Back 4 Blood: Zombilerle Mücadele

2021 yılının beklenen oyunlarından birisi daha piyasaya giriş yaptı. Back 4 Blood geliştiricileri, geçtiğimiz aylarda oyunun Beta sürümü yayınladı. Fakat tarihler 12 Ekim 2021’i gösterdiğinde artık isteyen herkes oyuna erişim sağlayabildi. Yaklaşık 2 haftalık süre içerisinde oyunu sizler için denedik. Bu süreç içerisinde oyuna dair olumlu ve olumsuz olarak not ettiğimiz her şeyi bu içeriğimizde sizlerle paylaşacağız.

Bu yıl içerisinde beklediğim iki zombi temalı oyun vardı. Bunlardan ilki Days Gone’dı. Haziran ayında sizlere Days Gone için bir inceleme yazmıştım. Eğer ki henüz okumadıysanız buradan ulaşabilirsiniz. Ama kısaca değinecek olursam hikayesi ile etkileyici bir zombi oyunu diyebilirim.

Açıkçası ben Days Gone’ı çok beğendim. Beklediğim bir diğer zombi temalı oyun da Back 4 Blood oldu. Çünkü Left 4 Dead tadında olacağını biliyordum. Zaten oyun için Left 4 Dead’in devamı gibi diyebiliriz. Hatta işi biraz daha ileriye götürüp Left 4 Dead 3 olduğunu bile iddia edebilirim. Fakat bunu kötü bir şeymiş gibi düşünmeyin. Çünkü bazı değişiklikler oldukça dikkat çekiyor. Fakat bunlara birazdan değineceğiz.

Left 4 Dead’in ilk oyunu 2008 yılında piyasaya sürüldü ve oyuncular tarafından çok beğenildi. O zamanlarda bu beğeniler Valve’ın dikkatini çekti ve oyunu bir seri haline sokmaya karar verdi. Bunun sonucunda da bizlere Left 4 Dead 2’yi bir yıl sonrasında sundu. Ve işte 2009 yılından beri beklenen Left 4 Dead 3 bir türlü gelmedi. Klasik Valve işte, seri oyun yapıyor fakat üçüncü oyunu asla piyasaya sürmüyor (bkz. Half-Life, Portal).

Her neyse, biz üçüncü oyunu beklerken Turtle Rock Studios tarafından geliştirilen ve Warner Bros tarafından yayınlanan Back 4 Blood oyunu piyasaya sürüldü. Turtle Rock Studios adı sizi şaşırtmasın, çünkü oyunu aslında aynı ekip yaptı demek yanlış olmaz. İşte tam da bu nedenle aslında bu oyun Left 4 Dead serisinin devamı niteliğinde diyebiliriz.

back 4 blood oyunici

Etkileyici Grafikler ve Müzikler

Bana kalırsa oyun, grafikler ve müzikler açısından çok keyifli. Zombi temalı oyunlardan alışık olduğumuz o sisli ve karanlık hava burada da mevcut. Fakat insan sorgulamıyor değil, kardeşim, zombiler dünyamızı istila edince hiç mi güneş açmayacak? Hiç mi güzel mevsimler, günler yaşamayacağız? Sanki hep karanlık olacakmış gibi yansıtıyorsunuz! Her neyse, yine de oyun içerisindeki atmosfer oldukça güzel. Oynarken keyif veriyor.

Grafikleri için şunu söylemeliyim ki bence bu oyun için yeterli olmuş. Çok üst düzey grafikler beklemeyin. Fakat çok da kötü değil. Hatta grafikler konusunda birkaç şey çok hoşuma gitti, onlara da değinmeden geçemem.

Birincisi bir zombi vurduğunuz zaman zombilerden kopan parçalar geçiştirmek için tasarlanmamış. Gayet güzel gözüküyor. Bir diğer nokta ise zombilerle çatışırken hem silahınız hem de üstünüz başınız kan oluyor. Bu da başarılı bir detay. Çünkü birçok oyunda canla başla mücadele ediyorsunuz fakat bir bakmışsınız sanki düğüne gidiyormuş havasında jilet gibi kıyafetlerinizle ortalıkta dolanıyorsunuz. İşte bu nedenle kan detayları çok güzel olmuş. Hatta bazen o kadar çok kana bulanıyorsunuz ki takım arkadaşlarınız sizi zombi sanıp size ateş edebiliyor.

Müzikleri de ben çok beğendim. Tam ortama uygun müzikler mevcut. Ses efektleri de son derece güzel. Sağda solda kahkaha atan ve ortalıkta dolaşan zombi sesleri sizi atmosferin içine sokuyor.

Oynanış Left 4 Dead Gibi, Ama Değil

Hatırlarsanız Left 4 Dead serisinde oyun zombi temalı olmasına rağmen kendine has bir mizahi yapıya da sahipti. Back 4 Blood oyunu da yine karanlık ve sisli atmosferlere sahip olmasına rağmen yine içerisinde o mizahi yapıyı bulunduruyor. Yani yine korkmaktan çok eğlendiğiniz bir oyun söz konusu.

Eski oyunlardan alışık olduğumuz sığınaktan sığınağa koşturma görevleri burada da var. Bir yandan bize verilen görevleri yapmaya çalışıyoruz bir yandan yere düşen arkadaşlarımızı kaldırmaya çalışıyoruz. Öte yandan zombilerle savaşıyoruz ve kendimizi kurtarabileceğimiz sığınağa doğru arkamıza bile bakmadan koşuyoruz.

Zombilerle savaşırken oyun kendi içerisinde size ufak ipuçları veriyor. Zombilerin vücutlarındaki zayıf bölgeleri parlayan bir grafikle işaretlemişler. O noktalara ateş ettiğiniz ya da vurduğunuz zaman işiniz biraz daha kolaylaşıyor. Ama o kadar da kolay değil. Çünkü etrafınızda birçok zombi size saldırıyor ve o anda nereye denk gelirse oraya ateş ediyorsunuz.

Zaten eskisi kadar kolay bir oynanışa sahip değil. Left 4 Dead ile belki de en keskin ayrıldığı nokta burası diyebilirim. Hatırlarsanız Left 4 Dead oynanış açısından kolay bir oyundu. Zor modda bile çok da zorlanmadan oynayabiliyordunuz. Fakat bu sefer işin rengi değişmiş.

Oyunda üç farklı zorluk modu var. Bunlar acemi (kolay), amansız (orta) ve kabus (zor) seçenekleri. Zora gerek yok orta işimizi görür mantığı ile başladığım oyunda aslında oldukça zorlandım. Ben eskisi kadar kolay olur, sonrasında zora çekerim diye düşünürken kafamdaki düşünceler bir anda değişti ve “Acaba kolaya mı alsam?” diye düşünmeye başladım. Tabii bu sizde de böyle olacak diye bir durum söz konusu değil.

En Büyük Değişiklik: Kart Sistemi

Oyunun Left 4 Dead’e göre bir büyük farkı daha var. Artık kart sistemi bulunuyor. Oyun içerisinde hikayede ilerlerken sizden bazı görevleri tamamlamanız isteniyor. “10 tane headshot”, “2 boss öldür” gibi farklı farklı görevler söz konusu.

Siz bu görevleri yaptıkça oyunda para kazanıyorsunuz. Kazandığınız bu puanlarla da oyun içerisinde bulunan markete gidip bazı kartlar seçiyorsunuz. Bu kartlar sayesinde bazı özelliklerinizi geliştirebiliyorsunuz.

Örneğin %20 silah doldurma hızı, %25 cephane kapasitesi arttırma, %25 iyileşme etkisi, +15 can gibi farklı özellikler mevcut. Fakat siz bu kartları aldığınız zaman oyun size direkt olarak vermiyor. Seçtiğiniz kartları oyun size görev tamamladıkça rastgele bir şekilde veriyor. Hatta bazı ekstra görevlere vererek seçtiğiniz kartlara ek olarak yeni kartlar da sunuyor.

Ben bu kart sistemini Assassin’s Creed serisinde bulunan gravür sistemine benzettim. Silahlarınızı ya da kıyafetlerinizi yükseltmek için seçtiğiniz gravürler gibi yani. Fakat buradaki fark yukarıda da bahsettiğim gibi kartları her ne kadar siz seçmiş olsanız da oyun size rastgele olarak veriyor.

Öl, Başa Dön, Tekrar Başla!

Oyunun zor olmasının sebeplerinden birisi de oyun aslında sürekli sizi mağlup etme gibi bir sistem üzerine kurulu olması. Yani oyun sizden sürekli olarak ölmenizi ve başa dönmenizi istiyor. Ama bunu yaparken de ufak geliştirici şakaları yapmaktan uzak durmamışlar. Nasıl mı?

Back 4 Blood oyununda eğer ölürseniz başa dönüyorsunuz fakat her şey bıraktığınız gibi olmuyor. Örneğin zombilere karşı amansız bir mücadele verirken bir şekilde yenik düştünüz ve oyun sizi en başa tekrar döndürdü.

Yükleme ekranı esnasında “Oraya şu kapıdan girmek yerine öbür kapıdan girersem daha kolay hallederim.” diye düşündünüz ve taktiğinizi oluşturdunuz. Tam o noktaya geldiğinizde bir de baktınız ki az önce hayatınızın sonlandığı yerde o kapı yok! Evet, oyun ekibi bu tarz sürprizler hazırlamış.

Hani bir laf vardır ya “Siz plan yaparsınız, Tanrı uzaktan size güler.” diye. Tıpkı onun gibi. Oyun içerisinde siz plan yaptığınızda Turtle Rock Studios ekibi uzaktan bakıp gülüyor. Çünkü oyun içerisinde grafikler ve harita konusunda değişiklikler yapıyorlar. Hatta o bölümde var olan boss sayısı bir iken iki bile olabiliyor. Bu tarz sürprizlerin eklenmiş olması bence harika olmuş.

Oyunda bölüm içerisinde ilerlerken checkpoint noktalarına ulaşmanız çok önemli. Çünkü az önce bahsettiğim durumun daha kötü bir hal almaması için bu checkpoint noktalarına ulaşmanız gerekiyor. Ulaşamazsanız en başa geri dönüyorsunuz.

back 4 blood sistem gereksinimleri

Diğer Detaylar

Oyun içerisinde toplamda 8 karakter mevcut. Bunlardan 4 tanesi açık 4 tanesi ise kilitli. Bu kilitli olan karakterleri açmak için oyunda ilerlemeniz gerekiyor. Hikayede ilerledikçe yeni karakterleri açabilirsiniz.

Bir diğer konu ise sağlık barı konusu. Biliyorsunuz oyunlarda karakterimiz iki yara bandı takarak sağlık barını doldurabiliyor. Fakat Back 4 Blood oyununda bu durum söz konusu değil. Çünkü oyunda aldığınız bazı yaralar kalıcı oluyor. Ne kadar sağlık ekipmanları kullansanız da can barınız “full” olmuyor. Aslında bu da güzel olmuş ama dedim ya bunlar hep oyunu daha da zor hale getiriyor.

Sahne aralarında sinematik geçişler bulunuyor. Karakterlerin kendi aralarında diyalogları oldukça güzel. Burada İngilizce bilmeyenler üzülmesin, oyun kendi içerisinde Türkçe altyazı desteğine sahip. Bu sayede oyun içerisinde dolaşan diyalogların tamamına hakim olabilirsiniz. Tabii silah geliştirmeleri, karakter özelliklerini yükseltmek gibi konularda da işiniz daha kolay oluyor.

Back 4 Blood Fiyatı

Neredeyse tüm elektronik ve dijital ürünlerde olduğu gibi oyun fiyatları da artık el yakmıyor adeta yürekleri yaralıyor. İyi oyun oynamak istiyorsanız standart sürümler için bile en az 250 TL para ödemeniz gerekiyor. Üst paketleri saymıyoruz bile. NBA 2K22’de olduğu gibi 800 TL’nin üstünde fiyatları da görebiliyoruz.

Maalesef ki Back 4 Blood oyunu da çok ucuz değil. PC versiyonu için Steam’de 249 TL’lik bir fiyat etiketine sahip. Tabii bu Standart Edition için. Deluxe versiyonu 375 TL, Ultimate versiyonu ise 399 TL’den satılıyor. PlayStation kısmında ise Standard Edition 599 TL gibi bir fiyat karşımıza çıkıyor. Deluxe Edition için 859 TL, Ultimate Edition için 999 TL ödemeniz gerekiyor.

Neyse ki PC kullanıcıları için Xbox Game Pass hizmeti var. Oyun çıktığı günden beri Xbox Game Pass’te yer alıyor. Bu sayede çok çok cüzi bir miktar ödeyerek oyuna erişim sağlayabilirsiniz. Eğer siz PC’de arkadaşınız da PlayStation’da bu oyuna sahipse üzülmeyin. Cross Play teknolojisi sayesinde farklı cihazlardan bağlanan oyuncular birlikte oynayabiliyor. Fakat bu noktada biraz sıkıntılar mevcut. Maalesef ki bağlantı problemleri yaşanabiliyor. Fakat ilerleyen günlerde bu sorun mutlaka çözülecektir.

Back 4 Blood Sistem Gereksinimleri

Back 4 Blood Minimum Sistem GereksinimleriBack 4 Blood Önerilen Sistem Gereksinimleri
İşletim Sistemi: 64-bit Windows 10İşletim Sistemi: 64-bit Windows 10
İşlemci: Intel Core i5-6600 (3.3 GHz) ya da AMD Ryzen 5 2600 (3.4 GHz)İşlemci: Intel Core i5-8400 (2.8 GHz) ya da AMD Ryzen 7 1800X (3.6 GHz)
Bellek: 8 GB RAMBellek: 12 GB RAM
Ekran Kartı: NVIDIA GeForce GTX 1050 Ti ya da AMD Radeon RX 570Ekran Kartı: NVIDIA GeForce GTX 970 ya da AMD Radeon RX 590
DirectX: Sürüm 12DirectX: Sürüm 12
Depolama: 40 GB kullanılabilir alanDepolama: 40 GB kullanılabilir alan
İlave Notlar: 1080p / 60fps / Düşük Ayarlarİlave Notlar: 1080p / 60fps / Yüksek Ayarlar
back 4 blood fiyat

Artıları ve Eksileri

Artı yönlerine bakacak olursak oyun zombi temalı oyunları sevenler için çok güzel bir alternatif. Özellikle Left 4 Dead zamanlarınızı özlediyseniz hiç kaçırmayın. Zaten oyunun grafikleri ve müzikleri gayet güzel. Öl, başa dön ama her şeyin yeri değişsin mantığı da güzel olmuş. Oyuna ayrı bir hava katmış. Ayrıca kart sistemi de gayet güzel. Özellikle bu iki değişiklik Back 4 Blood oyununu Left 4 Dead serisinden biraz ayırmış diyebilirim. Ayrıca oyun oldukça akıcı ilerliyor.

Eksi yanlarına gelecek olursak ilk olarak fiyatı diyebilirim. Evet, yurt dışı için çok normal fiyatlar olabilir fakat maalesef ki ülkemiz için çok pahalı. Eğer ki Xbox Game Pass hesabınız yoksa indirimleri bekleyebilirsiniz. Bir diğer eksi noktası ise Cross Play konusunda en azından şimdilik oyunculara sıkıntı çıkarıyor olması. Fakat bunun da bir güncelleme ile ortadan kalkacağına inanıyorum.

Benim tavsiyem eğer ki Xbox Game Pass hesabınız varsa oyunu sakın kaçırmayın. Böylesine güzel bir oyunu mutlaka oynamanızı tavsiye ederim.

Teknoloji'den geri kalmamak için e-posta listemize abone olun!

Bundan 11 yıl önce Beden Eğitimi bölümünden mezun olan Uğur "Benim burada ne işim var?" diyerek kendini teknolojiye ve oyun dünyasına adamıştır. Daha önceden farklı sitelerde ve dergilerde bildiklerini okuyuculara aktaran Uğur sıra teknoloji.org sitesinde diyor!