Birçok bilim kurgu filminde karakterlerin kendilerini daha iyi bir gelecekte uyanmak üzere dondurduğunu görmüşsünüzdür. İşte bu işlem cryonics olarak adlandırılıyor. Türkçe’de soğuk, soğuk ile ilgili olan, karşılığını bulan cryonics; insan vücudunu bir gün canlandırmak amacıyla inanılmaz düşük sıcaklıklarda depolamak için kullanılan bir tekniktir. Ana fikir ise şu şekilde: Eğer birisi tedavisi olmayan bir hastalıktan dolayı ölürse, bu kişi dondurulabilir ve gelecekte tıpta bu hastalığın tedavisi bulunduğunda yeniden hayata döndürülebilir.
Soğuk şokun, insan metabolizmasını ve beyin fonksiyonlarını nerdeyse oksijene ihtiyaç duymayacak bir noktaya kadar yavaşlatması fiziksel bozulmaların da durmasının önüne geçiyor.
Hala hayatta olan birine, kendi istese bile cryonics tekniği uygulamak şu anda yasa dışı sayılıyor. Bu tekniğin birisine uygulanması için öncelikle yasal olarak ölü ilan edilmesi gerekiyor. Bilim adamları aslında ‘’yasal olarak ölü olmak’’ ve gerçekten ölü olmak arasında fark olduğunu belirtiyor. Cryonics için yasal ölüm; kalbin atmayı bıraktığı an olarak tanımlanırken, tam ölüm ise beyin fonksiyonlarının durduğu an olarak tanımlanıyor. Yani yasal ölüm gerçekleştiği an yapılan cryonics, teoride insanı gelecekte hayata döndürebilir. Fakat dediğimiz gibi sadece teoride.
Cryonics tekniği ile araştırmacılar bir tavşanın böbreğini uzun süre dondurup sonrasında çözüp tekrar çalıştırmayı başardılar. Fakat insanlar bundan çok daha karmaşık bir sisteme sahip. Donmuş bir insan bedenini tekrar canlandırmak için çok büyük çalışmalar gerekiyor ve bu oldukça zor görünüyor. Bu yüzden bu işlem sayesinde şu an her ne kadar dondurulmuş bir sürü kişi olsa da, onları tekrar canlandırmanın kesin doğru bir yolu bulunmuyor.
İçindekiler
Her Şey Nasıl Başladı?
Cryonics fikri, 1962’de ölümsüzlüğe takıntılı bir bilim kurgu yazarı olan Robert Ettinger’in insanların kendini dondurup, ilerleyen senelerde tıp geliştiğinde canlanabilmesini öne sürdüğünde ortaya çıktı. İlk dondurulan vücut ise 1967 senesinde kanserden ölen James Bedford’unki oldu. 1976 senesi geldiğinde Ettinger de kendi Cryonics şirketini kurdu. O senelerde Amerika Birleşik Devletleri’nde 6-7 adet cryonics şirketi bulunuyordu. 2011 yılında 92 yaşında vefat eden Ettinger tabi ki de donduruldu ve canlanacağı günü bekliyor.
Cryonics Tekniği Nasıl Uygulanır?
Dünya’nın dört bir yanında bu tekniği uygulayan birçok kuruluş bulunuyor. Tüm bir vücudun dondurulup korunması yaklaşık 150.000 doları bulmakta. Süreç ise şu şekilde işliyor. Öncelikle kişi, seçtiği bir tesiste kaydını oluşturmalı. Vefat ettiği ve yasal olarak öldüğü gün geldiğinde kuruluştan bir acil durum ekibi kayıtlı kişiyi almaya geliyor. Vücudu tesise nakil edinceye kadar stabilize etme, buz doldurma ve oksijen verme işlemlerini yapıyorlar.
Tesise varıldığında, kişinin hücrelerindeki su uzaklaştırılıyor ve onun yerine özel kimyasal karışım enjekte ediliyor. Enjekte edilen bu karışım hücrelerin fazla donarak parçalanmasını engellemekte. Vücut, hazır olduğunda ise yaklaşık -130 dereceye ulaşıncaya kadar kuru buz yatağında bekletiliyor. Buradan da -196 derecede sıvı nitrojenle doldurulmuş metal tankta, kişi tekrar canlanana kadar beklediği uykusuna başlıyor.
Cryonics Hakkında Ne Düşünülüyor?
Bazı araştırmacılar ve bilim adamları cryonics teknolojisinin bir aldatmaca olduğunu ve işe yaramayacağını düşünmekte. Hatta 2015 senesinde MIT’in bir teknoloji inceleme makalesinde bu teknoloji için şöyle bir tanım kullanılıyor: ”Cryonics endüstrisinin sunduğu şey, donmuş ölü dokuyla gerçekleşmesi kesinlikle imkansız ve sefil bir şekilde yanlış olan bir umuttan ibarettir.”
Bir diğer kesim ise bu tekniği, biyolojik yaşam ile ölüm arasındaki sınırları kaldırmak, bilincin doğasını anlamak ve yaralanmış hastaları kurtarmak için önemli bir yol olarak görüyor.
Dünya çapında şu anda dondurulmuş yaklaşık 3000 kadar ölü insan bulunurken, araştırmacılar cryonics teknolojisinin 2040 yılında büyük bir canlanma yaşayacağını düşünüyor.