Sosyal medya artık neredeyse tüm insanlar için hayatın çok büyük bir parçası. İstatistiklere göre dünyada 3,8 milyardan fazla insan sosyal medya kullanıcısı. Küresel nüfusun neredeyse yarısından fazlasının kullandığı sosyal medyanın tarihi ise oldukça yeni.
Sosyal medya dünyayı değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor diyebiliriz. Artık haberlere erişimimiz, siyasi değişimleri takip edişimiz ve nasıl organize olduğumuz bile sosyal medya üzerinden şekilleniyor. Peki her şey nasıl başladı? Bunu doğru cevaplamak için öncelikle sosyal medyanın tam olarak ne olduğuna kısaca bakmamız gerekiyor.
İçindekiler
Sosyal Medya Nedir?
Sosyal medya; insanlar tarafından mesaj, bilgi, fikir ve videolar gibi içeriklerin paylaşıldığı, ağlar ve kolektifler oluşturmak için kullanılan çevrimiçi iletişim biçimleri olarak tanımlanabilir. Bu durumda sosyal medyanın 1970’lerde internetin ortaya çıkmasından sonra başladığını kabul edebiliriz.
İnternetin Büyümesi ve Çevrimiçi Sitelerin Başlangıcı
İnternetin köklerini, çeşitli kuruluşlarının bilgisayarlar arası iletişim kurabilmek için yeni yollar denediği 1970’lere dayandırabiliriz. Bu bir anlamda çevrimiçi sosyal medyanın başlangıcı olarak sayılabilir. Bununla birlikte sosyal medyanın daha yaygın olması kişisel bilgisayarların çoğaldığı 1980 ve 1990 dönemine denk gelmekte.
1990’larda blog yazmanın ortaya çıkmasıyla birlikte sosyal medya çağı da ivmeli bir şekilde yükselişe geçti. Six Degrees ve Friendster’in ortaya çıkmasıyla sosyal medya bugünkü halinin ilk gerçek örneklerini görmüş oldu.
Six Degrees
1997’de başlatılan Six Degrees ilk çevrimiçi sosyal medya sitesi olarak adlandırılmaktaydı. Six Degrees; insanların e-posta adresleri ile kaydolduğu, bireysel profiller oluşturduğu ve kişisel ağlarına arkadaş ekleyebildiği bir platformdu. Kullanıcı sayısı 3.5 milyona ulaşan Six Degrees, 2001 yılında kapatıldı.
Friendster
Six Degrees’den sonra ona rakip olan Friendster 2002 senesinde kullanıcılara sunuldu. Six Degrees’in yapabildiği her şeyi yapabilen Friendster aynı zamanda video ve fotoğraf paylaşımına da izin veriyordu. Kullanıcılar birbirlerinin kişisel ağının bir parçası olduğu sürece diğer kişilerin profillerine yorum bırakabilmekteydiler. Friendster’in, çoğu Asya’dan olan, kullanıcı sayısı 100 milyonu aştı fakat site 2015 yılında bir ara vermeye karar verdi. 2018 senesinde ise şirket kapatıldı.
LinkedIn de aynı dönemlerde, 2002 senesinde, kariyer odaklı profesyoneller için kuruldu. 2020’ye kadar dünya çapında 675 milyondan fazla kullanıcıya ulaşan site; iş arayanların yanı sıra iş dünyası ile ilgilenenlerin de tercih ettikleri sosyal medya sitesi olmaya devam ediyor.
Facebook ve Myspace ile Yeni Bir Çağ
Sosyal medyanın tarihi için en büyük dönüm noktalarından ikisi Facebook ve Myspace’di. 2003 yılında piyasaya sürülen Myspace, 2006 senesinde dünyada en çok ziyaret edilen internet sitesi konumundaydı. 2004 senesinde Harvard’da ilk kez başlatılan Facebook, 2008’de Myspace’i gölgede bıraktı. MySpace’in Facebook’un gerisinde kalmasının bir sebebi de geliştiricilerin, siteyi reklamlar ile doldurarak kullanımını zorlaştırması olduğu söylenmekte.
2012’de başlatılan Google+, yaklaşık 500.000 kullanıcının özel bilgilerini bir veri güvenliği ihlali nedeniyle ele geçirmesinin ardından 2018’de bitirildi.
2005 yılında YouTube ve 2006 yılında Twitter’ın ortaya çıkışıyla sosyal medya daha da çok ivme kazandı. YouTube tamamen yeni bir iletişim yöntemi başlatarak çok uzun mesafelerde medya oluşturma ve paylaşma becerisi ile ezber bozan bir platforma dönüştü. Kullanıcıların ünlülerle neredeyse doğrudan etkileşime girmesine izin veren Twitter da sosyal medya için çok önemli bir adım oldu.
2010 senesinde, dünyanın her yerinden insanları birbirine bağlamak için görsel iletişim ve sosyal etkileşim kullanan Instagram bulundu. Böylece sosyal medyada görsel iletişim de yeni bir boyut kazandı.
Sosyal medya tarihi zaman açısından kısa olsa da, günümüzde artık insanların arkadaşları ve aileleriyle nasıl bağ kurduğunun ayrılmaz bir parçası. Toplumun sosyal medyayı bu kadar hızlı bir şekilde benimsemesi ve sahiplenmesi, sosyal medyanın hepimizin sahip olduğu bir ihtiyacı karşıladığını açıkça gösteriyor. İnsanlar ile gerçekten etkileşime girmeye gerek kalmadan onlarla buluşmayı ve konuşmayı sağlayan her türlü medya da gelecekte kendine yer edinecektir.
Valla kardeşim 90’ların ortasındayız.. O zaman cep telefonlar bir iki model, herkesin zil sesi bile aynı.. Altavista’tan Yahoo’dan arardık arayacağımızı.. Google diye bir şey çıkmış dedikleri zaman; “Google ne yeaaa..” dediydik.. O vakitler tabi sosyal medya da yok. İlki Facebook’tu ki ona da 97’den itibaren yüklenmeye başladık. Ben farklı şeyler olabilir mi yani yeni medyalar çıkabilir mi bilemiyorum. Tiktok var dibin dibi o da ayrı bir mevzu.