Audi’nin araç dinamikleri işlemcisi, kontrol ünitesine farklı bir bakış açısı getiriyor. Günümüzde teknolojik gelişmelerle beraber markalar rekabeti farklı boyutlara taşıyorlar. Kendi kendine park eden ve seyir eden arabalar, elektronik akslar, elektronik el frenleri gibi yeni teknolojilerle donatılmış arabalar piyasaya sürülüyor. Böylece başlangıçta bütün parçaları sadece mekanik olan basit bir mühendislik ürünü olan arabaların gün geçtikçe teknolojik yönleri de ağır basmaya başlıyor. Bu teknolojik gelişmelerden bir tanesi de Audi’nin araç dinamikleri işlemcisi.
Önceki yazılarda da bahsettiğimiz gibi her araçta elektronik kontrol ünitesi (ECU) parçası bulunur. Bu parça motora giden yakıt miktarı, gaz tepkisi gibi çeşitli parametreleri hesaplayarak aracın en verimli şekilde çalışmasını sağlar. Beyin olarak da bilinen elektrik kontrol ünitesi, araçlara eklenen teknolojik parçalarla ve çağın gerekleriyle daha kompleks bir hal almıştır. Audi de bunu göz önünde bulundurarak “Vehicle Dynamics Processor” ismiyle bilinen araç dinamikleri işlemcisini geliştirmiştir. Bu yazımızda Audi’nin araç dinamikleri işlemcisi teknolojisini inceleyeceğiz:
Audi Ne Amaçlıyor?
Audi, araçlarındaki sistemlerin aynı ECU üzerinden daha fazla iletişim kurmasını istiyor ve aynı zamanda daha iyi bir sürüş deneyimi sunmayı amaçlıyor. Audi’nin yeni geliştirdiği elektronik kontrol ünitesi sadece daha fazla girdi ile çalışmayacak, aynı zamanda elektrikli veya başka türlü güç aktarma organlarında da çalışabilecektir. Modern otomobillerde, temel olarak araca ne zaman ne yapacağına dair direktifler veren elektronik kontrol ünitesine bağlı metrelerce kablo bulunur. Bu da belirli durumlarda çeşitli sistemler arasındaki karışık iletiler trafiği oluşması anlamına gelir. Audi, gelecekteki araç dinamiği işlemcisi (vehicle dynamics processor) ile buna bir çözüm bulacağını düşünüyor.
Audi araçlarda; aktif silindir çubukları, öngörülü süspansiyon ve dört tekerlekten çekiş gibi bileşenlerden girdileri alan bir elektronik şasi platformu mevcuttur. Bu elektronik şasi platformu otomobilin yol tutuşunu iyileştirmek için bunları işleyen sistemleri içinde barındırır. Böylelikle araba sert virajlara girdiğinde takla barları, viraj alma hızını azaltmamak için aracın bir tarafını kaldırır. Aynı zamanda güvenlik açısından da oldukça avantajlıdır. Özellikle araca gelen yandan darbelerde sağ veya sol süspansiyonlar otomatik olarak yükselip çarpma kuvvetinin etkisini azaltır. Audi, gelecekte daha fazla mekanik sistemi şu anda herhangi bir isim vermediği bir merkezi işlemciye bağlayarak bu durumu oldukça ileriye taşımak istiyor. Audi bu sistemin güncel arabalardaki mevcut ECP sisteminden 10 kat daha seri bir şekilde çalışacağını tahmin ediyor. Ayrıca şirket, otomobilin doksan tane farklı parçasına erişim sağlayabilecek şekilde sistemi geliştirecek.
2020 Audi A8 Hibrit Modeliyle Pürüzsüz Sürüş Deneyimi
Audi’nin yeni işlem ünitesini ileriye taşıyacak “elektrifikasyon” ismini verdiği başka bir önemli teknolojik gelişmesi de var. Geliştirecekleri araç dinamiği işlemcisi; geleneksel içten yanmalı motor, elektrikli motor veya hibrit motor gibi çeşitli güç aktarma organlarını entegre edebilecek. Ayrıca önden, arkadan veya dört tekerden çekişle çalışmasını sağlayacak şekilde tasarlayacaklar. Bunların bir kısmı, rejeneratif frenlemeden otomobilin mekanik durdurucularına geçişi daha da kolaylaştırmak için karmaşık bir elektrik ve hidrolik sistemleri yöneten Audi’nin E-tron modelinde var. Entegre fren denetleyicisi, aracın gittiği yeri hesaplamak ve genel menzili iyileştirmek için aracın navigasyon gibi diğer aksamlarından veri alıp gaz pedalının ne zaman bırakılacağına dair ipuçları sunabilir.
Audi’de bir süspansiyon ve dinamik mühendisi olan Dr. Klaus Diepold, basın açıklamasında bunu oldukça iyi açıkladı. Açıklamasına göre, araba viraja girdiğinde bu durum şimdiye kadar direksiyonun kontrol ünitesi tarafından gerçekleştiriliyordu. Aynı zamanda, şeritten ayrılma uyarısı gibi gelişmiş sürücü destek sistemlerinin kontrol üniteleri, bir direksiyon düzeltme komutu veriyordu. Gelecekte ise bu sistemlerin her ikisi de, yani direksiyon ve gelişmiş sürücü destek sistemleri, araç dinamikleri bilgisayarları tarafından algılanacak. Bu bilgisayar iki tür bilgiyi merkezde eşleştirecek ve daha sonra bunlarla aracın yön değişikliğini sağlayacak.
Peki sürücüler için bu ne ifade edecek? Yukarıda anlattığımız sürecin tamamı gerçekleşirken ruhumuz bile duymayacak çünkü milisaniyeler içinde bu işlem gerçekleşecek. Fakat daha yumuşak veya daha sportif sürüş modları arasındaki geçişlerde daha fazla konfor ve hassasiyet sağlar. Sürücü de bu modlar arasındaki değişikliği elbette fark edecektir. Ayrıca arabanın çeşitli parçaları arasında daha fazla iletişim gerçekleşmesini sağladığından araçların daha güvenli olmasını da destekleyecek gibi gözüküyor. Audi hangi modelinin bu teknolojiyi taşıyacağını belirtmese de orta veya büyük şasili araçlarda karşımıza çıkacağı anlaşılıyor.
Özetlemek gerekirse bu yazımızda Audi’nin tanıttığı araç dinamikleri işlemcisini inceledik. Araba dünyasında ilk modellerden beri markalar birbirleriyle yarış halindeler. Çeşitli segmentlerde arabalar çıkararak her türden kullanıcıya hitap etmek istiyorlar ve en üst modellerini en son teknolojilerle donatarak markalarını farklı kılmayı amaçlıyorlar. Audi de mevcut rekabetten payını alarak araç dinamikleri işlemcisi teknolojisini geliştiriyor. Vadettiği özelliklere bakarsak çoğu kullanıcının dikkatini çekeceği ve eleştirmenlerden tam not alacağı kesin gibi gözüküyor. Bakalım diğer markalar bu hamleye karşı teknolojik inovasyonlar geliştirebilecekler mi?
