneksel araçlardan ayıran en büyük özellik bataryalardır. Halihazırda üretilen elektrikli araçların çoğunda lityum – iyon batarya kullanılmaktadır. Lityum – iyon bataryanın üretimi de karbon emisyonuna neden olmaktadır. Öte yandan, lityum – iyon batarya reaktif bir malzemedir ve çevre kirliliğine yol açmaktadır. Elektrikli araç üretiminde kullanılan malzemelerin tedariği için temiz veya çevre dostu bir yöntem bulunmamaktadır.
Elektrikli araçları çevreye duyarlı teknoloji sınıfına koyan malzeme, aynı zamanda çevreyi en çok kirleten malzemedir. Bataryalar üzerine yapılan araştırmalarda, 1 kilowatt / saat değerindeki bir bataryanın üretimi sırasında, yaklaşık 150 kilogram karbondioksitin ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi ortalama bir elektrikli araç göz önüne alındığında, bataryaların neden olduğu karbon emisyonu miktarı yaklaşık 9 tondur.
Bununla birlikte, diğer batarya türlerinde olduğu gibi lityum – iyon bataryanın da belirli bir kullanım süresi bulunmaktadır. Kullanım süresi dolan lityum – iyon bataryaların değiştirilmesi ve eski bataryaların geri dönüşüme gönderilmesi gerekmektedir. Lityum – iyon bataryaların geri dönüşümü de çevre kirliliğine yol açmaktadır.
Elektrik Enerjisi Üretimi
Elektrikli araçların yakıtı olan elektrik enerjisinin üretilmesi karbon emisyonuna neden olmaktadır. Elektrikli araçlardan kaynaklanan dolaylı karbon emisyonunun azaltılması için elektrikli araç şarj istasyonlarının; rüzgar, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından güç alması gerekmektedir. Ancak, halihazırda kullanılan elektrikli araç şarj sistemlerinde, çoğunlukla fosil kaynaklardan üretilen elektrik enerjisi kullanılmaktadır.
Yukarıdaki şekilde, elektrikli araç ile geleneksel aracın yakıt bakımından karşılaştırılması bulunmaktadır. Elektrikli araç için elektrik enerjisi üretiminde standart yöntemler (fosil yakıtlar + yenilenebilir kaynaklar) kullanılması durumunda 23 ton karbondioksit ortaya çıkmaktadır. Elektrik enerjisi üretimi için tamamen yenilenebilir kaynakların kullanılması durumunda ise bu miktar 2 tona düşmektedir. Geleneksel araçların kullandığı yakıtların (benzin, dizel, lpg) üretiminde ise ortalama 6 ton karbondioksit ortaya çıkmaktadır.
Elektrikli Araçların Geliştirilmesi
Sonuç olarak, elektrikli araçların insanlığın karbon emisyonu sorununu çözmesi pek mümkün gözükmemektedir. Bu durum, aracın yapısıyla değil, üretim ve güç sistemleri ile ilgilidir. Elektrikli araçların direkt karbon emisyonuna neden olmaması, kalabalık şehirlerde hava kirliliğinin azaltılmasına katkı sağlayabilir. Ancak, elektrikli araçların sıfır emisyon olarak lanse edilmesi gerçeği yansıtmamaktadır. Elektrikli araçların gerçekten sıfır emisyon olarak tanımlanabilmesi için kullanılan elektrik enerjisinin tamamen yenilenebilir kaynaklardan üretilmesi ve araç üretimi sırasında karbon emisyonuna neden olunmaması gerekmektedir.
Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, dolaylı karbon emisyonu göz önüne alındığı takdirde bile, elektrikli araçlar geleneksel araçlara oranla daha az karbon emisyonuna neden olmaktadır. Bununla birlikte, birçok ülke yenilenebilir enerji kullanım miktarını artırmaktadır. Yakın gelecekte, elektrikli araç şarj istasyonlarında yenilenebilir enerjinin kullanılması, elektrikli araçların neden olduğu dolaylı karbon emisyonunun azalmasını sağlayabilir. En kötü koşullarda bile, bir elektrikli aracın neden olduğu karbon emisyonu, geleneksel bir araca oranla yaklaşık yüzde 30 daha azdır.