Audi Quattro AWD teknolojisi nedir, nasıl ortaya çıkmıştır ve nasıl çalışır? Quattro, 1980’lerin başında Audi tarafından tasarlanan çağ açıcı bir dört çeker sistemidir. Çıktığı dönemde ilk olarak tam zamanlı dört çeker sistemi olarak arabalarda yerini almıştır. O günden sonra başta Audi’nin rakipleri olmak üzere diğer araba üreticilerinin de bu tasarımdan ilham almasına sebep oldu.
1980’lerden günümüze Quattro teknolojisi artan imkanlarla birlikte daha gelişmiş ve karmaşık bir yapıya sahip oldu ve çeşitli türleri üretildi. Standart versiyon olanı kilitli diferansiyel sistemiyle mekanik olarak dört tekeri de aktif olarak harekete geçiriyordu. Standart versiyonu A4, A5 gibi Sedan modellerde kullanılmakla beraber aynı zamanda Q5,Q7 gibi SUV’lerde de kullanılıyor. Standart modeller bir yana, Audi Quattro teknolojisi ile WRC ve Le Mans yarışlarında da oldukça başarılı sonuçlar elde etti. Bu yazımızda sizlere Audi Quattro AWD teknolojisi nedir ve nasıl çalışır sorularını cevaplayıp eski ve yeni sistemlerini inceleyeceğiz.
İçindekiler
Quattro Nedir ve Nasıl Çalışır?
Yukarıda basitçe değindiğimiz Quattro teknolojisi sürekli olarak dört tekerlekten çekiş sistemidir. Bir aksın uçlarındaki tekerlekler kontrolden çıkar ve araç kayarsa tahrik torku, tork yönlendirmeli merkezi diferansiyel aracılığıyla otomatik olarak diğer aksa yönlendirilir. Aracın şasisinin orta kısmında yer alan kilitli diferansiyel seyir halindeyken tork dağılımı diğer aksamlara belirli bir oranda aktarıyor. Son nesil Quattro teknolojisi ile donatılmış araçlarda ön aksa %40, arka aksa %60 oranında tork dağıtılıyor. Fakat bu tork dağılımı oranı sabit değil. Aracın seyir halinde olduğu zeminin koşullarına göre, örneğin ön tekerler yeterli tutuş sağlamadığı zaman bu tork dağılım oranları değişiyor. Böylelikle değişken tork oranları ile araç daha iyi bir tutunma sağlayarak sekteye uğramadan hareket edebiliyor. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki arka veya ön tekerlere aktarılan tork dağılımının belirli bir sınırı var. Bu limitler %70’e %30 ve %85’e %15 oranları şeklindedir. Bu oran değişimini de günümüz bütün modern araçlarında yer alan ESP sensörü ile sağlıyor.
İlk Quattro Sistemleri
İlk Quattro AWD (all-wheel-drive) sistemlerinde torku ön ve arka tekerlekler arasında dağıtmak için mekanik olarak üç farklı diferansiyel kullanılmıştır. Sürücü bu sistemle vakum operasyonlu anahtar vasıtasıyla ön ve arka diferansiyelleri kilitlemek için merkez diferansiyeli kilitliyordu. Böylelikle virajlarda araç kayma yaşamadan aynı hızda dönebiliyordu. Normalde aracın dört tekerinin de dönüş hızları arasındaki farkı dengelemek için diferansiyeller tamamen açıktır. Araç keskin bir virajdan döneceği zaman iç tekerlek dış tekerleğe göre çok daha az dönecektir. Arka diferansiyelin kilitlenmesiyle, kaygan zeminlerde veya çekiş sıkıntısı yaşanan yüzeylerde hareketi sağlayan tekerleklere eşit miktarda güç aktarılır. Böylece her kondisyonda aracın zemine tutunması üst sınırlara taşınır. Ön tekerlekler aracı döndürdüğü için kilitli diferansiyele sahip değildir.
1980’lerin sonuna doğru Quattro teknolojisinin ilk büyük güncellemesinde Torsen (Sınırlı kaymalı diferansiyel), manuel olarak çalıştırılan merkezi diferansiyelin yerini aldı. Torsen, gücü otomatik olarak yarı yarıya bölüp ön ve arka tekerleklere dağıtıyordu. Arka diferansiyel kilidi ise araçlarda halen mevcuttu. Günümüzde ihtiyaca büyük araçlarda arka Torsen diferansiyeli yer alabiliyor. Merkezde yer alan Torsen diferansiyelinde bir çift sarmal planet dişli barındırıyordu. Dişliler, mahfazanın içindeki sıkı oturan ceplere tutunuyordu ve uçlarındaki düz dişlilerden birbirine geçiriliyordu. Böylece düz dişliler, planet dişlilerin aynı yönde dönmesini engelliyordu. Bununla birlikte, bir aks çekişi kaybedeceği zaman, düz dişliler çekiş ile tekerleklere tork aktarmaya yardımcı oluyordu.
Bugünün Quattro AWD Teknolojisi
Audi, dört tekerlekten çekiş sistemi, ne kadar hızlı tepki verilmesi ve her bir tekerleğe ne kadar güç ile maksimum kavrama ve performans sağlanması gerektiğini temel alır. Aynı temel prensibe dayanan beş benzersiz Quattro teknolojisi sunar.
- MLB evo mimarili Quattro AWD sistemi ( 8 ileri vites triptonik, tork konventörlü otomatik şanzıman ve 7 ileri vites S Tronici çift kavramalı otomatik şanzıman)
- MLB evo mimarisini kullanan ultra teknolojili (7 ileri S tronic) Quattro AWD sistemi
- MQB mimarisini kullanan enine uygulamalar için Quattro AWD sistemi
- MSB mimarisini kullanan Audi R8 için Quattro AWD sistemi
- E-tron, her aksta elektrik motoru kullanan elektrikli Quattro AWD sistemi
Modern Quattro Sistemi
Temel olarak, Audi’nin modern orta ve büyük otomobilleri için geliştirdiği Quattro AWD sistemi, üç diferansiyelli olan önceki sistemlere benzer şekilde çalışır. Günümüzdeki araçlarda mekanik olduğu kadar elektronik olarak da donanımlandırılmıştır ve torku, çekiş ve denge kontrolü, direksiyon açısı sensörleri, yalpa sensörleri, tekerlek sensörleri ve ağırlık sensörlerine göre tekerleklere dağıtır. Varsayılan güç dağıtımı, önden arkaya %40’a %60’tır ve ön tekerleklere %70’e kadar veya bir aracın arkadaki gücünün %85’ine kadar güç sağlar. Ek olarak, elektronik tekerlek seçici tork kontrolü ile her bir tekerleğin tek tek frenlemesi ile aracın çekiş kuvvetine yardımcı olunur.
Tork kontrolü, denge kontrolünün akıllı bir yazılım fonksiyonu vasıtasıyla sağlanır. S ve RS modellerinde, arka spor diferansiyel iç veya dış tekerleği aşırı hızlandırabilir. Ayrıca bir arka tekerden diğerine neredeyse tüm gücü sert virajda göndererek daha dengeli bir yol tutuşu sağlar. Bu durum araba dünyasında tork vektörü ismiyle bilinir ve Audi araçlara, gerek binek otomobillerde gerek de motorsporlarında kullanılan otomobillerde büyük avantaj sağlar.
Özetlemek gerekirse bu yazımızda Audi Quattro AWD teknolojisi nedir ve nasıl çalışır sorularını cevaplandırarak konuyu mercek altına aldık. Bunu yaparken aynı zamanda Quattro teknolojisinin ilk geliştirildiği zamanlardaki donanımına göz attık ve ardından günümüz donanımını ele aldık. Quattro AWD teknolojisinin ilk çıktığı zamanlarda piyasada rakibi yoktu fakat günümüzde Audi’nin en büyük rakibi olan BMW, xDrive teknolojisini geliştirdi. Her geçen gün teknolojik gelişmelerden araba dünyası da nasibini aldığı için aslında bu gayet normal bir durumdur. Diğer markalara burada düşen, teknolojik imkanlardan ve gelişmelerden faydalanıp markalarını farklı kılacak inovasyonlar yapmak olacaktır.