Aziz Sancar: Nobel Ödüllü Türk Bilim İnsanı

Aziz Sancar, bilim dünyasına sunduğu katkılar neticesinde adını tüm dünyaya duyuran Türk bilim insanıdır.

Akademi dışında, Aziz Sancar adının Türkiye’de yankı uyandırması onun Nobel Ödülü’ne layık görüldüğü 2015 yılına tekabül ediyor. Tarihler 10 Aralık 2015’i gösterdiğinde, Türkiye için gurur verici günlerden biriydi. Çünkü Türk topraklarında yetişen bilim insanı dünyanın en prestijli ödüllerinden, Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü.

Ertesi gün, Aziz Sancar adı dünya ve Türkiye gündemine oturdu. Türk basını manşet manşet Türk bilim insanının Nobel Ödülü aldığı haberlerine yer verdi. Ödül alana kadar belki de varlığından bile haberdar olmadığımız bu adamın kim olduğu sorusu uzun süre merak konusu oldu.

Gelin, hep beraber başarılarının en son Nobel Ödülü’yle taçlandırıldığı bu adamın Savur’dan Nobel’e uzanan yaşamına yakından bakalım.

Sancar’ın Bilim İnsanı Olma Yolunda İlk Adımları

Sancar, 1946 yılında Mardin’in Savur ilçesinde, çiftçi bir ailenin sekiz çocuğundan yedincisi olarak yaşama gözlerini açıyor. Eğitimin çocukları için şart olduğu bilincine sahip olan ailenin, çocuklarını her daim eğitime teşvik ettiği biliniyor. Zaten Aziz Sancar başlı başına bunun bir kanıtı.

Liseye kadar eğitimini Mardin’de sürdüren Sancar’ın gençlik yıllarında futbolla haşir neşir olduğu söylentiler arasında. Ancak görünen o ki, onun yüksek öğrenim sevdası futbola olan ilgisine baskın geliyor. 1963 yılında Sancar, çocukluk ve gençliğini geçirdiği Mardin’e veda ediyor. Daha sonrasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kayıt oluyor.

Sancar’ın Tıp Fakültesi’ne gitmesinde arkadaşlarının payının büyük olduğu söylemek mümkün. Çünkü Fulbright’a verdiği bir röportajda Sancar, tıptan ziyade kimyaya ilgi duyduğunu belirtiyor. Ancak tercih yaptığı sırada, arkadaşlarının ricası üzerine tercihlerine tıbbı da ekliyor.

Tercihler açıklanıyor. Sancar hem tıp hem de kimya bölümünü kazandığını öğreniyor. Ancak tercihini tıp alanından yana kullanıyor. Bu tercihinin arkasında yatan neden, liseyi beraber okuduğu beş Mardinli arkadaşıyla tekrar beraber okumak.

1969 yılında Sancar, Tıp Fakültesi’nden dereceyle mezun oluyor. Sancar, 2. sınıfta aldığı derste DNA ve DNA’nın çift sarmal yapısını öğreniyor. Bu yüzden mezun olduktan sonra, hedefi hekim değil de biyokimyacı olmak.

Ancak biyokimya dersi aldığı hocasının öğüdü üzerine, Savur’a dönerek 2 yıl hekimlik yapıyor. Aziz Sancar, verdiği bir demeçte bu tecrübeden mutluluk duyduğunu dile getiriyor. Sancar açısından, Savur’da geçirdiği 2 yıl, onun hayatının en mutlu günleri.

Aziz Sancar’ın Yükseköğrenim Macerası

İki yıl süren hekimlik yaşamının ardından Sancar, NATO bursu kazanıyor. Onun ilk yurtdışı deneyimi bu burs sayesinde geçekleşiyor. Yükseköğrenim için Amerika’ya giden Sancar ilk olarak John Hopkins Üniversitesi’ne gidiyor. Ardından da Dallas Teksas Üniversitesi’ne kaydoluyor.

Lisede Fransızca dil eğitimi aldığı için, onun Amerika’ya gittiği ilk yıllarda iletişim konusunda birtakım sıkıntılar yaşadığı biliniyor. Ancak Sancar bu açığı hızlıca kapatıyor. Dallas serüveninde Caude Rupert’ın moleküler biyoloji programını içeren laboratuvarda çalışmalar yürütüyor.

Sancar, burada bir buluşa imza atıyor. Danışman hocasının yardımıyla ultraviyole ışık tarafından zarar gören DNA’nın belli başlı molekül ve enzimler yoluyla nasıl tamir edildiğini buluyor.

Sancar, 1977 yılında bu buluşuyla bilim dünyasına adını yazdırmayı başarıyor. Aynı zamanda bu başarısı nedeniyle, yüksek lisans ve doktora programını hızlıca tamamlıyor. Böylece Yale Üniversitesi’ndeki kariyer hayatı da başlamış oluyor.

Burada;

  • DNA onarımı,
  • hücre dizilimi,
  • kanser tedavisi,
  • biyolojik saat konuları üzerine çalışmalar yürütüyor.

O ve ekibi, Sirkadiyen Saat adı verilen, biyolojik saati düzenleyen genleri keşfediyor. Bu buluşu ve başarısının ardından Sancar, ABD Uluslararası Akademisi’ne seçiliyor. O, Akademiye seçilen ilk Türk olarak tarihe adını yazdırıyor.

Aziz Sancar kimdir

2015 Nobel Kimya Ödülü’nün Sahibi Aziz Sancar

Hücrelerin hasarlı DNA’yı nasıl koruyup tamir ettiklerini haritalayan 3 bilim insanı, Alfred Nobel’in ölüm yıl dönümüne denk gelen 10 Aralık 2015’te Nobel Kimya Ödülü’nü almaya hak kazanıyor. Bu isimler arasında başta Aziz Sancar olmak üzere, Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Thomas Linsahi yer alıyor.

Sancar, sahneye İsveç Akademi Daimi Sekreteri tarafından şu sözlerle davet ediliyor:

“Sayın Sancar, İsveç Akademisi adına sizi kutluyorum ve Majesteleri Kralın elinden Nobel Edebiyat Ödülü’nü almanızı rica ediyorum.”

Sahneye çıkan Sancar’a ödül İsveç Kralı XVI. Carl Gustav tarafından takdim ediliyor. Yazarken bile tüyleri ürperten bu anın ardından Sancar, ödülü Anıtkabir’e armağan ettiğini şu sözlerle ifade ediyor:

“Beni ödüle götüren, Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden Anıtkabir Müzesi’dir.”

Yaptığı konuşmayla Türkiye’ye büyük bir gurur yaşatan Sancar, sözünü tutuyor. Bugün, aldığı ödül Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde sergileniyor. O, aldığı ödülün yanında 850 bin dolar avronun da sahibi oluyor.

Anlaşıldığı üzere, Aziz Sancar’ın yaşamı baştan aşağı adeta bir başarı öyküsü. Onun başarı öyküsü ise tüm gençlere ilham olacak cinsten. Hem de adını şimdiden başarılı Türk bilim insanları arasına yazdırmaya yetiyor.

Yazıya son verirken, Aziz Sancar’ın ABD’de okuyan veya okumak isteyen öğrencilere destek olmak amacıyla kurduğu iki oluşumdan söz etmeden olmaz. Bunlardan ilki, kendisi ve eşinin ismini taşıyan Aziz&Gwen Vakfı.

Sancar bu vakfı hem Türk kültürünü tanıtmak hem de Türk öğrencilere maddi destek sağlamak amacıyla 2007 yılında kuruyor. Bu oluşumlardan ikincisi ise Carolina Türk Evi. Bu oluşum ise Sancar tarafından ABD’ye gelen öğrencilere misafirhane işleviyle açılıyor.

Görünen o ki, Sancar Türk milletine yalnızca bilim dünyasına yaptığı katkı ve bunun karşılığında aldığı ödüllerle değil, aynı zamanda Türk öğrenciler için açmış olduğu vakıflarla da teşekkürlerini sunuyor.

Aziz Sancar, bugün Kuzey Karolina Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde mesleğini icra ediyor. O çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Hatta Sancar onuruna üniversite tarafından özel bir doktora programı başlatılıyor. Bu program, Türk gençlerine de burstan faydalanma ve üniversitede okuma fırsatı sunuyor.

Teknoloji'den geri kalmamak için e-posta listemize abone olun!

Bilim ve teknolojinin insan yaşamına etkileri konusunda oldukça meraklı. Özellikle, bilim ve teknoloji dünyasına katkıda bulunmuş isimler üzerine yazılar kaleme almayı seviyor. Bu alanlarda araştırmalar yapmak, okumak ve yazmak vazgeçilmezlerinden. Ayrıca felsefe, psikoloji, sosyoloji ve sinema ilgi duyduğu alanlar arasında. Bu alanlar üzerine çeşitli platformlarda ve basılı bir dergide içerikler üretiyor.