Alfred Nobel, dinamitin mucidi olarak adını tarihe yazdıran ve bıraktığı vasiyetle Nobel Ödül geleneğinin öncüsü olan İsveçli kimyager.
Çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Alfred Nobel yalnızca dinamiti bulmakla kalmadı. O, buluşu sayesinde aynı zamanda yeni bir endüstri alanının, yani patlayıcı endüstrisinin oluşmasına ön ayak oldu. Bu yüzden, onu “patlayıcı endüstrisinin veya teknolojisinin babası” şeklinde adlandırmak yanlış olmayacak.
Ancak onun buluşu, beraberinde pek çok soruyu da gündeme getirdi: Alfred Nobel buluşunun kötüye kullanılmasından sorumlu muydu? Buluşunun insanlık tarihi açısından ne gibi sonuçlar doğurabileceğini hiç düşünmemiş miydi?
Ölümünün ardından açıklanan vasiyetinde, Nobel’in özel bir barış ödülü kurulması isteği ise hakkındaki tartışmaları alevlendirdi. Kimilerine göre, o barış yanlısı bir bilim insanı, kimilerine göre ise savaş yanlısı biriydi.
Gelin, hep beraber Alfred Nobel’in yaşamına yakından göz atıp onun hakkında yürütülen tartışmalara sebep olan buluşun arka planına yakından bakalım.
İçindekiler
Nobel Ailesi ve Alfred Nobel
Alfred Nobel, İsveç’in başkenti Stockholm’da 1833 yılında dünyaya geliyor. O, mühendis Immanuel Nobel ve Andriette Ahlsell Nobel’in üçüncü oğlu. Baba Nobel, inşa ettiği köprü ve binaların yanı sıra, patlayıcıların inşaat alanında kullanımıyla ilgili araştırmalarıyla tanınan biri.
Ancak Immanuel’in işleri bir süre sonra istediği gibi gitmiyor. Hatta iflasın eşiğine geliyor. Bu yüzden Immanuel, işleri düzeldiğinde ailesini yanına almak şartıyla, St. Petersburg’a taşınıyor. Baba Nobel, burada bir atölye açıyor.
Onun, atölyede Rus ordusu için mayın üretimi yaptığı biliniyor. Bu işten iyi paralar kazanınca anne Nobel ve çocuklar St. Petersburg’a taşınıyor. Bu sırada, Nobel ailesinin üyeleri arasına bir yenisi katılıyor: Emil Nobel.
Çocukların eğitim zamanı geldiğinde baba Nobel, üç oğluna özel hocalar eşliğinde dersler aldırıyor. Bu dersler arasında; doğa bilimleri, dilbilim ve edebiyat gibi dersler yer alıyor. Yoğun ve nitelikli bir eğitime tutulan Alfred Nobel fizik ve kimya alanlarıyla yakından ilgileniyor. Abileri Robert ve Ludwig ise babaları gibi mühendisliğe yöneliyorlar.
Bu yoğun çalışma temposu neticesinde, Alfred Nobel’in henüz 17 yaşındayken 5 dil bildiği kayıtlara geçiyor. Bu diller; Rusça, Almanca, İngilizce, İsveççe ve Fransızca. Dile olan ilgisinin yanında, Alfred’in felsefe, edebiyat ve şiire olağanüstü bir ilgisinin olduğu biliniyor.
Arşivde yer alan bilgilere göre Alfred Nobel, felsefe ve edebiyat dünyasında tanınan birçok isme hayranlık duyuyor. Bu isimler arasında; Platon, Aristoteles, Voltaire, Lord Byron, Percy Bysshe Shelly başı çekiyor.
Böyle olsa da Alfred üzerinde baba Immanuel’in geninin baskın çıktığı söylenebilir. Çünkü o tıpkı babası gibi, patlayıcılara özel bir ilgi duyuyor. Tabii onun bu ilgisinin nedeni yalnızca babasından kaynaklanmıyor.
Kayıtlarda yer alan bilgiler, Alfred’in bu ilgisinde kimya öğretmeni Nikolai Zinin’in büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor. Özellikle de Alfred’in buluşunun temelinde yatan patlayıcı sıvı, nitrogliserin ile haşır neşir olmasında payı oldukça büyük.
Dinamitin Keşfine Giden Zorlu Yolculuk
Nitrogliserin, en ufak bir basınç ya da sıcaklığa maruz kaldığında güçlü bir patlamaya yol açan ve kontrol edilmesi zor patlayıcı bir sıvıydı. İşte, Alfred bu tehlikeli patlayıcıyı kontrol edilebilir bir şekilde patlamanın yolunu bulmak için elinden geleni yapacaktı.
Oğlundan çok daha önce nitrogliserine büyük bir hayranlık duyduğu bilinen Immanuel’in baskıları sonucu Alfred yurtdışına gönderiliyor. Anlaşıldığı üzere, o, bugün anladığımız haliyle bir lisans eğitimi almıyor. Fakat kimya alanındaki bilgilerini geliştirmek amacıyla eğitim seyahatlerine çıkıyor. Seyahat ettiği ülkeler arasında İsveç, Almanya ve ABD yer alıyor.
Nobel’in son durağı ise Paris. Burada alanında ün yapmış T.J. Pelouze adlı kimyagerin laboratuvarında çalışmalar yürütmeye başlıyor. O, çalışmalarını yürüttüğü sırada nitrogliserini keşfeden A. Sobrero ile tanışma fırsatı yakalıyor ve onun patlayıcılar konusundaki engin bilgilerinden faydalanıyor.
Çalışmalarını yürütürken ailesi kendilerine yardımcı olması amacıyla artık Alfred’in İsveç’e geri dönmesini istiyor. O, 1852 yılında yurduna dönüş yapıyor. Ancak bu onun keşfine giden yolda bir engel oluşturmuyor. Çünkü kimyager Alfred’in nitrogliserinin patlatılmasında güvenlik sorunlarını giderebileceğine ilişkin inancı tam.
Ancak Alfred için bu deneylerin sonucunda ödediği bedeller ağır oluyor. 1953 yılında laboratuvarda bir patlama meydana geliyor. Patlama sonucunda beş kişi hayatını kaybediyor. Hayatını kaybedenlerden biri ise Alfred Nobel’in kardeşi Emil Nobel.
Alfred Nobel’in Başarısı: Dinamitin Keşfi
Acı kayıplara neden olan bu olayın ertesinde, İsveç Hükümeti tarafından Alfred Nobel’in Stockholm sınırları içinde çalışması yasaklanıyor. Bu kararın üzerine Nobel, çalışma ortamını İsveç’in en büyük üçüncü gölü olan Mälaren’e taşıyor. Deneyleri birkaç defa daha patlamalarla sonuçlanan azimli adam, nihayetinde 1867 yılında dinamit adı altında patentini aldığı patlayıcı karışımı keşfediyor.
Söylentilere göre, onun bu keşfi bir süre babasıyla arasının açılmasına sebep oluyor. Bunun nedeni ise Immanuel’in nitrogliserindeki cevheri henüz Alfred onunla ilgilenmiyorken biliyor oluşu. Bunun üzerine, Alfred babasına bir mektup yazmaya karar veriyor. Bu mektupta, babasına kendisinin nitrogliserinle tanışmasında büyük bir katkısı olduğunu bildirerek hakkını teslim ediyor. Böylece baba ile oğul arasındaki problem ortadan kalkıyor.
Öte yandan Nobel’in buluşu güçlü ve kontrol edilebilir olması nedeniyle, savaş sanayisi ve inşaat sektörü tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Kayıtlara göre, Alfred Nobel çok kısa bir sürede patlayıcının ihracatını yapmasının yanı sıra, 20 farklı ülkede 100 farklı şirket kuruyor. Böylece büyük bir servetin sahibi oluyor.
Aynı zamanda Nobel’in başarısından kardeşleri Robert ve Ludwig de payına düşeni alıyor. Nobel kardeşler, yaşamlarını bir süre Rusya’da geçirdikten sonra İsveç’e geri dönen ailelerine eşlik etmemişlerdi. Onlar, babalarının kurdukları ve daha sonra kötüye giden atölye işlerini toparlamak için Rusya’da kalmışlardı. Arşivlerde yer alan bilgiler, ilerleyen süreçte iki kardeşin petrol endüstrisine girdiği yönünde.
İşte, Nobel’in keşfi sayesinde Robert ve Ludwig’in işleri hızlanıyor ve kolaylaşıyor. En son Bakü’de Branobel adıyla bilinen bir şirketin sahibi olan Nobel Kardeşler, kontrollü patlayıcı sayesinde zengin petrol yataklarını daha hızlı keşfetmeye başlıyorlar.
Alfred Nobel’in Tartışmalı Keşfi
Buluşuyla birçok tartışmaya yol açan Alfred Nobel’in dinamiti savaş sanayisinde kullanma amacıyla geliştirip gelişmediği ise tam bir muammaydı. Genel görüş, onun savaş yanlısı bir insan olduğu yönündeydi. Hatta laboratuvar deneyleri sırasında, onun öldüğüne dair haber alan bir gazetenin “ölüm taciri öldü” şeklinde başlıklar attığı kayıtlarda yer alıyor. Bu haberlerin Alfred Nobel’i çok üzdüğü bilinmekte.
Fakat onun ölümünün ardından Avusturyalı yazar Bertha von Suttner ile mektupları ortaya çıktı. Bu mektupların Alfred Nobel’in dinamiti bulmasının arka planında yatan niyetini açıklığa kavuşturduğu söylenebilir.
Yazışmalara göre, Alfred Nobel buluşunu ortaya koymadan önce sanılanın aksine, buluşunun belki de savaşı sonlandırabileceğine inanmaktaydı. Dinamitin yaratacağı patlama ve ortaya çıkaracağı büyük yıkımlar beraberinde, büyük can kayıplarına yol açacaktı.
Onun nazarında, uluslar böylesi bir yıkıma göz yumamazdı. Bu yüzden, onun buluşu savaşların yapılmasında caydırıcı bir rol oynayacaktı. Anlaşılıyor ki, dinamitin mucidi olan bu adam, onu savaşlarda kullanma fikriyle geliştirmemişti. Alfred’in niyeti patlayıcıyı inşaat alanında pratik olarak kullanabilmekti.
Her ne kadar böyle olsa da gidişat Alfred Nobel’in niyetinin zıttı yönündeydi. Onun ölümünün ardından gelen I. Dünya ve II. Dünya Savaşı zıt yönlü gidişatın örnekleriydi. Tabii Alfred Nobel’in ömrü bu yıkımları görmeye ne yazık ki yetmedi. O, tarihler 10 Aralık 1896’yı gösterdiğinde İtalya’nın san Remo kentinde yaşamını yitirdi.
Alfred Nobel’in Vasiyeti: Nobel Ödül Geleneği
Ölümünün ardından Alfred Nobel’in vasiyeti açıklandı. O, tüm mirasını çalışmalarıyla insanlığa hizmet eden bilim insanlarına verilmesini istiyordu. Buna göre, Alfred adına bir vakıf kurulacak ve her yıl bir ödül töreni düzenlenecekti. Ödüller insanlığa faydalı olan bilim insanlarına 5 ayrı dalda verilecekti; fizik, tıp, kimya, fizyoloji, edebiyat ve barışa hizmet. 1968 yılında, ödül dallarına bir yenisi daha eklendi: Ekonomi.
Alfred Nobel’in bu hamlesi uluslararası düzeyde tekrar tartışmalara yol açmıştı. Kimileri onun bu hamlesini olumlu değerlendiriyor, kimileri ise “dinamiti bulmakla pişmanlık duyduğu ve bu yüzden vicdanını rahatlamak istediği” şeklinde yorumluyordu. Hatta Einstein’ın “bilim insanın insanlığa karşı sorumluluğu” temalı bir konuşmada, onun ‘başarısı”nı telafi etmek amacıyla barışı teşvik etme ödülü verdiğinden söz eder.
Öte yandan, Alfred’in vasiyeti açıkladığında ailesinin vasiyete şiddetle karşı çıktığı biliniyor. Ancak ailesinin tutumuna karşın, vasiyet 26 Nisan 1897 yılında Norveç Parlamentosu tarafından onaylanıyor. Bu gelişmelerin ardından Nobel Vakfı’nı kurmak için hükümet tarafından yetkililer görevlendiriliyor. Nihayetinde, ödüllerin sahiplerini bulacağı bir binanın inşa yapımına geçiliyor.
Takvimler 1901 yılını gösterdiğinde, ilk Nobel Ödül Töreni gerçekleştiriliyor. Ödüller her sene Alfred Nobel’in ölüm tarihi, 10 Aralık’ta sahiplerini buluyor. Her ödül, kendisine yetki verilen komiteler tarafından sahiplerine veriliyor.
Fizik, kimya ve ekonomi dalındaki ödüller İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından; fizyoloji ve tıp dalındaki ödüller Karolinska Enstitüsü tarafından; edebiyat ve barış ödülü ise İsveç akademisi tarafından seçilen beş kişilik kurul tarafından veriliyor.
Ödül sahiplerinin başarıları ise komiteler tarafından bir madalya, bir diploma ve para ödülüyle taçlanıyor. Nobel Ödül’ü bugün dünyanın en prestijli bilim ödülü olarak kayıtlarda yer alıyor. Elde edilen veriler, 2011 yılına kadar 826 kişiye ödül verildiği yönünde. Bu ödülü almaya hak kazanan kadın bilim insanı sayısı ise 43 olarak kayıtlarda yer alıyor. Tarihte Nobel Ödülü’nü alan ilk kadın ise Marie Curie oluyor.
Nobel Ödüllerinin İlk Sahipleri
İlki, 1901 yılında gerçekleştirilen Nobel Ödül Töreni’nde ödül almaya hak kazanan isimlerin listesi şöyle:
- Edebiyat dalında ödül almaya hak kazanan isim, Fransız şair Sully Prudhomme.
- Fizik dalında ödül almaya hak kazanan isim, Alman Fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen.
- Kimya dalında ödül almaya hak kazanan isim, Hollandalı kimyacı Jacobus Henricus van ‘t Hoff.
- Barış dalında ödül almaya hak kazanan isim, Kızılhaç Teşkilatı’nın kurucusu İsveçli Henry Dunant ve Fransız Frédéric Passy.
- Fizyoloji veya Tıp alanında ödül almaya hak kazanan isim ise Alman fizyoloji uzmanı Emil Adolf von Behring.
Alfred Nobel’in başarılarla dolu hayatı günümüzde hala farklı kişiler tarafından farklı şekillerde yorumlanıyor. Dinamitin mucidi olan Nobel, her ne kadar farklı amaçlarla hareket etse de dinamitin kullanım alanı tam olarak da istediği gibi seyretmiyor.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Sizce Alfred Nobel, Nobel ödüllerini kendi vicdanını rahatlatmak için mi vasiyeti olarak bıraktı? Bu soruya verilen cevaplar değişebilir ancak ortada değişemeyecek bir gerçek var. Hangi sebeple olursa olsun dünyadaki en prestijli ödül törenlerinden birisi olan Nobel’i Alfred Nobel’in vasiyetine borçluyuz.